Sovyet Sosyalist Cumhuriyet Birliği (SSCB) dağıldıktan sonra Türk vatandaşı olan dünyaca ünlü piyanist Anjelika Akbar, GÜNAYDIN'a konuştu. Kendisini bu topraklara Türk insanının güzel gönlünün çektiğini söyleyen Akbar; Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin'in liderlik özellikleri bakımından birbirlerine çok benzediğini söyledi...
500'ün üzerinde bestesi olan, dünyanın birçok yerinde konserler veren bir müzisyensiniz. Müziğin yaşamınızdaki yeri ne?
Müzik, hayatın kendisi benim için; onun içinde yüzüyorum. Annem ve babam da müzisyen olduğu için daha anne karnındayken müzikle iç içe olmaya başladım aslında. 2.5 yaşındayken notaları biliyordum. 4.5 yaşındayken ilk bestemi yaptım. 5 yaşındayken de ilk kişisel konserimi verdim.
TÜRKLER'İN GÖNLÜNÜ SEVDİM
"İstanbul'a ilk ayak bastığım gün bayramımdır" diyorsunuz. Nedir Türkiye'yi sizin için bu kadar değerli kılan?
Beni bu topraklara çeken şey, Türk insanları ve onların güzel kalbi. Anadolu'nun özel bir tılsımı var bence. Bir yerde bir şey yaşanıyorsa onun kelimesi de vardır. Bu toprakların kelimesi ise gönül. Çok geniş ve derin bir kavram gönül; sadece Türkçe'de olan, başka dillerde olmayan bir kelime. Anadolu'daki insanların yoğun olarak yaşadıkları ve yansıttıkları, içinde birçok birleşenin olduğu özel bir hal var; 'gönül hali'... Beni de çeken bu 'gönül hali'. Dünyanın birçok yerine gitmiş biri olarak, bu topraklardaki insanların o özel 'gönül hali'ne başka hiçbir yerde rastlamadım. Buna Rusya da dahil. Türk insanının en çok açık yürekliliğini, samimiyetini, sarıp sarmalamasını ve yardımseverliğini seviyorum. Türk milleti ne kadar özel ve güçlü olduğunun yeterince farkında değil. Çok güçlü bir millet ama belki de tevazudan 'Biz çok da iyi değiliz' hali var Türk toplumunda. Tevazu iyi bir niteliktir, fakat fazla mütevazı olmaya gerek yok. Biz ancak kendi değerimizin farkında olursak, emin duruşumuzu dış dünyaya aksettirebiliriz. Uluslararası arenada daha güçlü durabilmemiz için önce kendimizi sevmeli ve kendimizin farkında olmalıyız.
Türkiye ile ilgili yaptığınız konuşmalarınızda 'biz' diyorsunuz...
Ben tek vatandaşlık taşıyorum, o da Türkiye vatandaşlığı. Sovyetler Birliği dağılmadan önce gelmiştim Türkiye'ye, hemen sonra SSCB dağıldı ve elimde Sovyet pasaportu kaldı ama öyle bir ülke artık yoktu. Daha sonra Türkiye vatandaşı oldum ve ona başka bir vatandaşlığı eklemek bu zamana kadar aklıma bile gelmedi. Bu toprakları o kadar çok seviyorum ki, yurt dışına gittiğimde Türkiye hakkında olumsuz bir şey duyduğum zaman dayanamıyorum. Türkiye'ye karşı bir şey söylenmesine hiç tahammülüm yok. Türkiye aleyhinde yurt dışında medyanın da etkisiyle bir sürü dezenformasyon yapılıyor, yanlış haberler çıkarılıyor. Bu da Türkiye'ye yönelik önyargıların oluşmasına yol açıyor ne yazık ki. Böyle bir durumla karşılaştığımda da hemen karşı çıkıyorum ve benim bildiğim, sevdiğim ve deneyimlediğim Türkiye'yi anlatıyorum. Türkiye hakkında haksız, olumsuz bir haberle karşılaştığım zaman inanın içim titriyor ve çok üzülüyorum.
SABAH'IN TÖRENİ ÇOK GÜZELDİ
Rusya Devlet Başkanı Putin'i lider olarak nasıl buluyorsunuz?
Putin'i severim. Duruşu olan ve güçlü bir lider. Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çok benzer yönleri olduğunu düşünüyorum liderlik açısından. Erdoğan da, Putin de hem çok güçlü iki lider, hem de ikisinin de etkileme gücü çok yüksek. İkisi de çok güçlü karakterlere sahip, yeni fikirlere açık liderler.
Sabah Yıldızı Kültür Sanat Ödül Töreni'ne katıldınız. Töreni'ni nasıl buldunuz?
Çok güzel, başarılı, en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş bir geceydi. Hem jüri üyeleri, hem de ödül alan isimler alanlarında çok başarılı ve nitelikli isimlerdi. En İyi Müzik Kurumu'na ödül vermek için sahneye çıktım ve çok heyecanlandım. Kenan Işık'a ödül verildiği sırada yapılan konuşmalar da beni duygulandırdı.
Yeni bir projeniz var mı?
Cumhurbaşkanlığı'nın himayesinde devam eden 'Ayvazovski'nin İstanbul'u' projem var. Rusya'nın en sevilen ressamı Ayvazoski, aşık olduğu İstanbul üzerine birçok resim yapmış. Projenin hem yöneticisi, hem de bestecisi olarak; Ayvazovski'nin tablolarını müzik diline tercüme edip 'Ayvazovski Rapsodisi'ni besteledim. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı bu projeye destek verdi. Bu proje, Rusya- Türkiye ilişkileri açısından kültürel bir köprü görevi taşıyor.
İLHAMIMI TÜRK İNSANINDAN ALIYORUM
Bestelerinizi yaparken ilham aldığınız yerler var mı?
Var, köprüler mesela. Asya ile Avrupa'yı bağlayan köprülere bayılıyorum. Asya'dan Avrupa'ya geçtiğimin her anın farkındayım ve bu his beni çok mutlu ediyor. Dünyanın hiçbir yerinde bir şehri böyle özel kılan şey yok. İstanbul'un iki kıta arasında köprü olması bence bu şehre çok değer katan bir özellik. Türkiye, İstanbul'un bu özel yanını turizm açısından keşke daha fazla değerlendirse. İstanbul tarihi mekanlar açısından da çok zengin. Boğaz'ın yanı sıra Sultanahmet gibi tarihi mekanlardan da ilham alıyorum. Ama ilhamımı en çok Türk insanından alıyorum.
HİTLER'İN YAPTIKLARI YÜZÜNDEN HRİSTİYANLIĞI MI SUÇLADIK?
Son yıllarda Batı'nın İslamiyet'i terörle yan yana getirme çabasını siz nasıl yorumluyorsunuz?
İslam kelimesinin manasının barış olduğunu biliyorum. Mesela kendini Hristiyan diye tanımlayan birinin yaptığı terör eylemini, Hristiyanlık dini ile nasıl bağdaştıramazsak, aynı şekilde kendine Müslüman'ım diyen birinin de insanlara zarar veren eylemini İslamiyet'le bağdaştıramayız. Terör eylemlerini insan faktörü olarak değerlendirmeliyiz. Teröristin bireysel yorumu dinleri bağlamaz. Avrupa'da Hristiyanlık dini kullanılarak engizisyon mahkemeleri kurulup insanlar öldürülmedi mi? Peki biz bu mahkemeleri Hristiyanlıkla mı bağdaştırdık? Hayır. Ya da milyonlarca insanı öldüren Hitler de Hristiyan'dı. Onun toplumlara verdiği zarar yüzünden Hristiyanlığı mı suçladık? Hayır. İşte kendini Müslüman'ım diye adlandırarak insanları öldürenlere de aynı şekilde bakmalıyız. Burada insan ve nefs faktörü önem kazanıyor. Ne bir dine, ne de bir öğretiye bağlı bu.
UÇAK KRIZI DÖNEMINDE HAFTALARCA AĞLADIM
Rusya ve Türkiye; tarihi açıdan güçlü ve köklü bağlara sahip iki ülke. İki ülke arasında devam eden bu iş birliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Rusya ve Türkiye arasında yaşanan uçak krizi döneminde çok üzüldüm, çok ağladım, çok dua ettim. Krizin aşılması için hem Rusya'dan, hem Türkiye'den birçok insanla görüştüm. Bir sürü insan da ilişkilerin düzelmesi için dua etti. Rus halkının Türkler'i ve Türkiye'yi çok sevdiğini söyleyebilirim.