Bu yılki YKS'ye, yine sınava geç kalanlar damga vurdu.
Sosyal medyada, gözyaşları içinde okul kapılarının önünde 'Açın kapıyı!' diye yalvaran gençler ve aileleri yürekleri burktu. Sınava geç kalanlar, muhabirler için rutin haber oldu artık.
Hele bir haber videosu vardı ki, 100 metre finali gibiydi.
Videoda, polisler "Koş koş!" diye bir gence bağırıyordu. Genç de sanki 100 metre yarışındaymış gibi koşup içeri girebildi. O genç girdikten hemen sonra başka bir genç, daha yavaş koştuğu için 15 saniye gecikti ve içeri alınmadı. Veliler,
"Alın bu çocuğu içeri" diye isyan etti ama alınmadı. Veliler arasından biri, "Saat daha 10.00, bir dakika bile geçmedi" diyordu ama değişen bir şey olmadı.
UYGULAMA DOĞRU
Antalya'da sınava giren başka bir genç, bindiği otobüs onu okula 7 km. uzakta bıraktığı için yürümek zorunda kalmış.
O sırada itfaiyeye okulun adresini sormuş. İtfaiye erleri de genci araçla okula bırakmış.
Böyle bir sürü ilginç olay var.
Geçtiğimiz yıl, kurallar gereğince sınavların yapıldığı salonların kapıları saat 09.45'te kapatıldı ve bu saatten sonra gelen adaylar sınava alınmadı. Bu yıl saat 10.00'da kapılar kapatıldı ama yine kaçıranlar oldu. Seneye 10.15'te kapılar kapatılsın; yine sınavı kaçıranlar olur.
Şimdi
'Ha 15 saniye, ha 15 dakika; geç kalanlar sınava alınsın' diyenleriniz olacaktır. Peki ÖSYM, sınava vaktinde gelenlerin mi, yoksa geç kalanların mı hakkını savunsun?
Sınava geç kalanlar, sınıflara gürültülü ve heyecanlı bir şekilde girdikleri anda, sınava vaktinde gelenlerin dikkati dağılıyor.
YKS'de bir dakikanın, bir sorunun bile büyük önemi var. Geç kalan öğrenci yüzünden dikkatiniz dağıldığında bir soruyu yanlış cevaplasanız, sıralamada binlerce öğrencinin gerisinde kalıyorsunuz.
Sınava bir saat önce gelen, vaktinde sınıfta hazır bekleyen öğrencilerin hakkının yenmemesi adına, ÖSYM'nin yaptığı bu uygulamayı doğru buluyorum. Bu sınav için bir yıl çalışan gençler, vaktinde okula gelme sorumluluğunu da üstlenmeli.