Son yıllarda, başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok yerinde Müslümanlara yönelik terör saldırıları yaşandı. Ama saldırılar karşısında Avrupalı siyasetçilerin bugüne kadar gösteremediği empati ve kapsayıcı tavrı, Yeni Zelanda başbakanı gösterdi. Dünya liderlerine örnek olacak bir tutum sergiledi.
Şefkat dolu tavrının yanı sıra İslamofobik politikalarıyla sürekli gündeme gelen Trump'a 'Tüm Müslümanlar topluluklara sempati ve sevgi duy' diyecek kadar da sözünü esirgemeyen bir kadın Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardem.
Saldırı sonrası yaptığı konuşmalarında hep empatiye vurgu yaptı. Birleştirici, kucaklayıcı üslubuyla başta dünyanın birçok yerinde ötekileştirmeye maruz kalan Müslümanlar olmak üzere herkesin takdirini kazandı. "Anne olmam empati kurmamı kolaylaştırdı" ifadesiyle de siyasal alanda kadın varlığının aslında ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi. Siyasete 'kadın eli' değmesinin neleri değiştirebileceğini de... Dünyanın en gelişmiş demokrasilerinde bile siyasal alandaki kadın temsiliyeti erkeklerin çok gerisinde.
Benzer tablo ülkemiz için de geçerli maalesef.
GÜÇLÜ KADINLAR
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere birçok erkek siyasetçi kadının politikada daha fazla yer alması gerektiğini sık sık dile getiriyor ama bir türlü kadının siyasetteki ağırlığı istenilen düzeye ulaşmıyor.
Peki bunu başarabilmek için biz kadınlar ne kadar çaba harcıyoruz?
Toplumun yarısını oluştururken neden bunu siyasete yansıtamıyoruz?
Bu konudaki eksikliği biraz da kendimizde aramalıyız.
Kabul ediyorum, geçmişe oranla kadınlar siyasette daha fazla yer almaya başladı ama yeterli mi? Tabii ki değil. Yerelden başlayarak siyasetteki ağırlığımızı arttırmamız için daha fazla mücadele etmeliyiz. Özgüven ve cesaretle erkeklerin egemenliğinde olan siyasal alana daha fazla nüfus etmeliyiz. Bu konuya kabinedeki iki kadın bakanımızdan biri olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da dikkat çekerek, amacının yerel siyasette kadının sayısını artırmak olduğunu söylemişti. Siyaset mahallede başlar. Yerel siyasette kadın ne kadar güçlü olursa bu tablo genele de yansır. Peki, kadınlarımız yerel yönetimlerde ne durumda? Kadın muhtar sayısına bakarak bile yerelde siyasal aktör olarak kadının yerini görebiliriz. 2014 verilerine göre genel muhtar sayısının yüzde 1.3'ünü oluşturan kadın muhtar sayısının oranı, 31 Mart'tın kesin olmayan sonuçlarına göre bir miktar artmıştır. Bir miktar diyorum çünkü seçim sürecinde muhtar adayları arasında kadınların sayısı bile ülkenin yüzde 50'sini oluşturan bizleri temsil etmekten çok uzaktı.
Bizi umutlandıran bazı adaylıklar da yaşadı. Özellikle Anadolu'da büyük bir cesaretle adaylığını koyan ve erkeklere karşı mücadele eden kadınlarımızın da hakkını yemeyelim.
Seçimlerde iki erkek rakibine karşı adaylığını koyan ve onları sandıkta yenerek Elazığ'ın merkezdeki tek kadın muhtarı seçilen 28 yaşındaki Seda Gündoğan. Umarım böyle yürekli kadınlarımızın sayısı artar ve siyasete daha fazla 'kadın eli' değer. Unutmayalım; kadınlar toplumu da siyaseti de güzelleştirir.