NURSEL ERGİN

Yeniden atv'ye döndüm. Mutfak Bahane programına başladım. Kelebek gibiyim. 20 dakikada yemek yapmalarını istiyoruz. Büyük ödülü olan ciddi bir rekabet yaşanan, gerçekçi bir aile programı. Ben çok severim aile birliğini. Gelin damat kayınvalide var. Bazen çok ciddi rekabetler tartışmalar yaşanabiliyor. Kaptırıyorlar kendilerini. Biz onları dizginliyoruz. Büyük kavgaları yayınlamıyoruz, kesiyoruz.

Beni ne zorladıysa Allah bana 10 katını verdi. Kanserle mücadele ettiğim bu dönemde çok yazdım. Kafamı durduramadığım elimin düşüncelere yetişemediği zamanlar oldu. Yazdıkça iyileştiğimi fark ettim, bunu birçok kişi okumalı dedim. Başımıza bir şey geldiğinde ayağa kalkılabileceğini defalarca deneyimledim. Kimisi suçlamayı orada kalmayı tercih ediyor. Halbuki düştüğün yerden daha güçlü kalkmak diye bir gerçek var. Ben bu yaşadığım şeyi bir daha gerçekleştirdiğim için kendimle gurur duyuyorum.
ÇOK GÜZEL ANNEANNE OLURUM

Çok mutlu biriyim. Kendini mutlu edince iyileştireceğine inanan biriyim. Somurtan sürekli şikâyet eden kişileri sevmem.

Annesiz babasız yetiştirme yurdunda büyüdüm. Ben bu kadar aile kavramına önem verirken, senin annenden şikâyet etmen beni rahatsız ediyor. Aşırı empatik biriyim, o yüzden hastalandım. Başıma gelenlere takılmıyorum. Tüh ya bu neden benim başıma geliyor diye söylenen değil, bundan ne dersler çıkarırım diye düşünen biriyim. Yeniden doğduğumu düşünüyorum.

Piyano çalmayı çok severim. Kafamı meşgul ettim, piyano çaldım resim yaptım. Hayatım boyunca niye çizmemişim. İçimden bambaşka bir ben çıktı. Bu kendimi bulmam için bir mükafatmış. Ölmekten korkmuyorum. Yarın, haftaya, 6 ay sonra ne olacağımız belli değil. Önemli olan hayatı dolu dolu yaşamak lazım.

Kızım Bengü'ye çok iyi annelik yaptığımı düşünmüyorum. 26 yaşında. Onun çocuğu olursa çok güzel anneanne olacağımı düşünüyorum.
BİHTER DİNÇEL
OYUNUMUZA AŞKLA BAĞLIYIZ

Uçarak Yok Olmak İsteyen Nergis isimli romanım yeni çıktı. Nergis diye bir kızın hikâyesi. İzmir Karşıyaka'da geçiyor hikâye. Benim de çok iyi bildiğim yerler. Bir sabah uyandıklarında annesinin kaybolduğunu fark eden Nergis'in annesini arama bu süreçte depremzede bir kızla karşılaşıp, aynı zamanda âşık olma hikâyesini anlatmaya çalıştım. Kızın aklında çalan bir radyo var. Kızın her duygusuna eşlik eden o ezgilerden oluşan şarkı listesini de paylaştım kitabın sonuna.

Başlarken başka bir hikâye vardı kafamda, yazarken farklı bir hikâyeye evrildi. Sonra ben hikâyeye teslim oldum. Çok gülerek ve çok ağlayarak yazdım. Neşeli bir dili var, Nergis'in ağzından akıyor hikâye. 8 ayda bitirdim. Felsefe mezunuyum. Geri dönüp onlara tekrar baktım bu süreçte.

Ahmet Sami Özbudak'ın yazdığı, Emrah Eren'in yönettiği Mercaniye Çok Yaşa'da harika bir ekiple çalışıyoruz. Bülent Çolak, Fatih Koyunoğlu, Erdem Akakçe ve Sevil Akı ile birlikte oynadığımız bir oyun. Osmanlı'nın son döneminde yaşanmış bir hikâyeden yola çıkmış Ahmet Sami. 20 yıl boyunca Haliç'e zincirlemiş donanma olarak kullanılan gemide geçen eğlenceli bir oyun. Geminin içinde bambaşka bir şey yaşanırken günün birinde kendilerini savaşta buluyorlar. Tosun Paşa'yı andırıyor biraz. Turneler çok iyi geçiyor. Dolu salonlara oynuyoruz, şahane bir seyirci var. 50 oyunu geride bıraktık. Aşkla bağlıyız oyunumuza. Seyahat etmeyi farklı şehre gitmeyi o kadar özlemişim ki.

Oğlum 14 yaşında. Benim en iyi arkadaşım. Savaş Dinçel'in gelini olmak büyük gurur ve sorumluluk. Onunla 1 sene geçirebildik ne yazık ki. İyi ki o vakti geçirmişim, çok değerliydi.
DAMLA CERCİSOĞLU
SAHNE PARTNERLİĞİ EŞLİĞİNDEN BİLE İYİ

Ben Yıldız Kenter'in öğrencisiyim daha dramatik oyunculuk alt yapısına sahibim. Orçun, Ferhan Şensoy'un öğrencisi ve orta oyuncusu. İki farklı üslubun bir arada olduğu değişik bir çiftiz. Birbirimizden çok şey öğrendik. O aynı zamanda yazarlık yapıyor ben de yönetmenlik yapıyorum. Dolayısıyla kendi üslubumuzda bir şey yapmamız lazım dedik. Bunun için de kendi tiyatromuzun olması gerekir diye Eserekli Tiyatro'yu kurduk. Eşime torpil yapmam. O çok iyi bir yazar ve oyuncu. Espri satma dediğimiz komedi konusunda o kadar usta ki, her rolü kendi oynayacakmış gibi yazmış. Maalesef bir onun kadar zamanlama tutturamayabiliyoruz. O yüzden onun hızına yetişmekte zorlandığımız yerler oldu. Onu yönetmek zor çünkü kafası hiç durmuyor. Sürekli yeni şey ekliyor...

Tadını çıkararak oynuyoruz. Sahne partnerliği eşliğinden bile iyidir. O kadar keyifli ki onunla oynamak, sahnenin uzadığını unutuyoruz bazen. Orçun olmasaydı ben evlenmeyi düşünmezdim. Hiç aklımızdan geçmezdi. Tam evlenilecek kişi. Çocuklarla arası çok iyi. Yemekleri o yapar. Mutfağı da çok iyidir.

Anadolu'ya gidip seyirciyle buluşmak istiyoruz.

Telefonla çok haşır neşir olan nesli yakalamak istiyoruz. İlk gösterimde arkadaşlarımıza çocuklarınızla gelin dedik. Onları yakalamaya çalışıyoruz. Çocuklar çok eğlenmiş ve sevmişler. Çünkü 1538'den gelen Ferhat ile Şirin 2025'e gelirse neler yaşanır, onu izliyor seyirci. Elektriği bile bilmeyen durumları var.
ORÇUN KAPTAN
TARTIŞIYORUZ AMA HİÇ KÜSMÜYORUZ

İki kişilik oyun yapmak istiyorduk. Geçtiğimiz sene Kabare yaparken bir skeci kullanamamıştık. Ferhat ile Şirin, Kerem ile Aslı, Leyla ile Mecnun aynı apartmanda yaşasa ne olur diye yola çıkmıştık. O fikri biraz geliştirdik. Ferhat ile Şirin günümüze gelirse ne olur? diye sorduğumuz bir oyun yazdım. Oyunumuz henüz çok yeni. Fikrine önem verdiğimiz isimlerden güzel geri dönüşler aldık. Gülme garantili bir oyun.

Eşimin yönettiği bir oyunda oynamak zor değil. Onun işi daha zor oldu aslında. Çünkü işi yazan kişi olduğum için biraz karıştım ona.

Oyunu yaparken tek perde olmasını istedik. Ama genel provayı yaptığımızda 100 dakikayı bulduğumuzu gördük. Kesip biçmek gerekti, bir şeyleri attık ama yine 100 dakika oldu. Sonraki oyunda yine 100 dakika olunca bu işte bir tuhaflık olduğunu gördük. Çünkü ben tuluat geleneğinden geldiğim için hiç susmamışım. Sonraki oyunlar da biraz daha susmaya çalıştım.

Egolarımız yok. Karı koca ilişkimiz profesyonel hayatımızı besliyor. Tartışıyoruz ama küsmüyoruz.
İMREN ÇAPANOĞLU
HATAY'DA SANAT MERKEZİ AÇACAĞIM

İlk duyduğumda kalbime dokunan bir parçaydı. Arapçasını da yaptım. 15 yıl Suudi Arabistan'da yaşadığım için bir süredir Arapça şarkılar yapıyorum. Arap ülkelerinde çok dikkat çekiyor.

Birçok tarzda müzik yapıyorum. Çocukluğum türkü dinlemekle geçti. Sanat müziği de türkü de söylüyorum. Hepsi hoşuma gidiyor ama nağme yapabildiğim fantezi arabesk şarkı söylemeyi daha çok seviyorum.

Tiyatroya ara verdim. Sahneden uzaklaşalı 3 sene olmuş fark etmeden. Tek kişilik bir oyun sahneye koymaya hazırlanıyorum.

Oğlum 15 kızım 19 yaşında. Oğlum da şarkıcı oldu. Mot Mot klibini kızım Mısır'da çekti. Üniversite okuyor.

Sürekli üreten biriyim, üretip yayınlıyorum.

Hataylıyım. Deprem yararına konserler verdim. Şimdi de yapımcılığını üstlendiğim bir filme hazırlanıyorum. Filmin adı Defne. O filmin geliriyle çocuklar için sanat merkezi açmayı planlıyorum. Çünkü sanat bana hep şifa oldu. Aynı şifayı memleketime sunabilme niyetiyle yola çıkıyorum. Umudu ve yeniden doğuşu bize hatırlatan bir film olacak.