"Yemin" dizisinde 'Narin' karakterine hayat veren oyuncu Yağmur Şahbazova, Sabah TV'de Yasemin Döngel'in konuğu oldu. Azerbaycan'dan Türkiye'ye geliş sürecinden bahseden Yağmur Şahbazova, rol aldığı dizisinden ve kendisiyle ilgili bilinmeyenlerden bahsetti. Burada ayrımcılık yapılmadığını anlatan oyuncu, konuyla ilgili gelen eleştirilere de yanıt verdi. İşte Yağmur Şahbazova'nın açıklamalarından satır başları…
-Öncelikle tiyatrocu bir annenin çocuğu olarak oyunculuk alanında eğitim aldığınızı duydum. Biraz oyunculuğa başlama sürecinizden bahsedebilir misiniz? Var mıydı aklınızda başka bir meslek, yönlendirme doğrultusunda mı oyunculuğu tercih ettiniz?
Küçüklüğümden beri sahnelerde kulislerde annemin yanında oldum oralarda büyüdüm ama hiç oyunculuk düşünmedim turizm işletmecilik okuyordum onu istiyordum modellik yaptım ama ailem de ben de hiç oyunculuk düşünmedik. Bir gün annem hastaydı onunla kulise gelmemi istedi ben de gittim. Yönetmen Nadir Diridağlı gördü beni "Yüzün ekrana yakışır oyuncu olmak ister misin?" dedi. Anneme baktım, bir şey demedi. Çocukken küçük oyunlarda yer aldım ama dizi film hiç düşünmemiştim.
Sonra yönetmen "Senin için bir dizide karakter yazacağım oynar mısın?" dedi, tamam dedim. Çünkü olursam yaparım diyordum, bir yerlere geleceğimi biliyordum içten içe. Çekimlere gittim her şey iyi gitti. Annem hep destekçimdi oyunculuğu ondan öğrendim. Hep bakardım ağlaması lazım nasıl yapacak diye…
ŞAKASINA DEMİŞTİM, GERÇEK OLDU
-Azerbaycan'dan Türkiye'ye… Mesleğinizi burada icra etmeyi istemenizin sebebi neydi?
4-5 yıl Azerbaycan'da çalıştım. Çevremdekiler, "Başvuru yapsana Türkiye'ye" diyorlardı. Annem "İstiyorsan başvursana" dedi bir gün. Ben de şakasına "Hayır anne ben gitmeyeceğim, onlar bana gelecek" dedim, gülüştük.
Bir gün başka bir senaryoya bakıyorduk Sevda Kayacı ile. Instagram'dan ulaşmaya çalışmışlar ulaşamamışlar. Bizim oyunculardan Melahat Abbasova var oyuncu çok severim kendisini, onun vesilesiyle bana ulaştılar. Kanal 7 için oyuncu istemişler. Deneme çekimlerine katıldım; görüştük konuştuk ve anlaştık. Şakasına dediğim "Ben değil, onlar bana gelecek" lafı gerçek oldu.
-Türkiye'de yaşamaya alıştınız mı? Zorlandığınız, özlem duyduğunuz oldu mu/oluyor mu?
Evet, alıştım. İlk geldiğimde kafam karışıktı, heyecanlıydım ama zamanla alıştım. Gitmeyi düşünmüyorum (gülüyor).
TÜRKİYE OYUNCULUK AÇISINDAN ÖNÜMÜ AÇTI
-Türkiye size neler kattı?
Oyunculuk açısından benim önümü açtı. Çok fazla insana tanıttı. Başka ülkelerde tanınmamı sağladı…
-Yemin dizisinde sevilen bir karakter olan Narin'e hayat veriyorsunuz. Nasıl gidiyor, nasıl dönüşler alıyorsunuz sosyal medyadan?
Hiç kötü bir yorum almadım, gerçekten her şey çok güzel devam ediyor.
-Herkesin gözünde 'Narin'siniz şuan. Sizi o karakter olarak gören, onunla bağdaştıran pek çok hayranınız var. Peki, benzer ve farklı yönleriniz nelerdir?
Karakterle çok benzer yanlarımız var; ayakları üstünde durması, sahiplenici olması, vicdanlı merhametli olması ortak noktalarımız. Bazen bana zarar verecek kadar merhametli olabiliyorum ama çok takmamaya çalışıyorum.
CAN (VEREL) İLE UYUMU YAKALADIK
-Can bey ile de enerjinizin tuttuğunu görüyoruz. Bu ekrana yansıyor ki büyük de bir fan kitleniz var. Peki, set arkasında bu durum nasıl? Partnerinizle nasıl anlaşıyorsunuz?
Klişe olsa da hocalarımız ve oyuncularımız ile çok gülüyoruz çok heyecanlanıyoruz. Bazen yorgunluktan gülmeye başlıyoruz. Hepimiz uyumluyuz, kimse suratsız değil. Hocalarımızı çok seviyoruz… Can'la da iyi anlaşıyoruz, uyumu yakaladık. Çok çalışıyoruz duyguyu verebilmek için. Set arkasında da iyiyiz arkadaş gibiyiz hiçbir problemimiz yok. Çalışmak için geldik, gülerek eğlenerek çalışıyoruz.
-Unutamadığınız bir set anısı var mı? Çok güldüğünüz, çok zorlandığınız, çok üzüldüğünüz…
Çok komik anlar yaşıyoruz. Bazen bir şey olmuyor, biri yanlış bir şey söylüyor gülmeye başlıyoruz sebepsiz yere. Komik olmayan şeyler o anda komik gelmeye başlıyor.
-Set dışında bir gününüzü nasıl geçirirsiniz?
Çok uyuyorum, bazen de çok uyumak istiyorum uyuyamıyorum. Onun dışında müzik dinliyorum, film izliyorum. İki yıl önce kedi besliyordum, kedilerimle oynamayı çok severdim. Bana huzur veriyor. Annem yanımda olduğunda birlikte bir yerlere gitmeyi, yeğenlerimle oynamayı, zaman buldukça spora gitmeyi seviyorum.
ASLA AYRIMCILIK YOK
-Sosyal medyada büyük bir fan kitleniz var. Çok sayıda güzel yorum alıyorsunuz mutlaka. Peki, hiç eleştiren, olumsuz yorum yapanlar da oluyor mu?
Çok iyi yorum alıyorum. Oyunculuk üzerine kötü bir eleştiri almadım. Sadece bazı yorumlar canımı sıkabiliyor. "Orada ayrımcılık mı yapılıyor?" tarzında. Bunu belirtmek istiyorum; ister Azerbaycan Türkü olsun ister başka biri, asla ayrımcılık yok. Çok iyi anlaşıyoruz, saygı duyuyorlar. Bu yorumlara çok üzülüyorum. Asıl önemlisi karşı tarafa üzülüyorum. Onlar benimle ilgileniyor, beni seviyorlar, bu yorumları görürlerse kendilerini kötü hissederler diye endişeleniyorum. Çok üzerinde durmak istemiyorum bu algının büyümemesi için ama neden böyle yansıyor neden böyle yorumlar geliyor anlamıyorum.
AŞKSIZ HİÇBİR ŞEY OLMAZ
-Peki, biraz da aşkı konuşmak isterim. Yağmur Şahbazova'nın, aşka bakışı nedir?
Aşk sadıklıktır, saygıdır. İnsanı yaşatan, insana yön veren şey aşktır. Aşksız hiçbir şey olmaz.
-İlişkilerinizde romantik ve duygusal mısınız, yoksa aklınız mı yönetimdedir?
Ben gerçekten bir ilişkide mantığımı, duygumu, kalbimi kapatmam. Hayatıma almadan önce çok tartarım, gözlemlerim. O yüzden hayatıma aldıktan sonra mantığa gerek kalmıyor. Önce uzaktan incelerim.
DOĞRU OLMAMASINI İSTERDİM AMA…
-Nazara çok inandığınız ve korktuğunuzu okudum bir yerde. Var mı astı astarı?
Doğru olmamasını isterdim ama çok inanıyorum. Çok başım ağrır, gözlerim ağrır… Bana nazar değiyor gittiğim yerde bir yere çarparım, fena çarparım. Korkuyorum, başka bir şey olmasın da (gülüyor).
KISA SORULAR
-Çok keşkeleriniz var mıdır hayatta?
Attığım adımı çok tartarım, o yüzden çok keşkelerim yok.
-Gamsız biri misiniz?
Bazen kafama takarım. Eskiden bir şey olduğunda karşımdakini düşünürdüm "Yanlış mı yaptım, doğru mu yaptım?" diye ama artık adımlarımı doğru attığım için çok düşünmüyorum artık.
TEMİZLİK TAKINTIM VAR!
-Takıntı derecesinde bir huyunuz/özeliğiniz var mı?
Temizlik takıntım var. En ufak bir toz olmamalı, üzerimde bile. Ben her temizliği kendim yaparım. Kendim yapmazsam rahat edemiyorum. Ayağımı yere bastığımda ayağım toz olmayacak, o kadar. Biraz zor oluyor.
-Hiç terk edildiniz mi?
Hayır.
-Hiç aldatıldınız mı? Ve bunu gözünle gördüğünüz/yakaladığınız oldu mu? (Mesaj, el ele görme gibi)
Hayır.
-Nasıl bir arkadaşsınız?
İyi arkadaşım, vefalıyım. Kendimden çok onu düşünürüm.
-Her söylenene kolayca inanır mısınız?
Hayır, inanmam ben ne görüyorsam ona inanırım. Gözümle görmem lazım.
HAKSIZLIĞA GELEMİYORUM
-Sizi en çok ne sinirlendirir?
Haksızlık beni çok sinirlendiriyor. Haksızlığa gelemiyorum. Yanlış anlaşıldığımda da çok sinirleniyorum, üzülüyorum.
-Daha önceden yaptığınız bir şey nedeniyle çok utanç duyduğunuz oldu mu?
Çok önceden otobüsten inerken bir kıza çarpmıştım. Ama çok sert çarpmışım, sanki bilerek yapmışım yumruk atmışım gibi olmuştum. Çok utanmıştım.
-En büyük zaafınız nedir?
Birinin bir şeye ihtiyacı olduğunda hayır diyemiyorum.
-Romantik biri misiniz?
Evet, mumlar güller değil de birinin iyiliğini düşünmek sahiplenmek sevmek benim için romantikliktir.
-Peki, şıpsevdi biri misiniz?
Hayır.
-Hafızanız kuvvetli mi? Öyleyse olmamasını diler miydiniz?
Son zamanlarda hiç kuvvetli değil, sanırım sürekli senaryo okumaktan. Çok unutkanım.
-Hiç linç yediniz mi?
Hayır.
-Linçler modunuzu düşürür mü?
Hayır.
-Cimri biri misiniz?
Hiç değilim.
-En çok neye para harcarsınız?
Kıyafet, parfüm, makyaj malzemesi… Özellikle güzel yemekleri çok severim.
-Tek başına kaldığınızda yaptığınız en saçma şey ne olur?
Bazen kendi kendime konuşuyorum. Bir de uyurken elimi kaldırma huyum var.
-Stalk yapar mısınız?
Hayır, yapmıyorum. Sosyal medya çok kullanmıyorum zaten, çok zamanımız olmuyor kullanmak için.
-Geçmişe mi gitmek isterdiniz, geleceğe mi?
Geçmişe gitmek isterdim. Eskiden dışarıda oyunlar oynardık, artık o yok.
-10 yıl önceki Yağmur'a ne söylemek isterdiniz?
İyi ki aldığım kararları böyle almışım, her şeyi iyi ki böyle yapmışım. Şu ana kadar düşündüğüm her şeyi doğru düşünmüşüm.
PARA PARA PARA
-Kaç para verseler şuanda yaptığınız mesleği değiştirirsiniz?
-İstediklerini versinler değiştirmem.
-Kaç para verseler en sevdiğiniz insanın ayağını kaydırırsınız?
Yapamam.
-Kaç para verseler hafızanızın bir bölümünün silinmesine izin verirdiniz?
Çocukluğumdan bu yana her şey çok iyiydi, hiçbiri silinsin istemem.
-Kaç para verseler sosyal medyadan 1 ay uzak dururdunuz?
Fark etmez, uzak durabilirim.
-Kaç para verseler, uğurunuz olarak gördüğünüz ve asla birine vermeye kıyamadığınız bir şeyden vazgeçerdiniz?
Öyle bir uğurum yok. Ama bu yolda en büyük destekçim annem, onu da asla kaybetmek istemem.