Biraz 'toplu sünnet töreni' gibi olacak ama masamda biriken müzik albümlerini kısaca bir arada değerlendirmek istiyorum...
Bu yazın da kahramanı Serdar Ortaç olacağa benziyor.
Tıpkı karpuz kabuğunun denize düşmesi gibi 'Gıybet' de müzik marketlerin raflarına düşüp bize yazın geldiğini müjdeledi.
Ama Serdar Ortaç etkisi sadece kendi albümünde hissedilmiyor; bu yaza damga vuracak neredeyse tüm şarkıların altında onun imzası var.
Örneğin; Yılmaz Morgül, yıllarca Türk sanat müziğinin geri plana itilmesinden ötürü canlı yayınlarda gözyaşı döktü ama baktım o da bir Serdar Ortaç şarkısıyla piyasada...
Ama bana göre yazın hit'i Bülent Serttaş'ın yine Serdar Ortaç imzalı 'Adamın Dibi' şarkısı olacak. Belli ki yazlık mekanların DJ'leri bu şarkıyı çalmaktan bitap düşecek.
Murat Boz'un 'Janti'sine ise bayıldım. Tek şarkılık albümlerden değil. Beş yıl aradan sonra öyle özenmiş ki, her şarkısı ayrı ayrı liste başı olacağa benzer. Bana göre Murat Boz'un en büyük şanssızlığı, megastarımız Tarkan'dan sonra doğmuş olması.
Gelelim romantiklere...
Serkan Çağrı'nın 'Sır' albümü tam bir psikoterapi etkisi yaratıyor. En kızgın, en umutsuz anınızda koyun müzik tesisatınıza, bırakın sizi anında tedavi etsin. Böyle bir ruh dinginliği ancak Damlataş mağarasında ney dinlerken yaşanabilir.
Ve Alpay...
'Güller' şarkısı, adama oturup sayfalar dolusu şiir yazdırır. İşte, listeleri saran fabrikasyon tınılar ile 'gerçek şarkı' arasındaki fark...
Herkesin dilindeki 'Bağdat' şarkısından söz etmezsem olmaz. Ayla Çelik'in şarkısı güzel de, her yerde insanın karşısına çıkınca 'duygusal deformasyon' yaratıyor. Sanırım sokak dilinde bir şarkının yaygınlaşıp ucuzlamasına 'bakkal' deniliyor!
Ama gençler bence bakkallara haksızlık ediyorlar.
Unutmayın, siz sürekli süper marketlerden alışveriş edersiniz ama cenazenize mahallenin bakkalı gelir!