Bugüne kadar hep erkeklerin kadınlara gösterdiği şiddeti kaleme almıştım ama bu sefer kadının kadını darp etmesini üzülerek de olsa yazmak istiyorum. Bir kadın düşünün, eşi tarafından herkesin gözü önünde aldatıldığı yetmezmiş gibi bir de eşinin sevgilisinden kamusal alanda dayak yiyor. 'Yok artık bu kadar da olmaz' dediğinizi duyar gibiyim. Ben de bu olay basına ilk yansıdığında aynı tepkiyi vermiştim. Ama darp edenin Tuba Ünsal olduğunu görünce şaşırmadım doğrusu. Neden mi? Kendisi daha önce de birçok defa skandal sayılabilecek açıklamalar yapmıştı Elisabeth Mas hakkında.
BİR YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Mas'ın itibarını zedelemek, kamuoyu önünde küçük düşürmek için bir hayli çaba sarf etmişti. Hatta Mas'ın eşi Caner Karaloğlu ile ilk yakalandığı gece "Caner'in eşinin hayatında da biri var" açıklaması hâlâ unutulmadı. Mas'dan intikam alır gibi kocası ile her yerde el ele dolaşması Ünsal'a yetmemiş olacak ki, üstüne bir de darp etti kadını. Sonrasında da ekranlarda "Şiddeti o değil, asıl ben gördüm" dedi ama işin öyle olmadığı ortaya çıktı. Darp raporu eşliğinde Mas'ın açtığı davada Ünsal için 1 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Mas'ın yaşadığı şiddetin psikolojik boyutu bir yana, fiziksel boyutu gerçekten bir kadın olarak beni çok üzdü. Ünsal kendini ne kadar savunmaya çalışırsa çalışsın, bu hareketinin mazur görülür bir yanı yok. Kendisi imajını düzeltmek için gayet riyakar bir tavırla hâlâ sosyal medyasından 'Kadına şiddete hayır' paylaşımları yapadursun ya da yine televizyon programlarına bağlanıp kendini savunmak adına Mas'ı suçlayadursun.
Bu saatten sonra inandırıcılığı bana göre kalmamıştır. Hani bir atasözü var, 'Yavuz hırsız ev sahibini bastırır' diye. İşte Ünsal'ın Mas'a yaptıkları tam da bu. Hem evli bir adamla ilişki yaşayacaksın, hem de aldatılan eşe şiddet uygulayacaksın. Bir de utanmadan kadın haklarından, kadın iş birliğinden bahsedeceksin. O kadar da değil...
***
İbretlik bir hayat hikayesi
Bu hafta oyuncu Selim Erdoğan ile bir söyleşi yaptım bildiğiniz gibi. Kariyerinde çok iyi bir noktadayken uyuşturucu illeti yüzünden neler yaşadığını Günaydın okuyucuları ile paylaştı Erdoğan. Bunları anlatırken zaman zaman gözleri doldu. "Tuba Hanım, ben size bu yaşadıklarımı niye anlatıyorum biliyor musunuz? Gençlerimizi bu illetten korumak için. Benim hayatıma bakıp, ders alsınlar. İbret olsun onlara bu yaşadıklarım" sözü hâlâ kulaklarımda. Kızı bir aylıkken girdiği hapishanede 3.5 yıl kaldı Erdoğan. Ömrünün belki de en verimli yıllarını dört duvar arasında geçirdi. Şimdi geçmişi düzeltme şansı olsaydı "Bir daha ağzıma bile sürmem" dediği uyuşturucuya hiç başlamazdı.
Gençler umarım Selim Erdoğan'ın bu sözlerinden kendilerine ders çıkarır ve insan hayatını yavaş yavaş yok eden uyuşturucu belasından uzak durur.