LİNET
Kumbaracı Yokuşu'nda oturuyordu babam. Annem Bursa'daydı. İşler kötü gidince İsrail'e taşınıyorlar. Ben orada dünyaya geliyorum. Abim, ablam Bursa doğumlu. Bir tek ben İsrail doğumluyum. Bir tatilde Orhan Gencebay'la tanıştırıldım ve hemen albüm yapmam istendi. "Benim okulum ve askerliğim var, nasıl olacak?" dedim. Onları hallettikten sonra İstanbul'a bir geliyorum, geliş o geliş...
Kadınlar da askerlik yapıyor İsrail'de. Askerlik süresi 2 yıl. Ben bu kadar uzun süre devam edemeyeceğimi söyledim, kariyer planlarımı anlattım. O sebeple, 1.5 yıl erkene alındı Türkiye'deki kariyerim. İsrail- Türkiye geçişini tezkeremle sağladım yıllarca. İsrail'deyken hep Türkiye özlemi çekerdik. Oradayken de hep Türk adet ve geleneklerine göre büyütüldük. İsrail'de büyümek beni çok kültürlü biri yaptı. 6 dilde şarkı söyleyebiliyorum.
80'lerde Kemancı Başımın Tacı'yla ile başladı her şey. Annem bu şarkıyı her sahnesinde 4-5 kez seslendirirdi. Bir gece mikrofonu bana verdi, "Bu şarkıyı kızım seslendirecek" dedi. Ben 5 yaşında çıkıp şarkıyı sahnede okudum. Herkes resim çektirmek için sıraya girdi. Bir şarkı, üç şarkı derken sonra birlikte program yapmaya başladık. Leyla ve Linet adıyla anne kız sahnelere çıkardık. Türkiye'ye gelince annem şarkı söylemeyi bıraktı. Bana destek oldu hep. Geçen yıl da onu kaybettim. Her şeyi, varlığı, yokluğu, şöhreti annemle paylaştım. Çok zorlandım onsuz. Kaç yaşında olursan ol anneye ihtiyacın bitmiyor. 23 Haziran'da Bursa'da açık havada vereceğim konserde annemi de anacağım.
İsrail'deyken Bülent Ersoy konsere gelmişti, Bergen de vardı kadroda. En önden izledim onları. Ferdi Özbeğen de bizim çıktığımız gazinoda şarkı söylemeye geldi. Sahnesinde ağırladı beni. Türkiye'den İsrail'e gelen her sanatçının yolu bizden geçerdi. Annemi herkes tanıyordu, sahip çıkardı. Bugünkü çoğu müzisyenlerin dedeleriyle çalıştım, şimdi onların torunlarıyla sahne alıyorum.
'BİR GECEDE MEŞHUR OLDUM'
İsrail'de çok büyük bir kariyeri bırakıp geldim. Türk müziklerini İbranice tercüme edip söylediğim şarkılardan sonra kitlem genişledi. 18 yaşında orada 100 bin kaset sattım. Türkiye'ye geldiğimde her şey bu kadar kolay olmadı. Orhan Gencebay'ın şirketinde sıra vardı. Orhan abi benim albümü çok hızlı yapıp piyasaya çıkardı. 1.5 milyon sattı o albüm. Albüm için bir sene çalıştım belki ama bir gecede meşhur oldum. Bir TV programında 'Batsın Bu Dünya'yı okudum, ünlü oldum.
Yıllar önce ticarete de atıldım. Elime yüzüme bulaştırdım. Batınca küstüm, şarkı söylemeyi bıraktım. Her manada bir devrim yaşadım. Kilo almıştım. Sonra 90'lardan 50'li kilolara düştüm. 20 yıldır aynı kilodayım. 20'li ve 30'lu yaşlar hızlı geçiyor. 40'lardan sonra kendini buluyorsun. Tabii yaş aldıkça, saçlar ağırmaya başlayınca yaşlanma korkusu, unutulma korkusu yaşıyorsunuz ister istemez.
GÜLİZ AYLA
GECE 11'DE YATAN TEK MÜZİSYEN OLABİLİRİM
Son şarkım 'An'da çok güzel gidiyor. Kendi dünyamı yaratma peşindeyim. Kendi yazdığım şarkıları söylemek bana çok iyi geliyor. Biri dinlerken bu Güliz şarkısı demesi çok güzel. 15-16 yaşımdan beri yazıyorum.
Samsun'da doğup büyüdüm. Anadolu Lisesi mezunuyum. Bütün ailem doktor olmamı bekliyordu. Küçük yaşlardan beri sahneye çıkıyorum, şarkı söyleme isteği küçük yaşlardan beri var. Şarkı söylemeyi ölesiye seviyorum. "Hangi bölümü kazanırsam kazanayım gitmeyeceğim, müzik yapmak istiyorum" dedim. İstanbul'da konservatuvara giderken sahne hayatım da başladı. Sıla ile yollarımız kesişti, birlikte çalışmaya başladık.
'Olmazsan Olmaz' ilk çıkış şarkım. 250 milyon dinlenmeye ulaştı. Çok ciddi bir rakam. Neye uğradığımı şaşırdım. Şarkının bu kadar popüler olacağını hiç tahmin etmezdim. Hep onun gibi şarkı yapmam bekleniyor. Tek handikabı bu.
Pandemide çok müzisyen zorlandı, hayatını kaybedenler oldu. Birlik olamadık maalesef. Benim mesleğime karşı isyanım olmadı. Güçlüyümdür. Yeniden dünyaya gelsem şarkıcı olurum diyorum. Başka bir bölüm okuyup mutsuz olmak istemedim.
Çoğu müzisyen gece yaşar. Ben tam tersi. 11'de yatan tek müzisyen olabilirim. Akşam 9'da kafam duruyor çünkü. Ben gece insanı değilim, sabah insanıyım. Sabahları inanılmaz enerjik olurum. Erken yatıp erken kalkarım. Erken kalkan erken yol alır.
NAZLI KEÇİLİ
ÇOCUKLARA SANAT BİLİNCİNİ ERKEN YAŞLARDA AŞILAMALIYIZ
Artkolik, bir sanat eğitim platformu. Çok yönlü projelerimiz var. Sanat eğitimleri, sanat gezileri yapıyoruz. Sergiler açıyoruz. Sergi kuruyoruz, ama galeri değiliz. Kurumların bünyelerine sanat eğitimleri veriyoruz. Sanat sertifika programımız sürüyor 3 yıldır. Çocuk eğitimlerimiz de büyük ilgi görüyor. Çocukları sanata ne kadar erken sokarsanız o kadar iyi geri dönüşü oluyor. Çocuklarda sanat bilincini erken yaratmak zorundayız. Bunun için çalışıyoruz. İnsanları bilgilendiriyor olmak bana çok haz veriyor.
15 sene reklamcılık tecrübem var. Londra'da okudum. Sanat ve eğitimde kendimi buldum. Doğru hedef kitleye ulaşmam konusunda reklamdan gelmemin bana katkı sağladığını düşünüyorum.
Dekorasyona uygun tablo almak isteyenler oluyor. Sanata tamamen görsel güzellik olarak bakılıyor. Ünlü tablolar alıp asmak çok moda oldu. Sanat sevmek aslında müthiş para harcamakla olmuyor. Mutlaka bilginiz de olmalı. Küçük eserlerle başlayabilirsiniz. Ne sevdiğinizi bilip almak çok daha önemli.
Babamın 2000 yılında tutuklanması benim için çok zordu. Bir müşteri temsilcisi olarak çalışıyordum şirkette. Türkiye'nin 28 büyük ve önemli şirketi benim elimde kaldı. İyi günde, kötü günde herkesi görüyorsunuz. Babam tutuklandığında Mevlana'nın 'Ne elbiseler gördüm içinde insan yok ne insanlar gördüm üstünde elbise yok' lafını birebir yaşadım. O krizler bana büyük iş tecrübesi kattı. Kimseden bir şey beklemeden içini doldurarak işimi doğru yaparak büyüdüm.