İçinde bulunduğumuz dijital çağın en çok tartışılan konularından biri, sosyal medyanın çocuk ve ergenler üzerindeki etkileri.
Sosyal medya fenomenleri üzerine kaleme aldığım iki yazının geri dönüşlerinden de anlıyorum ki, özellikle ebeveynler bu platformun olumsuz etkilerinden oldukça endişeli. Ben de bu hafta iki psikiyatrisin görüşüne başvurdum.
Nevzat Tarhan ve Kemal Sayar'a; hem sosyal medyanın çocuklar ve ergenlerin psikolojisini nasıl etkilediğini, hem de ailelerin çocuklarını olumsuz etkilerden nasıl koruması gerektiğini sordum.
Kimlik kargaşasının yaşandığı erken ergenlik döneminde sosyal medyanın çocuklar üzerinde son derece etkili bir araç haline geldiğine dikkat çeken Tarhan, şöyle konuştu:
"Özellikle 'Ben kimim?', 'Nereye yönelmeliyim?' gibi soruların sorulduğu bu dönemde sosyal medya fenomenleri de rol model oluşturuyor. 10 yaşından sonra çocuklar rol model arayışına girer. Çocukların anne, baba veya çevresindekiler rol model olma kapasitesine sahip değilse, sosyal medya burada devreye giriyor.
Sosyal medya fenomenlerini kahraman olarak görüp bu insanları rol model almaya başlıyor erken ergenlik dönemindekiler.
Özellikle çocukların cinsel yönelimlerini bile etkileyecek kadar önemli bir rol model haline geliyor.
Bugüne kadar yapılan birçok araştırma ortaya çıkardı ki; cinsel yönelim, genetik olmaktan öte sosyal öğrenmeyle oluşuyor. Çocukların cinsel kimlik gelişiminde rol model çok önemli.
Sosyal medya fenomenlerinin erken ergenlik dönemindeki çocukların cinsel kimlik gelişimini bu açıdan olumsuz etkileyebileceğini düşünüyorum." Anne ve babalara çocuklarını sosyal medyanın olumsuz etkilerinden korumak için önemli sorumluluklar düştüğünü söyleyen Tarhan, öncelikle evi sevimli ve sıcak bir ortam haline getirmeleri gerektiğini belirtti. Ebeveynlerin 'Sev, değer ver, paylaş' sloganı ile hareket etmesi gerektiğine işaret eden Tarhan, "Anne ve babalar yasaklayarak değil, sosyal medyanın zararlarını iyi anlatarak çocuklarını olumsuz etkilerden koruyabilir" dedi.
Çocukların kendilerinden büyük kişilere bakarak ve onları örnek alarak büyümelerinin sağlıklı gelişim süreçlerinin bir parçası olduğunu söyleyen Kemal Sayar ise şunları söyledi:
"Sosyal medya yaygınlaştığından beri, doğal süreçte aile ve yakın çevreden seçtikleri rol modellerin yerini sosyal medya fenomenleri almaya başladı. Bu süreçte oluşan temel sorunlardan biri, çocukların sosyal medyanın oyunsal yönünü göremeyerek sosyal medya fenomenlerinin gerçek kişiliklerini yansıtıyor olduklarını düşünmeleri. Gerçek olmayan 'çok eğlenceli' imaja öykünmenin zaman içinde çocuklarda yetersizlik duyguları oluşturduğunu görüyoruz."
EBEVEYNLER DİKKAT!
Sayar, ailelerin çocukları sosyal medyanın olumsuz etkisinden korumak için şu önerilerde bulundu: "Sanal dünyada, neleri paylaşıp neleri paylaşamayacağı, yalnızca gerçek hayatta tanıdığı kişileri arkadaş olarak ekleyebileceği, kimseye uygunsuz içerikler göndermemesi gerektiği gibi konuları çocuklarınızla konuşun. Çocuğunuzu kendi arkadaş listenize ekleyerek interneti sorunlu kullanıp kullanmadığını uzaktan kontrol edin.
Ayrıca, sosyal medyaya ya da telefonlarına bağımlılık geliştirmemeleri için çocuğunuza kullanım sınırları getirmeniz de oldukça önemli." Çocukları sosyal medyanın zararlarından korumak için kuşkusuz ki ebeveynlere büyük iş düşüyor. Tarhan ve Sayar'ın da altını çizdiği gibi bunun yolu yasaklayarak değil, çocuklara zararlarını anlatarak korumaktan geçiyor.