2005 yılında çıkardığı 'Aşk Oyunu' adlı albümle müzik dünyasına adım atan Keremcem, aynı adlı dizide de rol alınca bir anda genç kızların gözdesi oldu. Kariyerinin ilk yıllarından itibaren oyunculukla müziği bir arada götüren Keremcem, atv'nin iddialı dizisi 'Aşk ve Mavi'ye 75'inci bölüm itibariyle dahil oldu. Dizide 'Yaman' karakterini canlandıran oyuncu, "Diziye yeni bir soluk getireceğime inandığım için girdim" diyor. "Bugüne kadar hep beyaz yakalı adamları oynadım. İlk defa özgür ruhlu birini oynuyorum" diyen Keremcem'le yeni dizi macerasını ve aşkı konuştuk...
- Devam eden bir işe dahil olmak risklidir. Sizi bu diziye girmeye ikna eden şey ne oldu?
Risk almadan başarı olmuyor. Ben 'Aşk ve Mavi'nin avantajını düşünerek değil, riskini göze alıp girdim. Diziye yeni bir soluk getirebilecekseniz girmek lazım. 'Aşk ve Mavi', iki senedir gücünü kanıtlamış, izleyicisi olan bir iş. Ben de 'Yeni bir soluk getirebilir miyim?' diye düşündüm. Karaktere inandım; yaptığı iş, yaşayış şekli, aileye giriş şekli hoşuma gitti. İyi ki de girmişim diyorum. 'Ali'nin hikayesi bitti. Şimdi 'Yaman'ın dahil olmasıyla yeni bir macera başlıyor.
- Sette nasıl karşılandınız?
Gayet iyi. Daha önce birlikte çalıştığım set ekibi arkadaşlarım var. Bu benim Kapadokya'da ikinci dizim. Daha önce 'İki Yabancı' adlı diziyi çekmiştik. Orada Hatice Şendil'in babasını oynayan Kenan Bal, bu dizide şimdi benim babam rolünde. Dolayısıyla yabancı olmadığım bir coğrafya ve yabancı olmadığım oyuncular var.
- Nasıl yorumlar geliyor?
Sosyal medyadan aldığım tepkilerden dolayı mutluyum. 'Keremcem'i özledik' diyorlar. Çok sevindim açıkçası. Diziyi ve karakteri çok sahiplendim. 'Yaman'ın, 'Aşk ve Mavi'ye iyi gelmesi için elimden geleni yapacağım.
'YAMAN', ÖZGÜR RUHLU BİR ADAM
- 'Yaman' nasıl biri?
Seyircinin benimseyeceği bir karakter. Gerçek zorluklar yaşamış ve hayatının bir döneminde ona en zor gelecek gerçekle yüzleşmiş. Yıllardır yaşayıp yaşamadığını bilmediği babasını öğreniyor ve daha diziye girer girmez babası 'Fazıl Göreçki'nin karşısına çıkıp "Ben senin oğlunum" diyor. Olay da burada başlıyor. Bu, diziye dinamizm getiren bir durum.
- 'Yaman' karakteri, bugüne kadar canlandırdığınız karakterlerden hangi yönüyle ayrılıyor?
'Yaman', Kapadokya'da safari düzenleyen özgür ruhlu bir adam. İlk defa böyle bir adamı oynuyorum. Bugüne kadar para derdi olmayan, beyaz yakalı şehir insanını oynadım hep. O yüzden tarzıyla, hayata bakış açısıyla farklı bir karakteri canlandırıyorum. Geçmişini arayan, kızgın bir adam 'Yaman'; motivasyonu babası. Konağa babasından öç almak için giriyor ama onun altında, babasızlığın verdiği öfke olduğunu düşünüyorum.
- 'Mavi' karakteriyle 'Yaman' arasında bir yakınlaşma olacak mı?
'Mavi', kocasını yeni kaybetmiş bir kadın. Zaten sert mizaçlı bir yapısı var. 'Yaman'ın da eyvallahı yok. O yüzden çok da yumuşak bir geçiş olması beklenemez. Haliyle çatışmayla başlıyor. Orada nasıl bir şey doğacak ben de merak ediyorum.
- İlk çıktığınız günden beri genç kızların sevgilisi olma durumu devam ediyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Evet ediyor, bunun nasıl olduğunu ben de bilmiyorum. O zamanın genç kızları büyüdü anne oldu, şimdi çocukları dinliyor beni. Nesilden nesile geçen bir şey bu. İlginç ve sevindirici bir durum. Çocuklar ve gençler, benim her zaman birlikte olmak istediğim kitle. Beni takip eden, dinleyen, izleyen ve bu sevgiyi çocuklarına aşılayan herkese çok teşekkür ederim.
AŞKA BAKIŞIM İLAY'LA DEĞİŞTİ
- Kız arkadaşınız bu duruma ne diyor? Kıskanıyor mu sizi?
Çok tatlı bir ilişkimiz var. O kadar bir elmanın iki yarısı gibiyiz ki, detaylara takılmadan mutluluğun keyfini çıkarıyoruz açıkçası. O yüzden kıskançlıkmış, sitemmiş; hiç öyle bir tavrı olmadı. Her konuda etrafımdaki herkesten daha çok destek ve anlayış görüyorum ondan.
- Aşk tanımınız değişti mi?
İlay'la (Ergök) değişti, çok daha anlamlandı. Hatta "Aşk, her şeyi kendi rengine boyuyor hayatta" demiştim. Aşk bana iyi geldi. Dünyadaki şarkıların yüzde 98'i aşkla ilgili. Çok güçlü bir duygu. Mesleğimi yaparken de aşktan besleniyorum.
- Evlilik planınız var mı?
Plan yapmıyoruz. Birbirimizden, ilişkimizden ve geleceğimizden o kadar eminiz ki; plan yapmaya gerek yok. 'Hayat, siz planlar yaparken başınıza gelen şeydir' demişler ya; hayat bize güzel şeyler getirdi, güzel şeyler getirecek diye umuyoruz.
ALBÜM YAPMANIN ZAMANI GELDİ
- Sizin oynadığınız işler genellikle uzun soluklu oluyor.
Evet, öyle bir şöhretim var. İnşallah bu da uzun soluklu olur. Galiba izleyici beni televizyonda görmeyi seviyor. Ben de bunun kıymetini biliyorum. Hayatınızda şans olarak nitelendireceğiniz şeyleri, 'Bu da benim özelliğim' diye alırsanız kibir oluşturur. Ben hayatım boyunca, kibrin bünyeme girmemesi için uğraştım.
- Kariyerinize şarkıcılıkla başladınız ancak son dönemde oyunculuk daha ağır basıyor. Müzik neden geri planda kaldı?
Müzik hiçbir zaman geri planda kalmadı aslında. Kayıtlı albüm yapmamış olsam da sahneyi hiç bırakmadım. Ancak dediğiniz gibi, müziği biraz ihmal ettim. Sevenlerimin benden beklentisinin farkındayım. Artık bir albüm yapmanın zamanı geldi.
YEMEK YAPMAYI DA YEMEYİ DE SEVERİM
- Sizin gurme yönünüz de var değil mi?
Evet, ben kendimi gurme olarak değerlendiririm. Hem yemek yemeyi, hem de yapmayı severim. Yemeğin iyisini bilirim. Koku duyguma çok güvenirim, kokuya çok duyarlı biriyim. Lezzetin de büyük bir çoğunluğu kokudur.
- Hangi yemeği yapmaktan hoşlanıyorsunuz en çok?
Hepsini yaparım, hiç fark etmez. Sulu tencere yemekleri yapmam ama çok güzel pilav yaparım. Egeli olduğum için zeytinyağlılar benim için çok önemli. Sağlıklı beslenmenin zor bir şey olduğunu düşünmüyorum. Kahvaltıda bile dereotum, maydanozum, rokam hazırdır.
- Formunuzu buna mı borçlusunuz?
Dikkat ediyorum tabii. Spor, benim için bir yaşam şekli. Şehir insanının zihni o kadar dolu ki; bütün hastalıklar oradan doğuyor. Zihninizi boşaltmanız için iki şey yapmanız lazım; ya meditasyon yapacaksınız, ya da spor.