Fatih Altaylı'nın Soner Yalçın'ı konuk ettiği 'Teke Tek'i izlerken bir gazetecinin, bir yazarın her konuda fikir beyan etme hakkına sahip olmadığını bir kez daha anladım. Hele hele uzmanı olmadığı insan sağlığı gibi ciddi konularda!
Yalçın'ın son kitabı 'Kara Kutu'nun tanıtımı şerefine çıktığı programda, kapitalizmle mücadeleyi aşı karşıtlığında bulmasını hayretle izledim. Yazdığı her kitapta mutlaka bir komplo teorisi ortaya atan Yalçın döndü dolaştı meseleyi yine Rockefeller Ailesi'ne bağladı. Rockefeller'lar olmasa Yalçın nereden ekmek yiyecek çok merak ediyorum.
Normalde Altaylı, programa bir uzman doktor çıkarsa Yalçın'ın hekimler, tıp bilimi ve ilaç endüstrisi hakkında ortaya attığı komplo teorilerinin çoğunu çürütürdü.
Elbette büyük ilaç şirketleri bazı oyunlar oynuyor, gereksiz ilaç kullanımı yükselişte ama sırf Yalçın'ın kitabı çok satacak diye komplo teorilerine prim mi vereceğiz? Yalçın program boyunca "Sorgulayın" dedi. Evet, sorgulayalım ama bunu komplo teorileri üzerinden değil kanıtlanmış bilimsel gerçekler ışığında yapalım.
Daha kanıtlanmış bilimsel veri olmamasına rağmen son dönemde aşı karşıtlığı moda oldu ve bu yüzünden dünyada kızamık vakalarında anormal artış yaşanıyor.
Oysa Yalçın gibi düşünenlere karşı dünya genelinde insan ömrünün ilaçlar ve aşılar sayesinde uzadığı örneğini vermek bile yeterli. Endüstriyel gıdaların zararlarını konuşalım ama bu gıdalar olmasa dünyada kıtlık yaşanacağını da bilelim.
Altaylı iyi sorular sordu ama Yalçın'ı tek başına programa çıkararak hata yaptı, komplo teorilerine prim tanıdı.
***
YANLIŞI SAVUNMA!
Aras Bulut İynemli başrolde oynadığı 'Çukur' dizisine yönelik eleştirilere "Her şeyde olduğu gibi eleştiriliyor. Bu bir dünya, bu bir hikaye, başka şeyler de anlatıyoruz aslında" yanıtını vermiş. Daha önce de yine aynı dizide rol alan Ercan Kesal; "Çukur'daki şiddet meselesi, gündelik hayattaki şiddetle karşılaştırdığınızda, emin olun çok daha masum" demişti. Hadi Aras Bulut daha genç ama Ercan Kesal gibi tecrübeli bir oyuncuya 'Çukur'u savunmasını yakıştıramamıştım. Para için oynuyorsun bari yanlışı savunma! Üstelik Kesal psikoloji dalında master yapmış bir doktor. 'Çukur' gibi yapımların gençleri nasıl zehirlediğini herkesten daha iyi bilen Kesal, bu diziyi nasıl savunur?
***
ŞİDDET VE RACON 'ÇUKUR'U
'Çukur' dizisine yönelik eleştiriler her geçen gün artıyor. Nasıl artmasın ki, 'Kurtlar Vadisi'nin ilk sezonlarındaki yoğun şiddeti bile geride bırakan bir diziyle karşı karşıyayız. Hele o uzun racon kesme sahneleri yok mu? Dizideki karakterlerin neredeyse yüzde 80'ni ağır abi, hepsi dünyayı ben yarattım havasındalar. Ne yazık ki, ülkemiz böyle arıza tiplerle dolu ama bunun oluşmasında dizilerin de payı var. Türkiye'de ağır abi edebiyatı o kadar tuttu ki, onlarca mafya dizisi çekildi. 'Çukur' özellikle ergenlik dönemindeki çocukları çok etkiliyor. 18-19 yaşlarındaki delikanlılar genç kızları niye öldürüyor sanıyorsunuz? Tek sorumlu karşılıksız aşk ya da aldatma mı? Bu cinayetlerde ezilmiş erkeklik gururu da başrol oynuyor! 'Kurtlar Vadisi', 'Çukur' gibi mafya dizileri; sürekli racon kesen, en küçük olayda kavga çıkaran, çeteleşen, okullarda zorbalık yapan ve sevgisi karşılık bulmayınca da kız arkadaşını öldüren gençler yetiştiriyor.
İNTERNETTE YAYINLANSIN
Sırf yapımcılar ve oyuncular daha çok para kazansın diye yıllarca mafya dizileriyle gençlerimize şiddet aşılandı! Bizim kuşak 'Perihan Abla', 'Süper Baba', 'Bizimkiler' gibi zararsız, sevgi dolu dizileri izleyerek büyüdüğü için aradaki farkı daha iyi görüyor. Türkiye gibi her gün park ve yol verme kavgası yüzünden insanların öldüğü kaç ülke var? 'Çukur' gibi diziler geç saatlerde, PAY TV kanallarda ya da sadece internette yayınlanmalı.