atv'nin yeni dizisi 'Can Kırıkları' ile izleyiciyle buluşacak olan Seçkin Özdemir, her zaman asi bir yanı olduğunu söylüyor. Son dönemde TV dizilerinin aranan ismi olan yakışıklı oyuncu; kariyer hedeflerini ve gelecek planlarını Esquire dergisine anlattı...
"Ailem hiçbir zaman hayatıma müdahale etmedi ancak beni zamanla anladılar. Çok iş yaptım; okurken de çalışıyordum. Küçükken babamın atölyesine gider; çekiçle, çiviyle, tutkalla bir şeyler yapardım. Lise yıllarında Kapalıçarşı'da deri dükkanı olan bir abimin yanında çırak olarak çalıştım. Üniversitede radyo programı yapıyorduk. Sonra TV'de VJ'lik yaptım. Arkadaşlarımla bir tiyatro grubu kurduk. İki yıl boyunca kendimiz yazıp oynadık. Sonra beni 'Muhteşem Yüzyıl' için istediler. Televizyonda tanınmamı bu dizideki 'Leo' rolü sağlamıştır."
"Asıl derdim; huzurlu ve mutlu yaşamak, vicdanımın ve içimin rahat olması... Kendimi geliştirmeye çalışıyorum, bunun için uğraşıyorum. Stabil kalmayı sevmiyorum ve daha iyi şeyler yapmaya çalışıyorum."
"Her geçen yaş insanı olgunlaştırıyor. Açıkçası yakışıklı bir adam olma gibi dertlerim yok. Kendimi beğendiğim anlar da oluyor, beğenmediğim anlar da... İyi bir iş çıkardığımı düşünüyorsam ya da hayatım iyi gidiyorsa, doğrudan kendimi iyi hissetmeye başlıyorum. Kendimle ya da performansımla alakalı kötü giden bir şeyler varsa, modum çok yerinde değilse; kendimi beğenmeyebiliyorum. Zaten 'Vay çok yakışıklıyım' gibi bir iddiam da yok."
ÜNLÜ OLMAK NORMALLEŞTİ
"Ünlü olmak benim için giderek normalleşmeye başladı. Mesleğe ilk başladığım dönemlere göre, evet gerçekte öyle olsa da kendi içimde 'Ben ünlüyüm' hissine kapılmıyorum artık. Eskiden daha tedirgin ve izole yaşıyordum, artık daha rahat ve açığım."
"Bir dizi bittiğinde; oynamayı çok sevdiğim, içime çok sinen, oynarken çok keyif aldığım karakterden bir anda kopmak iyi gelmiyor. O karakterle daha çok vakit geçirmek isterdim diyebiliyorum bu tip durumlarda.
"Canlandırdığım karaktere çok bağlandıysam, sonradan onu çözmek ve normal hayata geçmek bazen zor ve yıpratıcı olabiliyor. Önemli olan beni içsel olarak alması, gerisi kolay; çözeriz."
İKİ KEDİYLE YAŞIYORUM
"Evimde iki kedimle yaşıyorum. Her anlamda merhametli biriyim. Hayvanlara karşı sevgim de, merhametim de çok yüksek. Çocukluğumdan beri evde birçok hayvan besledim. Bu dünyanın sadece bizim için var olmadığını unutmamamız gerek."
"Bir Başak erkeğiyim. 30 gerçekten enteresan bir yaş; insan bir kırılma yaşıyor. 30'dan sonra ben de kendimdeki ciddi değişimleri fark etmeye başladım. Kendimi keşfederek yaşıyorum. Eksiklerimi, hatalarımı görmeye çalışıyorum."
"Evimde temiz ve titiz bir adamım. Arada sırada mutfağa girip kendi çapımda bir şeyler yaparım. En çok patates ve et yemekleri ile makarnayı severim. Formumu korumaya önem veriyorum. Fitnessın yanı sıra orta seviyeli ekstrem sporlar yapıyorum. Bugüne kadar yamaç paraşütü, kaya ve dağ tırmanışını denedim."
"Rutinden çok sıkılıyorum, o yüzden planlı yaşamıyorum. Hayatın akışı beni oyunculuğa götürdü. Rutin işlerde başarılı olamayacağımı fark ettim. Oyunculuktan çok keyif alıyorum çünkü her gün başka biri oluyorum. Oyuncu olmasaydım sporcu, özellikle de futbolcu olmak isterdim."
KOMİSER ARKADAŞLARLA BİR HAYLİ VAKİT GEÇİRDİK
"Temelde hayattan besleniyorum ama her mesleğin bir temel düzeni ve yapısı var. Benim mesleğimin düzeni de farklı karakterler üzerinden dönüyor. Mesela yeni rolüm bir komiser.
Dolayısıyla önce komiserlik yapısının nasıl işlediğini keşfetmekle başladım işe. Keşiften sonra üzerine o çerçeve içerisinde kendi tavrımı koyuyorum. Bir hayli vakit geçirdik komiser arkadaşlarla. Operasyon ve silah eğitimi aldık, nasıl bir düzen içinde yaşadıklarını bizzat gördük. Mesleği polislik, komiserlik olan yakın arkadaşlarımla da bir araya gelip konuştuk."