İstanbullu yeni taksisini seçmiş. Gazetelerde, haber bültenlerinde gıcır taksimizin boy boy fotoğrafları vardı. İyi hoş da İstanbullu 'yeni taksicisini' nasıl seçecek?
Bence bu daha acil bir seçim...
Kurtlar Vadisi dizisinin senaristlerinden Bahadır Özdener'in bir arkadaşıyla beraber Beşiktaş'ta taksicilerin saldırısına uğrayıp darp edildiği iddia ediliyor. Bahadır'ı tanırım. Son derece iyi huylu, sakin, halim selim biridir. Yani kavga edecek son kişidir.
Habere göre; Bahadır arkadaşıyla taksiye binmiş. Taksici "Nereye?" demiş, Bahadır "Nişantaşı'na" diye yanıt vermiş. Taksici "Ben Nişantaşı'na gitmem" demiş. Bizimkiler taksiden inmişler. Kapının sertçe kapatıldığını iddia eden taksici, elindeki biber gazıyla saldırıya geçmiş. Sıradaki diğer taksicilerle birlikte ikiliyi kovalamaya başlamış.
Bir minibüs şoförü durumu fark edip Bahadır ve arkadaşını öfkeli taksicilerin elinden kurtarmak için arabasına almak istemiş ama taksiciler yetişip bizimkileri yumruklamaya devam etmişler. Polis müdahale edene kadar bir hayli hırpalanmışlar. Taksici, aracını teslim edeceği için gideceği yöne doğru müşteri aradığını söylemiş filan...
Bizim köşe 'taksici dostu' olarak bilinir. Özellikle bir dönem taksicilerin hedef olduğu gasp olaylarındaki sert çıkışlarımızla sektör dergisi Şoförün Sesi'nden sayfa sayfa övgü aldığımız olmuştur. Tabii ki her meslekte olduğu gibi taksici dostlar arasında da çürük yumurtalar var. Ben de pek çok kez güzergah beğendiremediğim taksilerden inmek zorunda kaldım. Hatta zamanında kız arkadaşımı taciz eden bir taksiciyi şikayetle meslekten men ettirdiğim bile vakidir. Son olarak bir taksici, mesai arkadaşımız Eylem Bilgiç'in ayağının üzerinden 'kasten' geçmişti.
Esnafın bu çürük yumurtaları aralarından ayıklaması lazım. Her tartışmada, her kavgada bagajdan levyeyi çıkarıp arkadaşlarının tartıştığı kişinin üzerine çullanmakla 'iyi şoför' olunmaz. Temiz giyinsinler, bakımlı olsunlar, araçlarını hijyenik tutsunlar, yol bilsinler, müşteriye velinimet gözüyle baksınlar, kendilerine can emanet edildiğini asla unutmasınlar, trafiği kilitlemeye değil, kaosa çözüm getirmeye gönüllü olsunlar, araçlarına her aldıkları kadına 'abla', her erkeğe 'birader' demek yerine 'hanımefendi' ve 'beyefendi'yi tercih etsinler.
Aksi halde hepsi vatandaşın gözünde 'karşının taksisi' kadar yabancı kalacaklar!