Düşünün... BBC'nin muhabiri Taksim'e gelmiş, polis içeri girmesine engel oluyor. CNN International, canlı yayın arabasını getirmiş, parkın yakınına bile sokamıyor.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü sinyal bozucu jammer aletlerini çalıştırıp tüm elektronik sinyalleri engelleyerek, protestolar sırasında yayın yapılmasına izin vermiyor.
Hepimiz ayağa kalkmaz mıydık?
"Bu nasıl bir antidemokratik uygulamadır? Nerede vatandaşın haber alma hakkı?" diye kazan kaldırmaz mıydık? (Bu köşenin yazarının, Gezi eylemleriyle ilgili medya kayıtsızlığına isyan ederek, 'Haberciliğin öldüğü gün' başlıklı yazı yazdığını hatırlatırım).
Demokrasinin beşiği denilen, sık sık bize demokrasi ayarı vermeye çalışan İngiltere'de bu yazdıklarımın hepsi yaşandı ama insanlar 'gık' demedi.
Bir İngiliz askerinin sokakta radikal İslamcı teröristler tarafından katledilmesi üzerine başlayan, G8 toplantısının protesto edilmesiyle hız kazanan eylemler sırasında İngiliz polisi; Gezi Parkı olayları sırasında eleştirilen bizim polisi mumla aratacak uygulamalar yaptı. Anadolu Ajansı da olayların yaşandığı yerden canlı yayın yapmak istedi ama İngilizler buna mani oldu. Ajansın kameraları, alan dışına çıkartıldı. Jammer marifetiyle, yerli-yabancı hiçbir medya kuruluşunun canlı yayın yapmasına izin verilmedi.
Oysa Gezi Parkı olayları sırasında CNN International ve BBC, ortalıkta cirit attı. Christiane Amanpour önderliğinde CNN International; Türkiye imajını sarsmak, 'fırsatı değerlendirip' Türkiye'yi Arap Baharı'nın domino etkisine kapılmış bir Arap ülkesi gibi göstermek için elinden geleni yaptı. Kimse onların muhabirlerini, editörlerini engellemeye kalkmadı. Hatta Başbakan'ımızın danışmanını canlı yayında susturup yayını apar topar bitirme kabalığını göstermelerine rağmen...
Ne İngiliz'i, ne Alman'ı, ne Fransız'ı... Kimse bize demokrasi dersi vermeye kalkmasın lütfen. Terörist PKK'nın yayın kuruluşunun yıllarca ekranlardan kan ve kin kusmasına ses çıkarmamayı 'demokratlık' sayanlara, Başbakanlık Danışmanı Kalın'ın sözleri gerçekten de 'kalın' gelmiş olmalı.
Başbakan Erdoğan'ın sözlerine aynen katılıyorum: ABD'nin ve AB'nin bize demokrasi vermesi ne hadlerine?
