Sosyal medyada şöyle bir yazışma gördüm ve bakakaldım:
Anne 1 yazmış:
"Arya, iki gündür sadece akşamları yemek yiyor desem yeridir. Her şeye tavırlı. Kefirli, blueberry'li, muzlu, pekmezli, granola'lı smoothie yaptım onu bile yemedi." Anne 2 cevaplamış:
"Tanıdığım bir anne, donmuş mangoyu badem sütüyle cızlatıp dondurma gibi vermişti soğuk soğuk; çok sevdi minik." Anne 3 atılmış: "Atlas da aynı... Kahvaltıda labne, salatalık, elma yiyor.
Öğlen çorba... Akşam da ballı cevizli porridge.
Dönemseldir belki, bizimki daha 13 months." (13 aylık yani) Tamam, sağlıklı beslenme işi dört bir yanımızı sardı. Kabul; beyaz un yemiyoruz, kızartmalardan kaçıyoruz, inek sütünden uzağız, smoothie'ler, granola'lar, kinoa'lar, ekşi mayalar falan bu uğurda hayatımızın baş tacı.
Tamam; anneler çocuklarını bildikleri en iyi ve en sağlıklı biçimde beslemek ister ama sizce de ipin ucu biraz kaçmamış mı?
Yahu küçücük çocuklardan ne istiyoruz ki...
Sen çocuğa o yemekleri verirsen, tabii ki sadece akşamları yer.
Ver bakalım çocuğa püreyi, köfteyi, makarnayı, bezelyeyi, yoğurdu, dolmayı, reçelli ekmeği, ıspanağı; yiyecek mi, yemeyecek mi?
Demiyorum ki; çocuğunuza yağı, kötü damgası yemiş karbonhidratı dayayın.
Ama onların yiyeceği yemeklerin de sağlıklı versiyonu yapılabiliyor.
Labne ve salatalıkla kahvaltı eden çocuk nedir yahu!
Ayarlarımız hep kaçık değil mi...