Bu yıl 76'ncısı düzenlenen Uluslararası Venedik Film Festivali, haftanın en çok moda başlığı çıkaran organizasyonuydu.
Ünlü film yıldızlarının şıklıkta kıyasıya rekabetleri gözlerden kaçmadı.
Bu sene festivale ünlülerden öyle yoğun bir ilgi vardı ki, Cannes Film Festivali'nden hiçbir farkı yoktu desem yeri.
Peki en çok hangi ünlülerin dikkat çektiğine bir göz atalım...
Penelope Cruz, iki farklı elbiseyle kırmızı halıda boy gösterdi.
Ralph&Russo couture elbisesiyle Bollywood stiline göz kırparken, gelinliğe benzer beyaz tütülü elbisesiyle de o hep alışık olduğumuz Penelope Cruz görüntüsünü bizlerden esirgemedi.
Karın kasları elbiseden bile fışkıran Candice Swanepoel'in, vücudunu eldiven gibi saran Etro elbiseyi taşıyışına hayran kaldım.
Ama beğenim, 24 saat bile sürmedi.
Ertesi gün kırmızı halıda gömlek, kemer ve stiletto üçlüsünden oluşan kombiniyle öyle aykırı bir görüntü sergiledi ki... Cesur seçimleri severim ama bu kadarını değil.
Lily Rose Depp'in uçuş uçuş Chanel elbisesi ile görüntüsünü beğendim.
Fakat klasik bulduğum dağınık topuzu, biraz tadımı kaçırdı. Yine de makyajı ve gençlik ışıltısı ile durumu kurtardı.
Maskülen tarzıyla bilinen Kristen Stewart, çarpıcı bir Chanel elbise ile oldukça şaşırttı. Elbise güzeldi, yakışmıştı, fakat suratındaki mutsuz ifade "Bu ben değilim" diye haykırıyordu.
'The King' filminin başrol oyuncusu Fransız asıllı Timothee Chamalet, pantolonunun paçalarını kıvırarak smokin giyen beylerin arasından sıyrıldı. Bu kadar genç yaşta özgün ve cesur bir tarz yakalaması büyük başarı.
Brezilyalı oyuncu Laysla de Oliveira; transparan, kadife ve pırıltılarla bezeli Reem Acra marka elbise içinde en şık ve göz alıcı bulduğum isim oldu.
Kendi belgeselinin galasına çok şık bir Dior elbise ile katılan Chiara Ferragni; saçıyla, makyajıyla bakmaya doyamadıklarımdan...
Herhangi bir filmi olmasa da doğru kontaktlarla Avrupa film festivallerinin hepsine katılan Meryem Uzerli de Venedik'teydi.
Bu sefer kendisini şöhrete kavuşturan Hürrem Sultan karakterine bürünmüş. Kırmızı halıda bir türlü beğeniyi toplayamayan Uzerli, bu sefer biraz da olsa şeytanın bacağını kırabildi. 'Her gün giyinip giyinip nereye gidiyor?' diye merak etmiyor değiliz ama şikayet etmeye de hakkımız yok. Sayesinde her gün tartışacak malzemeye sahip oluyoruz. İlk gün giydiği elbisesiyle harika görünüyordu.
İkinci gün sadece takılarını görebildim ama Venedik'te henüz Cannes'ın bol karatlı mücevher ruhu yok. Üçüncü gün de yine bol bol mücevher tercih etmişti.