FOX'un merakla beklenen komedi dizisi 'Bu Sayılmaz', nihayet çarşamba akşamı izleyicisiyle buluştu. Diziyi, sit-com tarzında geniş bir stüdyoya sığdırmışlar. Aynı mekana bir de tribün yapıp izleyiciyi de oraya yerleştirmişler. Böyle bir uygulamaya neden ihtiyaç duyulduğunu doğrusu anlamadım. Attıkları taş, ürküttükleri kurbağaya değmemiş. Bu yöntem sadece dikkat dağıtmaya, gerçeklik hissini yok etmeye yaramış.
Dizinin espri dozu yerlerde sürünen metni ise yıldızlarla dolu kadrosuna iki numara küçük gelmiş. Bir örnek vereyim: 'Entel dantel' ailenin annesi, "Bütün gün bu kötü müziği dinlemekten mahvoldum. Üzerine üç saat klasik müzik dinledim, yine kendime gelemedim" diyor. Karşı aileden biri tepki veriyor: "Bach sen şu işe..." Bu televizyon seyircisine ilkokul 4'üncü sınıf düzeyi espriyi layık görmek, büyük saygısızlık...
Dedim ya, kadro samanyolu gibi komedinin yıldızlarıyla doluydu. Mustafa Üstündağ, Settar Tanrıöğen, Binnur Kaya, Burak Satıbol, Sadi Celil Cengiz ve niceleri... En çok da Settar Tanrıöğen'in şahane oyunculuğunun açık unutulmuş musluk gibi boşa akmasına üzüldüm... Neyse ki komşu kanal Star'da aynı dakikalarda Şener Şen'li 'Neşeli Günler' vardı da, hemen oraya sıçrayıp kaybolmaya yüz tutan komedi duygumu tazeleyiverdim. İnşallah 'Bu Sayılmaz'daki bocalama ilk bölüm heyecanına ve kararsızlığına özgüdür. Diyeceğim o ki, bu sayılmaz!