Kurtlar Vadisi Pusu'daki sahne, en taş kalplilerin bile gözünü yaşartacak kadar duygu yüklüydü. Mekanı basılan ve yaralanan Ömer Baba'nın hastaneye getirilişi sırasında eşi Nazife Ana ve torunu da tesadüfen aynı hastanedeydi. Eşini sedyede gören Nazife Ana'nın, aylardır bağlı bulunduğu tekerlekli sandalyeden kalkıp, ona doğru yürümeye başladığı sahne, eminim Vadi izleyicileri arasında müthiş bir duygu sağanağı yaratmıştır. Zaten o sahnenin reyting verileri de Vadi'nin, izleyicilerini yüreğinden yakaladığını belgeliyordu.
Ancak bir süredir reenkarnasyon (öldükten sonra başka bir bedende dünyaya yeniden gelme inancı) ile bozmuş olan Zaza'nın komadayken gördüğü rüyalar bana biraz "doz aşımı" yarattı gibi geldi. Zaza önce bir kaktüs olarak Vahşi Batı'da yeniden hayat bulduğunu sandı. Ardından da balta girmemiş Afrika ormanlarında aslan kesiliverdi.
İçerik olarak bir hayli sert olan diziyi yumuşatmak ve komedi unsurları katmak için Zaza ve yeğenleri, senaristler tarafından bir süredir can simidi gibi kullanılıyor. Ama bu seferki "fantastik ötesi" sahneler bu kadar "derin" bir dizinin içinde fazla "yüzeysel" kaldı.
Bence Pana Film'ciler komedi heveslerini yeni bir projeye saklamalılar. Nasıl Muhteşem Yüzyıl'ın komedi versiyonu Harem'in mayası tuttuysa, Kurtlar Vadisi'ni hicvedecek bir komedi dizisinin de istikbali parlakmış gibi geliyor bana...