Aslında başıma gelecekleri bile bile gittim
Serji'nin (Serhat Kılıç)
FOX'taki programına... Ama ne yapayım ki, gazetecilik heyecanıma yenik düşmüştüm. Yılın en sıra dışı talk show programının kamera arkasında neler yaşandığını öğrenmek için can atıyordum. Yani... Kendim kaşındım...
Serji karakteri, bir denizanası kadar omurgasız... Ağız alışkanlığı ile
"karakteri" dedim... Nerede karakter? Ünlülere yakın olmak için
"takıldığı" barda, şöhrete ulaşabilmek adına her daim
"taklacı güvercin" gibi dönüp, durmakta... Yüzünüze karşı dünyanın en saygılı adamı... Ama ya tuvalette tek başına kalınca?.. İşte o zaman içindeki canavar ortaya çıkıyor. Az önce önünde düğme iliklediği ünlüler için söylemediğini bırakmıyor. Eh, kaçınılmaz olarak ben de bol bol nasibimi aldım tabii... Ama
Serji'yi uyarmıştım.
"Bak..." demiştim,
"Yarın kalem yine benim elimde olacak. Beni pek hırpalama istersen..." Dinlemedi... Eh, yeterince soğuduğuna göre şimdi intikam yemeğini mideye indirme zamanıdır. Bu
Serji'den bi cacık olmaz. Olsa bile yoğurda yazık olur. Konukları için ne bir ön hazırlık, ne özel bir şov var. Neymiş efendim, kıyafetlerini Aikido salonunda çaldırmışmış... Bütün gece üzerinde bir judo kıyafeti, ayağında plastik terliklerle dolaştı, durdu... Bari insan bir pedikür filan yaptırır. Stüdyoya önce tırnakları, sonra
Serji giriyordu!.. Iyyy... Bir de o yılışık ısrarları, insana yapışması yok mu? Gece boyunca doktor arayıp, durdum. Malum, keneyi kendi başınıza çıkarmanız tehlikeli... Bir bakmışsınız, zurna gibi sesi ile
Santana'ya öykünmüş, bir bakmışsınız yüzüne ayakkabı boyası sürüp, sözde
Bob Marley olmuş... Vallahi
Kakava Şenlikleri'nde bile daha yaratıcı animatörler var... Bir de
Okan'a,
Beyaz'a filan sallamaya kalkıp, sözde onların programında kendisinden bahsedilmesini ummuyor mu, iyice zavallı hale geliyor... Nıhahaha!... Eğer sevgili
Serhat, bu paragrafa kadar kalp krizi geçirip,
Hakkın rahmetine kavuşmamışsa, şakayı kesip, şimdi gerçek izlenimlerime geçiyorum: Adam pür yetenek... Bugüne kadar kendisini
"ustaca" saklamış olması ise ayrı bir kabiliyet gerektiriyor olmalı!.. Bana göre
Uyanık Bar, sezonun en özgün, en çarpıcı, en sürprizli sohbet programı. Ama henüz izleyicinin bu
"farkı" tam olarak keşfedemediğini düşünüyorum. Şimdilik
Serji sadece yumurtasını çatlattı. Seneye bu zamanlar kanatlanıp, uçtuğunu görmeyi umuyorum.
Şafak Bakkalbaşıoğlu kaptanlığındaki ekip ise adeta
"lojistik" uzmanlarından oluşuyor. Ben böyle bir sinerji görmedim. Ağzıma bir gram alkol koymamama rağmen
Uyanık Bar'dan çıktığımda başım dönüyordu. Sarhoşluğum; programın müthiş trafiğinden mi, yoksa iki saat boyunca iki dünya güzelinin (
Zeynep Mansur ve
Akvilina) ortasında oturmaktan mı kaynaklanıyordu, karar veremedim...