YIL 2007... Ece Vahapoğlu'nun atv için hazırlayıp sunduğu Güç Kadında programını izliyorum.
Konuk; merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eşi Semra Özal... Eski first lady'nin ağzından inanılmaz sözler dökülüyor.
Diyor ki; "Eşimin öldürüldüğünü düşünüyorum. Bilinmeyenler hâlâ çok. Benim içimdeki şüphe de devam ediyor..."
Dahası da var. Semra Hanım, eşinin Bulgaristan Konsolosluğu'ndaki bir davette ikram edilen limonata türü bir içeceği içtikten sonra evde rahatsızlanmasını anlatıyor.
Turgut Özal limonatayı ağzına sürmezmiş ama orada içmiş. Ve eve geldikten sonra da gece yarısı fenalaşıp hastaneye kaldırılmış.
Aman Allahım... Bir cumhurbaşkanı eşi, kocasının suikasta kurban gittiğini açık açık iddia ediyor.
Ertesi gün tüm gazetelerin manşetlerinde ve haber bültenlerinin ilk sırasında bu haberi bekliyorum.
Ama yok...
KİMSEDEN 'ÇIT' YOK
Ertesi gün oturup, Yakından Kumanda'dan haberci dostlara sufle veriyorum; 'Böyle bir iddia nasıl haber olmaz?' diye...
Yine çıt yok...
Sonradan öğreniyorum ki, sevgili Ece Vahapoğlu bu programın görüntülerini ve ayrıntılarını haber merkezlerine ve medya sitelerine geçmiş. Ama kimse aldırmamış...
Önceki gün haber kanallarındaki 'Son Dakika' haberini gördüğümde acı acı gülümsedim. Özal'ın ölümünü araştıran Devlet Denetleme Kurulu, olaydaki bazı şüpheli ayrıntıların altını çizmiş... Turgut Özal öldürülmüş olabilirmiş... Herkesi, o günden bugüne neyin değiştiğini düşünmeye davet ediyorum.