Katy Perry "Ünlü olmaktan artık çok yoruldum" demişti bir röportajında. Ünlü olmanın yorucu yanları üzerine bir yazı yazayım diye düşünürken, hafta sonu Sibel Arna'nın Ajda Pekkan ile yaptığı röportaj çıktı karşıma. O da 'ünlü olma'nın ağırlığı hakkında konuşmuş ve bakın neler söylemiş:
Tatil yapamadığım için mayo-bikini giyemiyorum. Belki kimsenin olmadığı bir yerlerde bir tekne olabilir, havuz başı olabilir. Bu çok acıklı bir şey.
EV ALIRKEN SÖZLEŞME YAPIN
Kuaförden çıktığımda makyajsız çekilen fotoğrafı bile sevmiyorum.
Sürekli objektiflerin önünde olmak çok yorucu. Biri bizi gözetliyor gibi. Sırf o yüzden Nişantaşı'na bile gitmiyorum.
Ne kadar çok yapmak istediğim ve yapamadığım şey var biliyor musunuz?
Hep içinde ukde kalıyor. Kendine tutuklu kalıyorsun.
Evet, ünlü olmak öyle göründüğü gibi ballı-kaymak bir durum değil. İnsanın çelik gibi sağlam sinirlerinin olması gerek. Kendinize ait sandığınız bir sözü, bir anı, bir tatili, bir sırrı bir anda gazetelerde görebilirsiniz.
Bu da kötü bir şey tabii Yorgunluk hissedenlere bunca yılın deneyimiyle bir öneriler listesi oluşturmaya çalıştım. (Tabii hiçbir yorgunluk hissetmeyip bu pırıltılı dünyaya kendilerini tepe tepe kullandıranlar da var.)
Gazetecilerin olduğu yerlere gitmeyeceksiniz.
İstinyePark'tan, Asmalı'dan, Galata'dan ve Bebek'ten vazgeçeceksiniz.
Alışveriş merkezlerine kendinizi kurban etmeyeceksiniz. Malum kimi AVM'ler haber merkezi gibi çalışıyor, fotoğrafı çekip altına bir de haber yazarak medyaya servis veriyor.
Ev-araba alırken bu haberin medyaya duyurulmaması konusunda bir sözleşme yapacaksınız.
ÖDEMEYİ SONRAYA BIRAKMAYIN
Kuaföre, terziye, çiçekçiye, güvenlikçiye hiç ama hiç güvenmeyeceksiniz.
Evde çalışan kadınların yanında hiçbir şey konuşmayacaksınız.
Sokaklarda hep güler yüzlü olacak, yanınıza gelen hayranlarınızın isteğini kırmayacak, o fotoğrafı çektireceksiniz.
Asla içkili dolaşmayacaksınız.
Asla sarhoş olmayacaksınız.
Satın aldığınız bir şey için 'Ödemesini sonra yaparım' demeyeceksiniz.
Bırakın başkalarını, psikoloğunuza bile her şeyinizi anlatmayacaksınız.
Televizyon programlarında ya da röportajlarda sözü rakiplere getirenlerin oyununa gelmeyecek ve başkaları hakkında konuşmayacaksınız.
Ee, geriye ne kaldı diyorsanız? Şayet kendiniz kaldıysanız, varsanız, siz kendinize aitseniz, bundan iyisi can sağlığı...