Son olarak sözü ve müziği Cem Adrian'a ait olan, 'Seninle' isimli teklisini çıkaran pop müziğinin güçlü yorumcularından Betül Demir, Sabah TV'nin bu haftaki konuğu oldu. Demir, "Hayatının dönüm noktası olarak adlandırabileceğin bir olay yaşadın mı?" sorusu karşısında anlattığı hayat hikayesiyle sevenlerini şaşırttı.
-Öncelikle nasılsın, nasıl gidiyor hayat diye sorayım.
Hayat genel olarak güzel gidiyor. Üretebiliyorum, çok şanslıyım. Pandemiden bu yana ne kadar çok şey üretmişiz, neler yapmışız diye düşündüm. Çok güzel bir akustik albüm yaptım 'Akustika'. Sonrasında 'Toz Duman' single'ım. Sonrasında 'Sallama', şimdi de şahane bir Cem Adrian şarkısı olan 'Seninle'.
BEN YAZLIK ŞARKICI DEĞİLİM
'Seninle' için herkes, "yazın böyle bir romantik şarkı çıkarmak… deli misin?" Dedim ki; ben yazlık şarkıcı değilim ki zaten. Sezonluk şarkıcı değilim ve sezonluk şeyler üretmiyorum. Ben ömürlük şarkılar üretiyorum. Bunun üzerine kurdum zaten kariyerimi. Dolayısıyla ben bir konsere çıktığım zaman bundan 16 sene önce yaptığım 'Yaz Geliyor' da ezbere söylenir, 'Dokunmak İstiyorum' da ezbere söylenir. 'Bütün Gece' ve 'Helalleşemedik' de öyledir. Her zaman bu böyledir. Gerçek evet günü yakalamak ama samimiyetle ve gerçek duygularla yapılmış şarkılar yapmak. Ben galiba bunu başaranlardanım.
14 ŞUBAT ŞARKILARINDA SAMİMİYET YOK!
-Yaza damga vuran şarkılar da pek kalmadı sanki. Mesela Serdar Ortaç bir şarkı yapardı tüm yaz dinlenirdi, artık pek göremiyoruz…
Benim de hep yaza denk gelirdi yaptığım şeyler ama bu özellikle yaz olsun diye değil. Tamamen işte ancak üretmişizdir ya da işte şirketin bana verdiği sıraya göre o zaman çıkmam gerekmiştir. Ben hiç anlam veremedim 'yazlık şarkı' 'kışlık şarkı', 14 Şubat'ta aşk şarkısı çıkaralım filan. İyi hadi çıkarıyor insanlar 14 Şubat'ta aşk şarkısı. Ne kadar kimin umurunda? Çünkü samimiyet yok orada. Gerçek duygular yok.
BAZI GENÇ ARKADAŞLARIMIZIN ŞARKILARINDA DELİRİYORUM!
-Senin şarkılarının karakteristik yönünü çözemedim. Arabesk bir yapısı mı vardır Betül'ün, yoksa ne olursa olsun enerjisini dinamikliğini kaybetmeyen mi?
Kimlikli şarkılar diyelim biz ona. Evet hareketlidir ama içinde hep bir aşk vardır. Bir serzeniş vardır. Ama orada atar yoktur, Türkçe düzgün kullanılır benim şarkılarımda. Ben buna çok özen gösteriyorum. Son dönemde özellikle deliriyorum bazı genç arkadaşlarımızın şarkılarında. Ürettiklerine sonsuz saygı ama lütfen Türkçemizi düzgün kullanalım. Şahane bir dilimiz var, çok engin bir dilimiz var lütfen ona sahip çıkalım, onu güzel kullanalım.
-5 kardeşli bir ailede büyümüşsün, nasıl bir çocukluk geçirdin dinleyebilir miyiz?
Beş çocuklu sevgi dolu, çılgın bir ailede büyüdüm. Hiç yakın arkadaş arayışına girmedim. Çünkü bizim yaşlarımız hep birbirine çok yakındır. Dört kız bir erkeğiz, en küçücüğümüz erkek. Biz zaten dört kız kardeş birbirinin en yakın arkadaşı olduk. Mesela Sude, benim en yakın dostum hayatta. Beni benden daha iyi tanır, beni benden daha iyi ifade eder. Çok şanslıyım çünkü aynı zamanda yol arkadaşım. İşte o bahsettiğimiz bütün şarkıları o yazıyor. Bütün çocukluğumuz hep şarkı yazarak, arkadaşlarımıza konserler vererek geçti. Ben işin ön tarafında olurdum, Sude bilet kesen tarafında olurdu. Annem akşam bir geliyor perdeler inmiş, kostümler yapılmış. Cinnet geçiren bir annem vardı ama Allah'tan o anladı yani bizim ne yapacağımızı, bu yolda devam edeceğimizi. Anne baba olarak bizi desteklediler.
"ÇOK İYİ BİR SESE SAHİPSİN, SENİ KONSERVATUVARA HAZIRLAYACAĞIM" DEDİ
-Lise yıllarından itibaren müzik öğretmeninin tavsiyesi ile şan ve solfej dersleri almaya başlamışsın. Nasıl keşfetti seni, hikayesini dinleyebilir miyiz?
Lisedeyken boş bir derste koridorda 'I Will Always Love You' şarkısını söylüyordum. Zannediyorum ki okul koridorunda o dakika kimse yok. Meğer müzik öğretmenimiz de içerideymiş. Kapıyı açtı, "kim o şarkı söyleyen?" dedi. Çok sert bir hocaydı, ben tabii korktum. Arkadaşım Arzu beni itti öne, "öğretmenim arkadaşımız söyledi" dedi. "Sen gel bakayım buraya" dedi, ben korka korka içeri girdim. Baktım bir şeyler çalıyor, "bu sesleri bana taklit et" dedi. "Çok iyi bir ses sahipsin. Ben seni konservatuvara hazırlayacağım" dedi. O süreçle birlikte hem konservatuvar hazırlığı hem de profesyonel hayata bir anda geçiş oldu benim için.
BİR ANDA OKULUN EN ZENGİN OLDUM, ACAYİP İYİ PARALAR KAZANDIM!
Yusuf Bütünley'in stüdyosuna götürdü bir gün beni. Kendinin reklam jingle'ı vardı söylemesi gereken. Yusuf Bütünley, "seni de denemek isterim stüdyoda, hiç deneyimin var mı?" dedim ki, "deneyimim yok ama yapmak isterim." Girdim, ilk defa stüdyo kaydımı yaptım ve güzel bir reklam jingle'ı demosu söyledim ve ondan sonra hep söylemeye devam ettim. O dönemki albümlere vokaller yaptım ama baya okul formasıyla gidiyorum, anneme babama o zamanlar çok söylemiyorum çünkü hayalleri daha farklı onların. Tamam bu işi hobi olarak yapıyoruz ama Betül çok zeki, çok da çalışkan bir öğrenci artık doktor mu olur, avukat mı olur bir şey olur diye düşünüyorlar. Ama kızı da kısıtlamayalım, hobilerini gerçekleştirsin diyorlar. Bir anda okulun en zengin kızı filandım, acayip iyi paralar kazandım reklam jingle'larından. Çok havalıydı.
ŞARKICI OLMAK İÇİN HİÇ ÇABA SARF ETMEDİM
Şimdi dönüp bakıyorum; hakikaten takdir edilesi bir dönem geçirmişim. Çok iyi insanlar karşıma çıktı. Gözümü kapattığım zaman hayal ettiğim tek şey şarkıcı olmaktı. Kendimi hep konser salonlarında hayal ediyordum. Başka hiçbir şey yoktu. Ne gazeteci olayım ne doktor olayım gibi bir eğilimim yoktu. Dolayısıyla sen kararlıysan hayalinde, yol da seni oraya çıkarıyor. Yani ben müzisyen olmak için, şarkıcı olmak için hiç çaba sarf etmedim. Sadece istedim ve hep beni yol oralara çıkardı. Ama iyi bir şarkıcı olmak için, iyi bir sahne sanatçısı olmak için çok çalıştım.
-Rakip de çok…
Hiç umurumda olmadı başkalarının ne yaptığı. Ben kendi yaptığımla hep çok ilgilendim. O yüzden bana sorular sorulur polemiklerle ilgili vs. bilmiyorum ki takip etmiyorum. Biz yan komşunun ne yaptığıyla bile ilgilenmeyen bir aile olduğumuz için dedikodulardan çok uzak olduk. Ben bilhassa hiç sevmedim, o yüzden bana garip geliyor. Sadece kendi kariyerimle ilgileniyorum.
HERKES BENİ MERAK EDİYORDU
-Hayatının dönüm noktası olarak adlandırabileceğin bir olay yaşadın mı?
Öğretmenimin beni keşfiyle bütün müzik dünyası keşfetmeye başladı çünkü herkes beni merak ediyordu. Bu kadar genç yaşta stüdyoda bu kadar başarılı bir kız var. Lise biter bitmez sahne yapmaya da başladım. Tıfıl incecik bir kız, kara kuru bir şey (gülüyor). Türkiye'nin en iyi müzik dinleyicilerine şarkılar söylüyordum ve o zamanlar merak ediliyordum.
İLK SAHNEMDE SEZEN AKSU SESİMİ DUYUP YUKARI ÇIKTI
İlk programımda Bebek'te bir yerde sahne alıyordum, alt katta Sezen Aksu ve Sertap Erener sahne alıyorlarmış. Sesimi duyuyor Sezen (Aksu) ve yukarı çıkıyor. Ben de heyecandan deliriyorum düşünsene karşında o kadar iyi müzik dinleyicileri var ki. Beni sahneye zaten İzzet Öz sunarak çıkarmış. Son derece de havalı bir durum ama bir yandan da onun gerginliğiyle gözlerimi kapatmışım "Haydi Gel Benimle Ol" söylüyorum. Gözümü bir açıyorum ve bakıyorum, yanağımdaki el Sezen Aksu'nun. Böyle güzel hatıralarım var.
O dönem itibariyle de bana hep şey soruluyor, "neden daha fazla ön planda olmadın?" E ben işimi yaptığım ilk günden itibaren zaten hep öndeydim. Dolayısıyla ekstra bir çaba sarf etmeme gerek yoktu. Hep en iyi yerlerde şarkı söyleyen, sonrasında güzel albümler yapan şarkıları hit olan biriydim ve yeteri kadar malzemem vardı.
-Seninle ilgili ne yok biliyor musun? Magazinsel bir yönün yok…
Bilirim Bebek'te saat kaçta olduklarını, hangi mekanın çıkışında olduklarını. Ortaya gitmem.
HEPSİ BİLEREK GİDİYOR!
-Bazıları bilerek gidiyor o zaman…
Hepsi bilerek gidiyor. Göstermek isteyen bilerek gidiyor. Benim göstermemek gibi bir duygum da yok. Ben özel hayatım, benim özel alanım diyenlerdenim. Buna çok özen gösteriyorum.
-Son dönemde şarkıların güzelliğinden çok sahne kostümlerini konuşuyoruz. Özellikle kadın sanatçılarda tabii ki, bu konuda ne düşünüyorsun? Sence bir sanatçı kıyafetiyle mi ön plana çıkmalı, sesiyle mi?
Neyle çıkmak istiyorsa onunla. Ben kendi adıma hem görselimle hem de sahnede bütünüyle çok iyi şeyler yapmaya çalışıyorum. Tek amacım; hem görsel olarak, hem de işitsel olarak insanlara en yüksek potansiyelimi gösterebilmek. Benim derdim bu. Ama başkasının derdi umurumda bile değil. İnsanlar ne giymek istiyorlarsa öyle olsunlar.
O KIYAFETİ BENDEN SONRA KIM KARDASHIAN GİYDİ
-Peki biz bir gün konuşur muyuz, Betül Demir bunu giymiş filan diye?
Bahsettiğiniz kıyafeti 2014 yılında video klibimde giydim ben. Hiç bunu konuşmadım bile bir yerde çünkü benim 'şu kıyafeti giydim, bu kadar özgürüm' gibi bir şey söylemek gibi bir amacım yok. Ben sadece görsel olarak insanlara güzel bir şey sunmak istedim ki o da en güzel kliplerimden bir tanesidir. Benden sonra zaten Kim Kardashian giydi aynı kıyafeti. Neyle konuşulmak isterseniz, onunla devam edersiniz ya, ben böyle konuşulmak istedim. Şarkının performansıyla, klibin güzelliğiyle.
-Son dönemde bir de rap furyası var. Sürekli yeni bir şarkı dilimize dolanıyor. Hiç "bu da mı şarkı çıkardı" ya da "bu da mı sanatçı oldu" dediğin bir isim oldu mu?
Hayır canım olur mu? Onu demek bize düşer mi? Objektif olmak gerekiyor. Müziği kimler için yapıyoruz? Sadece kendimiz için yapıyoruz dersek yalan. Elbette ki insanlar sevsin diye yapıyoruz. Açıkçası en son Sarıyer konserimde Sefo'nun "Bilmem mi?" şarkısını söyledim ve inanamadım tepkiye. Ben bir haftada ezberleyemedim, çocukların o şarkıya olan tutkusuna inanamadım. O zaman anlıyorsun; o değişen dünyanın, Z kuşağının ne istediğini biraz da bilebilmek lazım. Çok iyi örnekler var, onlara sonsuz saygı ama acayip kötü de yapanlar var. Benim önüme şimdi güzel bir rap şarkı gelse, orada kendimi görebiliyorsam söylerim.
KISA SORULAR
-Karşı cinste ilk dikkat ettiğin şey genellikle ne olur?
Gülümsetiyor mu beni, adamın bir esprisi var mı hayatında. Enerjisi çok etkili.
-Hayatından neyi çıkarırsak geriye hiçbir şeyin kalmayacağını düşünürsün?
Titi ya. Evet ailem ve müzik çok değerli ama üçüncü olur mu diyordum, evet oluyormuş.
YALNIZCA GÜVENDİĞİM İNSANLARA AŞIK OLABİLİYORUM
-Aşkı kendi dünyanda nasıl tanımlarsın?
Bütün ilişkilerimde hep özgür takılan bir taraf oldum. Kimseyi kısıtlamam, kimsenin de beni kısıtlamasını istemem. Böyle bir ilişkiyle karşılaştığım vakit, ki hep karşılaşırım sonlara doğru insanlar kendini belli eder ya, hemen uzaklaşırım. Çünkü sevginin olduğu yerde en çok güven olması gerekiyor. Galiba güvendiğim insanlara aşık olabiliyorum.
HAYATIMDA AŞK YOK
Bu arada 'Seninle' şarkısını Titi'yi düşünerek söyledim. Çünkü aşk yok ne zamandır hayatımda, yalan değil. Titi'yi stüdyoda kucağımda o sanki bir gün gitmiş gibi düşünerek öyle söyledim.
-Bugün bir haber gördüm. Deniz Seki "Bu devirde sahici aşk kalmadı" diye bir açıklama yaptı geçenlerde. Katılıyor musun?
Yok canım olur mu öyle şey? Aşkın anlamı değişmiş olabilir. Bizler varken aşkın olmaması diye bir şey söz konusu mu? Şu aralar Deniz'e uğramadığı için üzülmüş olabilir belki ama (gülüyor). Uğrasın dilerim, o çünkü aşkı hak eden çok şeker bir arkadaşımdır.
-İnsanlardan genellikle duyduğun iltifat ne oluyor?
Ya ne kadar tatlıymışsın! İnsanlara uzaktan çok duvarlı ve soğuk görünüyormuşum. Benimle iki kelime konuş bitti zaten.
-Bana o kelimeyi kullanmasın, küfür etse bile daha iyi dediğin bir kelime ya da cümle var mı?
Ama ile başlayan hiçbir kelimeyi kabul etmiyorum ben. Bir şeyi yapmadıysan "hayır yapmadım" diyebilmelisin. Ama ile başladığı zaman, "hadi canım güle güle" diyorum ben. Baya da keskin bir insanmışım onu fark ettim (gülüyor). Anlatırken anlıyorum.
-Pek bilinmeyen, ilginç bir huyun var mı?
Ekstrem sporlara olan tutkum. Çok az insan bilir. En denenmeyecek yerde denemişimdir. Böyle şeylerim var, çok seviyorum. Hayata her an heyecanla bağlıyım. Onu öyle zamanlarda daha çok hissediyorsun. Bütün hücrelerinle 'hayattayım' diyorsun.
-Ağzına asla sürmediğin, "kokusuna bile tahammül edemem" dediğin bir yiyecek var mı?
Var. Kırmızı et. Ve tereyağ. Bir de sarımsağa alerjim var. Kırmızı eti tamamen duygusal olarak yiyemiyorum. Bakarsın beslersin o kurban edilir ya, o sahne gözümün önünden gitmiyor o yüzden yiyemiyorum.
-Kıskanç biri misin?
Bilmiyorum. Bu konuyla ilgili bir çalışayım içimde, düşünmedim.
FLÖRTÖZ BİR YAPIM VAR
-Şıpsevdi biri misin?
Biraz galiba (gülüyor). Biraz flörtöz bir yapım var.
"BÖYLE GİDERSE SOKAKLARDA YATARSIN" DEDİLER!
-Cimri biri misin?
Hiç. Keşke. Ah! Sude öğretiyor bana. Ben para harcamak konusunda sınırsız bir insan olduğum için Sude ve ablam Birgül dediler ki; bu böyle giderse artık sıfırı boylayacaksın. Sokaklarda yatmak durumunda kalabilirsin. O kadar eli açık biriyim. Hiç para hesabım olmadı. Son 3 senedir bütün hesaplarımı onlar tutuyorlar. Şimdi onlar değerlendiriyorlar ve bana maaş veriyorlar. Ben o maaşı da yiyorum, bana biraz daha çıktı yapar mısınız diyorum (gülüyor).
-En çok neye para harcarsın?
Çanta. Neyse ki bir yeğenim var, en azından ona kalacak.
-Sosyal medyayla aran nasıl, stalk yapar mısın?
Pandemiyle başlayan sosyal medya tutkum var benim. Uyanır uyanmaz gündemi takip ederim. Stalk yaparım.
-Fake hesabın var mı? (Varsa hiç fake hesabından kendine yorum yaptığın oldu mu?)
Yok. Titi'nin hesabından bakıyorum.