-Ünlü menajerler arasında gösteriliyorsunuz tarzınız mı farklı? Hangi konuda kendinize bu yüzden başarılıyım diyebilirsiniz?
İlk olarak çalışacağım kişileri seçebiliyorum. Bu çok önemli. Bana yakın insanlarla, oturup konuşabildiğim, aile yapısına önem veren, iyi insanlar ile çalışmayı tercih ediyorum. İsmi ne kadar büyük olursa olsun. Ve işimi profesyonel yapıyorum, aile olarak kabul ediyorum oyuncularımı ama işimi Avrupa standartlarında, hakkıyla yaptığımın bilincindeyim. Oyuncu seni, sen oyuncuyu temsil ediyorsun, bu yüzden birbirini anlamak aynı dili konuşmak çok önemli. İnce çizgiyi koruyarak tabi ki.
O kadar değerli insanlar ile çalışmak nasip oldu ki, her zaman keyif aldım. Zaten aileyi bozacak biri olduğunda kim olursa olsun çalışmayı kesiyorum ve yoluma aynı düzende devam ediyorum. Bir başarı söz konusu ise kurallarım, ilkelerim ve hayata bakışım diyebilirim.
-Aslen Trabzonlusunuz ama İstanbul'da dünyaya geldiniz. Peki; şimdilerde yurt içinde ve dışında adını dev projelere yazdıran isimlerin menajerliğini yapan Hasan Güngör nasıl bir çocukluk geçirdi?
Biz bence en güzel çocukluk döneminin fertleriyiz. Sokaklarda büyüdük, komşulukların olduğu, her annenin, mahalledeki tüm çocukları kendi evladı gibi koruyup kolladığı, şimdiki nesle göre güvenli ve daha mutluyduk. 3 erkek kardeşin en küçüğü olarak çok güzel anılarımın olduğu güzel yıllardı.
- Ülkemizin yanı sıra Hollywood, Bollywood ve Avrupa ülkelerinde birçok sanatçıyı temsil ediyor ve o platformlara taşıyorsunuz. Mesleğe rahmetli Osman Yağmurdereli'nin yanında başladığınızı biliyoruz. Usta isimle yollarınız nasıl kesişti?
Osman abi aile dostumuzdur, benim için çok değerlidir ve bende çok emeği vardır. Uzun yıllar birlikte çalışmak nasip oldu. Bana desteğini ve öğrettiklerini asla unutmayacağım. Herkesin sevdiği dünya iyisi biriydi, Allah rahmet eylesin. Çok erken kaybettik.
Tabi ki yurt dışındaki seviye çok farklı. Bir kere oyuncunun çok iyi İngilizce konuşması gerekiyor ve spor, dövüş sanatı, dans vs. çok fazla doluluk gerektiriyor. Birçok çalışmamız oluyor ve ilerleyen yıllarda fazlaca oyuncumuzun o seviyelerde işler yapacağını düşünüyorum. Ben her zaman hazırım yeter ki o vizyonda ilerleyelim.
-Usta oyuncular, kariyerinde emin adımlarla ilerleyenler, kendilerini neden size teslim ediyorlar? Onlara ne vaat ediyorsunuz?
Öncelikle vaatler ile yola çıkan insanlar var ise yanlış bir başlangıç olacaktır. Bu aynı yöne bakıp, aynı hayali kurmak ile ilgilidir. Ve 'o insanla gerçekten çalışmak vakit ayırmak istiyor musunuz?' bu çok önemli. Sadece para odaklı ilerlenir ise bir süre sonra katlanılmaz olur. Ben bir oyuncu ile çalışmaya karar vereceğim zaman onunla ilgili her detaya dikkat ediyorum. Doğru yönetilen bir oyuncu, pırlanta gibi parlıyor, özgüveni yerine geliyor ve iyi hissediyor. Hayallerinin bir ortağı, destekçisi olmuş oluyorsunuz ve iyi iş çıkartıyorsunuz. İyi projeler gelmemesi için hiç bir neden kalmıyor.
-Genç yeteneklere zaman ayırdığınızı, hatta haftada 1 gün doğru yönlenmeleri ve sorularına cevap bulabilmeleri için bir araya geldiğinizi duydum, bu size ne hissettiriyor?
Konservatuar okuyan veya bu işe gönül vermiş, hayallerini, ekran ve oyunculuk süsleyen gençlere zaman ayırmayı borç biliyorum. Çünkü biz bu işi profesyonel yapan insanlarız ve eğer sadece çalıştığım kişiler dışında kapılarımı kapatır, dinlemez yol göstermezsem heyecanım kaybolur.
Gençlere bilgi vermek, yol göstermek, 'Bu işin doğrusu nasıl yapılır, adımları nelerdir, nasıl eğitimler almalılar?' sorularını birlikte yanıtlamak, bunlar bence çok değerli paylaşımlar. Ve bu sohbetler sonucu çok başarılı gençleri de sektöre kazandırdığımı düşünüyorum. Şuan 'Star' dediğimiz isimler bunlar. İlla star olmakta gerekmiyor. Doğru ekilir, doğru sulanırsa bir tohumun nasıl geliştiğini görebilirsiniz. Her şeyden önemlisi gelişmek iyi insan olmak.
-Ekranlarda gördüğümüz birçok yıldız ismi sektöre kazandırdınız. Kriterleriniz nedir?
Yukarda bahsettiğim gibi, bu işe gönül vermiş oyuncu adaylarına önem vermeye gayret ediyorum. Aralarında çok yetenekliler çıkıyor ve tek ihtiyaçları doğru yönlendirme. Hiç tanınmasa da aynı ilgiyi verdiğinizde o kişiler gerçek potansiyeline ulaşıyor ve çok iyi oyuncular oluyorlar. Çalışan kazanıyor, iyi ve karakterli olanda kalıcı oluyor. Ve ben onu gördüğümde her zaman desteklerim. Yapımcının, yönetmenlerin bir oyuncuda olmasını istediği şeyler hep aynıdır aslında.
-Meslek hayatınızda pusulanız ne oldu? Sizin için başarıyı ne gösterir?
Dürüstlük, çalışkanlık ve vizyon
-Sektörün önde gelen isimleriyle çalışıyorsunuz. Oyuncularınız ile sadece iş değil, gönül bağınız da olduğu aşikar. Bu durumun eksileri, artıları oluyor mu?
Aile çatınızı doğru kurarsanız ve iş sahanızı doğru yönetebilirseniz hiçbir sıkıntı olmaz. Her oyuncu aile gibi anlaşacağı bir menajer ister ama bu demek değil ki profesyonelliği bir kenara koyacağız. Bu iki denge çok önemli, iki tarafta denge var ise muhteşem bir ilişki olarak görebiliriz.
-Türk televizyon tarihine adını altın harflerle yazdıran, unutulmazlar arasına giren birçok dizinin cast direktörlüğünü yaptınız. Şimdilerde ünlü bir menajer olarak Türk dizi ve sinema sektörünün gelmiş olduğu noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
17 yıldır sektördeyim, bu dönem içinde bile muhteşem değişimler yaşadık, sektör çok hızla ilerliyor. Hayatımıza dijital dönem girdi. Birçok dijital platformda, yerli ve yabancı şirketlerle muazzam işler çıkartıyoruz. Her şey gelişiyor, pandemide sessiz kalsa da, sinema çok hızla geri geldi ve büyümeye devam ediyor. Doğru adımlar atıldığı sürece Türkiye'nin geleceğini sektörde çok parlak görüyorum, tabi ki burada hepimize görev düşüyor.
-Son dönemde sosyal medyanın da etkisi ile oyuncular arasında takipçi sayısı polemiği çıkmıştı. 'Projelere takipçi sayısına göre oyuncu seçiliyor' denilmişti. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?
:) Bana göre sosyal medya tartışmasız hayatımızda ama asla takipçi sayısına göre bir projenin yapılmasına karşıyım.
Bu yanılgılar bizi doğru yöne götürmez. Doğru iş, doğru oyuncular ile ortaya çıkar. Oyuncum, abim Fikret Kuşkan'ın bir sözü var 'Hala öğreniyorum ve öğrenecek çok şeyim var' der. Fikret Kuşkan'ın hala öğreniyorum, gelişiyorum dediği bir sektörde takipçisi sayısına değil, çalışana ve devamlı öğrenen oyunculara, gerçek yeteneklere önem verelim. Hak eden gençlere şans verelim.
-Sosyal medyanın sizin işinize de etkisi mutlaka olmuştur. İyi mi, kötü mü oldu? Oyuncuların özel hayatlarını göz önünde yaşamaları ne kadar doğru?
Bence oyuncular da sokaktaki her insan gibi. Göz önünde yaşamıyorlar, ünlü oldukları için takip edildikleri için öyle duruyor. Buda sanırım ünlü olmanın bedeli.
Sosyal medya doğru kullanıldığında, her işi geliştirir gelişime açık olmak her zaman önemlidir.
-Oyunculuk eğitimi veren iki akademinin kurucususunuz. Oyunculuğu meslek olarak seçmek isteyenlere nasıl tavsiyelerde bulunursunuz?
No10 Studios ve Osman Yağmurdereli Sanat Akademileri'ni kurduğumda öncelikli hedefim gençlere dokunmaktı. Yetenekli ama maddi durumu yetersiz herkese burs veriyoruz ve onların derslerine katılıp hocalar ile konuşup gelişimini gözlemlemek paha biçilemez bir his.
Tavsiyem hep çalışmak, gelişmek. Sadece güzelim, yakışıklıyım diyerek ne yazık ki oyuncu olunmuyor. Şuan tanınan oyuncuların çoğu kendilerini ileriye taşımak için, yurt içi-yurt dışı eğitimler alıyor. Her alanda çalışan karşılığını er geç alıyor. Bu yüzden planları olsun, hedefleri olsun, yol haritaları olsun, fikir alsın, fikirlere önem versinler. Bol bol tiyatro izlesinler ve eğitime önem versinler.
-Başa dönecek olursak 3 çocuk babası Hasan Güngör'ün hayatının ne kadarı iş, ne kadarı aile?
İşim gereği çok yoğun olsam da hafta sonu tüm zamanımı ailemle geçiririm. Zaten akşamları da işim biter bitmez evdeyimdir, aile benim için her şeyin üstündedir. Çünkü enerjimi eşimden ve çocuklarımdan aldığımı düşünüyorum. Aile hayatında mutlu olmayan insanların, iş hayatında başarılı olmasının çok zor olduğunu düşünüyorum.
-'Benim menajer babam olsa set, set dolaşırdım :)' Çocuklarınızdan sektöre ilgi duyan var mı? Ve onlara buradan ne söylemek istersiniz?
Hepsini sete götürdüm zaman zaman ama ilgileri sıfır. Hiç düşünmediklerini söylüyorlar fakat sanatın farklı dallarında çok yetenekliler. Ben asla hayatlarına tercihlerine karışmak istemem, bence ne şekilde mutlu olacaklar ise onun içinde olmalılar. Ben babaları olarak hatalarında da, doğrularında da hep yanlarındayım. Hayatlarının sanat ile besleneceği şimdiden belli ama henüz oyunculukla ilgilenmek isteyen yok. :) Büyük kuzum Derin ve ikizlerimiz Barış ve Hilal hepsini çok seviyorum.
-Son olarak yeni projeler, yeni hedefler… Önümüzdeki yıllarda planladığınız, ulaştığınızda gurur duyacağınız neler var?
Hedefler ve yeni projeler hiç bitmez. Her başladığımız proje beni heyecanlandırır. Hayattaki en büyük hedefim, Türk oyuncuların dünyanın her yerinde boy göstermesidir. Ve umarım birçok insana faydam dokunur.