Türkiye, 146 ülkeye 150'den fazla dizi ihraç ederek, dünyada bu alanda ABD'nin ardından ikinci sırada yer aldı.
Geçtiğimiz yıl dizilerimizin ihracat tutarı 500 milyon dolara ulaştı.
Daha önce de dizilerimizin Türkiye'nin 'Soft power'ı (yumuşak güç) olduğundan bahsetmiştim.
'Soft power' terimi, 'Bir devletin, diğer bir devlet üzerinde güç veya zor kullanmadan, bu devlete istediğini yaptırabilme yeterliği' olarak açıklanıyor.
'Soft power'ın en önemli araçları ise kültür-sanat, spor ve eğitim... Örneğin Amerika, Hollywood sayesinde dünyanın belki de en büyük 'Soft power'ına sahip.
Dizilerimizin turist sayısını artırmadaki başarısı büyük ama 'Soft power' aynı zamanda insanların zihinlerini ve kalplerini savaşmadan ikna ederek kazanmanın en kestirme yolu.
Dünyada en çok dizi ihraç eden ikinci ülke olmamızın avantajını daha iyi kullanmalıyız. Yeni Türkiye'yi, siyasi tezlerimizi ve teröristlere karşı haklı mücadelemizi aşk dizilerinde bile satır aralarına yedirmeliyiz!
Evet, Hollywood bazen popüler bir komedi filminde bile ülkesinin bazı siyasi tezlerini satır aralarında anlatmayı başardığı için ABD'nin 'Soft power'ı daha güçlü.
İşte bunu yapmak senaristlere düşüyor! Peki, dizi sektörümüzün merkezi Cihangir'deki 'gezici' kafa bunu yapıyor mu ya da yapar mı?
Teknoloji pazarından güzel haber
Teknosa CEO'su Bülent Gürcan ile Türkiye'deki teknoloji ürünleri pazarını ve yeni trendleri konuşma fırsatı buldum. Tüketici, ekonomik sıkıntı yaşandığında genelde teknoloji ürünlerinde tasarrufa gider. Ama Bülent Gürcan yaşanan zorluklara ve dövizdeki artışa rağmen sanılanın aksine teknoloji pazarında büyümenin devam ettiğini söyledi:
"Geçen yıl teknoloji ürünlerinin cirosunda yüzde 9.5 seviyesinde artış ile 60 milyar TL büyüklüğe ulaşıldı. Tüketici elektroniği pazarı 2019'un ilk sekiz ayında ise 2018'in aynı dönemine göre TL bazında yüzde 2 seviyesinde büyüme ile 41 milyar TL seviyesinde ciro değeri elde etti." Gürcan, Türkiye'de perakende içinde e-ticaretin payının henüz yüzde 5-5.5 seviyesinde olduğunu ama online kanallardan satışın hızlı büyüdüğünü belirtti.
Bugün mağazalara trafiğin önemli bir bölümü de online kanallardan sağlanıyormuş.
Tüketiciye teknoloji ürünü satın alma süreci sorulduğunda, 100 kişiden 80'i internetten araştırıp mağazadan satın aldığını söylüyor.
Gürcan, Teknosa hakkında da bilgiler verdi: "Türkiye'nin 68 ilinde 200 Teknosa mağazası var.
Satışlarımızın yüzde 7'si online kanal üzerinden gerçekleşiyor. 2018 yılını 3.5 milyar TL ciro ile tamamladık." Teknosa'nın e-ticaretteki en büyük avantajı ise 15 milyon tekil müşteri verisine sahip olmasıymış.
DR. TEKNOLOG
Gürcan "Sattığımız ürünlerin kurulumdan teknik desteğine ve korumaya kadar uzanan geniş kapsamlı hizmetleri içinde barındıran mobil iletişim hizmetimiz Dr. Teknolog'yi hayata geçirdik.
Ayrıca 'Memnuniyet değişim uygulaması' başlattık. Müşterilerimize hijyen vs. gibi nedenlerle belirlenen ürün grupları hariç tüm ürünlerde geçerli 30 gün içerisinde değişim fırsatı sunuyoruz" diyor.
Gürcan, tüketiciye daha uygun fiyatlarda ürünler sunan kendi markaları Preo'nun ürün çeşitliğinin 600'e ulaştığını belirtti ve ekledi: "2018'de 1.5 milyona yakın Preo ürününü tüketicilerimizle buluşturduk."
Yok, artık Fatih!
Fatih Altaylı, Galatasaray'ı değerlendirirken şöyle bir laf etti: "Geçen sezon 'Keşke 11 tane Japonumuz olsa' dediğimiz Nagatomo için bu sene 'Ulan keşke Nagazaki'de bu adam gitseymiş' diyecek noktaya geldi Galatasaray taraftarı." Nagazaki kentine 2. Dünya Savaşı'nda atılan atom bombası yüzünden 70 bin insan hayatını kaybetti.
Kötü oynayan bir futbolcu için 'Keşke ölseydi' demek fanatizmin daniskasıdır.
Rahmetli Levent Kırca'nın senin için söylediklerinde ne kadar haklı olduğunu bir kez daha kanıtladın Fatih.