Türkiye'nin en güçlü seslerinden Zerrin Özer GÜNAYDIN'a çok özel açıklamalarda bulundu. Müzik sektörünün zor bir dönemden geçtiğini, bu süreçte İstanbul Yeditepe Konserleri'ni organize eden Cumhurbaşkanlığına ve Polat Yağcı'ya teşekkür eden Özer, "Bu konserler sayesinde müzisyenler para kazandı" dedi.
■
Karantina dönemini nasıl geçirdiniz?
Benim için değişiklik olmadı aslında. Dünya benim yaşamıma uydu. Son yıllarda da vaktimi hep evimde geçirdiğim için karantina dönemi beni etkilemedi. Salgın döneminde bol bol dua ettim. Sağlık Bakanı'mızı hayranlıkla takip ettim. Çok güzel yönetti süreci. Özverili, gecegündüz çalışıyor. Ona minnettarım. Cumhurbaşkanımızla birlikte yürüttükleri çalışma sonucu şükürler olsun çok daha kolay atlatıyoruz salgını. Avrupa, Amerika gibi gelişmiş ülkelere bakıyorum, insanları adeta ölüme terk ediyorlar. Koronavirüs taşıyan insanlar perişan oralarda. Devletimize çok teşekkür ederim. Vatandaşlarımız çok güzel sağlık hizmeti alıyor. İyi ki Türkiye'de geçiriyorum bu salgın dönemini.
KİMSEYE YARANILMIYOR
■
Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen İstanbul Yeditepe Konserleri'nde yer alan isimlerden birisiniz...
Müzik sektörü zor bir
dönemden geçiyor. Bu
dönemde Cumhurbaşkanlığı'na
ve Polat Yağcı'ya
çok teşekkür ederim;
bize şarkı söyleme,
sahneye çıkma fırsatı
verdi. Çalışamayan
çok müzisyen
arkadaşımız oldu
pandemi döneminde.
İnsanlar
eve ekmek götüremiyor,
bu konserlerle
müzisyen
arkadaşlarımız
para kazanıyor.
Zaten konserler de
bu amaçla yapıldı.
Ben ekibime karşı
da sorumluyum. İyi
ki Cumhurbaşkanlığı
böyle bir konser dizisi
organize etti. Keşke daha
çok konserler yapılsa.
■
Sosyal medyada bu konserlere ve buraya katılan sanatçılara çok büyük paralar ödendiğine dair ağır eleştiriler yapıldı...
Bu zamanda kimseye yaranılmıyor.
Ne yapsanız eleştiriyorlar
zaten. Yazılan, çizilen rakamlar
doğru değil. Asla böyle rakamları
kimse almadı. Neden destek
olunmuyor bu konserlere anlamak
mümkün değil. Çok büyük
rakamlar aldı diye eleştiri yapanlar
bana göre küçük düşünen
insanlardır. Ayrıca sanat parayla
ölçülmez. Biz müzik emekçisiyiz.
Bir ülkenin ileri gitmesi için
sanatının önde olması gerekiyor.
Gerçek sanatçılar var olursa ancak ülke ileriye gider. Gerçek sanatçıya değer verilmek zorunda.
■
Müzik kariyerinizde birçok engelle karşılaştığınızı söylemiştiniz. Şimdi baktığınızda neler hissediyorsunuz?
Kendi tırnaklarımla bu noktaya geldim. Tanınmadığım zamanlar büyük firmalardan çok teklifler de gelmişti ama zoru seçerek özgürce müziğimi yaptım. Tek başıma mücadele ettim hep. Bir pişmanlığım; çocuk yapmamış olmam, kariyerimi daha önemsedim çünkü. Bir diğer pişmanlığım ise yurt dışından çok büyük teklifler gelmişti ama kabul etmedim. Rahmetli annem izin vermedi gitmeme. Paris'te Eyfel Kulesi'nde Erkan Özerman'ın düzenlemiş olduğu Türkiye için tanıtım konserleri verdim. Paris'teki Olympia'da bir resital için sahneye çıktım. O zamanlar konserlerime yapımcılar gelmişti ve benimle anlaşma yapmak istediler. Keşke kabul etseydim, dünyaya meydan okurdum çünkü. Avrupa ve Amerika'da yerim hazırdı, Türkiye'deki gibi zorluklar da yaşamazdım o zaman. Gerçek sanatçının değeri bilinmiyor ülkemizde ne yazık ki. Menfaat ilişkilerine dayalı dostluklarım olmadı. Para için bana kimse istemediğim bir şeyi yaptıramaz. Vefa önemlidir. Hiç hesapçı da olmadım. Karakterim yaptığım mesleğe çok ters.
'O PARTİYE YA DA ÖBÜRÜNE YAKIN' DEMEK SANATÇIYA SAYGISIZLIK
■
CHP ve bazı kesimler Cumhurbaşkanı'na yakın olan sanatçıların bu konserlere katıldığını söylüyor. Ne düşünüyorsunuz?
Bu eleştirileri hiç üstüme alınmıyorum.
Ben halkın sanatçısıyım. Müziğe yıllarımı
verdim. Sanatçı halka mal olmuştur.
O partiye yakın ya da öbürüne yakın
gibi sıfatlar kullanmak sanatçılara
saygısızlıktır. Atatürk, "Hepiniz
milletvekili olabilirsiniz.
Bakan olabilirsiniz. Fakat
sanatçı olamazsınız" der.
Beni eleştirenlere bu sözleri
hatırlatmak istiyorum. Ben
sanatçıyım, ömrümü müziğe
verdim. Şarkı söylemek beni
ayakta tutuyor, hayata bağlıyor.
Bu konserler sayesinde birçok
sanatçı arkadaşım gibi ben de
bir gün bile olsa tekrar müzikle
nefes aldığımı hissettim. Şarkı
söylemek benim hayatım. Ben
40 yıldır sahnelerdeyim, hayatım
müzik içinde yoğruldu. Yine
söylüyorum, Zerrin Özer Türkiye'nin
sanatçısıdır.
ÖLDÜKTEN SONRA ADIMA GECE DÜZENLEMEYİN, FİLMİMİ YAPMAYIN
■
Sanat hayatınız boyunca zorlandığını söylediniz. İnsanlara güveniniz de mi gitti?
Evet. Eskiden çok güvenirdim ama
şimdi güvenmiyorum insanlara. Beynim
daha farklı çalışmaya başladı. Hayatı
öğrenmeye başlamak ve tecrübe sahibi
olmak de insana çok şey katıyor. Mesela
eskiden daha katı çizgilerim varken şimdi
'olabilir' demeyi öğrendim. Ama değişmeyen
çizgilerim var. "Düşmanını yanında
tut" diyorlar ama ben sevmediğim insanı
yanımda tutmayı bırak, selam bire vermem.
Bazen şarkı videolarımın altına yazılanları
okuyunca, insanların beni böyle
sevdiğini görüyorum ve çok mutlu oluyorum.
Yaşarken kıymetimin bilinmesini
isterim. Öldükten sonra değerim bilinse
ne anlamı var ki. Vasiyetim var zaten, ben
öldükten sonra ne adıma gece düzenlensin,
ne de filmim yapılsın. Ben gittikten
sonra hepsi boş.
KADINA ŞİDDET UYGULAYAN ERKEĞE AYNISINI YAPMAK GEREKİYOR
■
Son günlerde kadına şiddete yönelik haberler okuyoruz sık sık...
Kadına şiddet uygulayan erkeklere
ben de aynı şiddeti uygulamak istiyorum.
Ondan anlarlar ancak. Konuşmakla anlaşmak
varken şiddet uygulamak cehaletin
en büyük örneğidir. Medeni erkek zaten
şiddet uygulamaz kadına. Erkekler dünyanın
en cahil insanlarıdır. Bunlara laf da
anlatamazsınız çünkü anlamazlar. Bundan
dolayı da onlara yaptıkları şeyi uygulamak
gerekir diye düşünüyorum.
MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATI OLMAK RİSKLİ, KARANTİNADA 8 KİLO VERDİM
■
Kilo da vermişsiniz karantina döneminde..
Bazen tek, bazen çift öğün yedim ve üç beyazdan uzak durarak 8 kilo verdim. Hamur işlerine düşkünüm ama yemedim.
■
Mide küçültme ameliyatı olmayı düşündünüz mü?
Hayır. Doktorlarım da müsaade etmiyor. Türkiye'de bu ameliyatlar bilinçli yapılmıyor. Amerika'da veya Avrupa'da obezlere yapılıyor. Bizim ülkede herkes oluyor. Sağlıkla oynanmaz.