Turkuvaz Medya Grubu dergilerinden Şamdan Plus'ın organize ettiği 'Şamdan Plus ile Sanat Webinar Dizisi'nin ilki 'Türkiye'de Sanat Koleksiyonerliği' başlığıyla önceki gün gerçekleşti. Yoğun ilgi gören 'Türkiye'de Sanat Koleksiyonerliği' webinar'ını, sanatçı, sanatsever, koleksiyoner ve sanat profesyonellerinden oluşan geniş bir kitle izledi.
Işık Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Rektör Yardımcısı, Görsel Sanatlar Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman'ın yönettiği oturum, Şamdan Plus Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah gazetesi yazarı Bülent Cankurt'un konuşmasıyla açıldı. Cankurt, konuşmasında Şamdan Plus dergisinin ilk gününden bu yana sanata ve sanatçıya olan desteğini dijital olarak da sürdürdüğünü, pandemi nedeniyle yüz yüze gelemediğimiz bu ortamda sanat buluşmaları başlattıklarını ve webinar serisinin ilk konusunun 'Türkiye'de Sanat Koleksiyonerliği' olduğunu vurguladı.
Açılış konuşmasından sonra sözü alan Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, oturumun çerçevesini Türkiye'de sanat koleksiyonculuğunun son 50 yıldaki durumu ve bugünkü sorunları olarak çizdi. Kahraman oturumda koleksiyonculuğun dönüşümünde etkisi olan unsurlar ve yabancı sanatçıların, güncel sanatın hatta politik, yeni medya, feminist sanat gibi belirli bazı dalların sanat koleksiyonuna nasıl dahil edilmesi gerektiğinin cevaplarının aranacağını vurguladı.
'Sermaye birikimi çeşitli dönemlerde oluşturduğu yeni formasyonlar koleksiyonculuğun gelişimini ne şekilde etkiledi' ve 'Türkiye'de son 15-20 yılda daha farklılaşan sanatsal üretim gerçekliği genç kuşak koleksiyoncuların yapılanmasını nasıl etkiledi' sorularına da oturumda yanıt arandı.
Konuşmacılardan Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton, sözlerine sanat aşığı ve destekçisi olduğunu söyleyerek başladı. Feminist olduğu için feminizmin sanatını da desteklediğini ve bu alandaki eserleriyle feminizm denince ilk akla gelen ve dünya çapında da tanınan sanatçı Şükran Moral'i takip ettiğini ve onunla gurur duyduğunu belirtti. Alaton, Türk kadın sanatçılarının yurtdışında tanınması gerektiğini ve özellikle bu konuda çok çalıştığını söyledi.
Daha sonra Galeri Baraz Kurucusu Yahşi Baraz, Türkiye'de koleksiyonculuğun önemli değişen noktalarını özetledi. Sosyal olguların sanata olan etkisini değerlendirdi, başta resim sanatıyla lanse edilen koleksiyonculuğun dönüşümünü Batı'daki bakış açısıyla kıyasladı. İyi bir koleksiyoncunun dünya sanatını da tanıması, takip etmesi ve bir sanat danışmanıyla çalışması gerektiğinin altını çizdi. Boğaziçi Ventures Yönetim Kurulu Başkanı Agah Uğur, konuşmasında Türk koleksiyonculuğun ağırlıklı olarak statü gereği yapılması gereken mecburiyet gibi görmemek gerektiğini vurguladı. İyi bir koleksiyon için tutku, bilgi ve görgünün bir arada olması gerektiğini, fonlama ve bütçenin çok sonra geldiğini söyledi.
Müze Evliyagil Kurucusu, Ajans Türk Yönetim Kurulu Başkanı Sarp Evliyagil, Türk sanatının gelişmesi için en başta Türk sanatseverlerin desteklemesinin ve alıcısı olması gerektiğinin altını çizdi. Ankara'da ve İstanbul'da oluşturduğu sanat yapılarını ve müzelere dönüşüm yolculuklarını özetledi. Kendi sanat yönelimini ise 1950'den günümüze modern ve çağdaş sanatı çerçevesinde işler çerçevesi olarak özetledi.
Sanat Danışmanı Sevil Dolmacı, danışmanlık ve küratörlük desteğinin sanat koleksiyonerliğindeki önemini vurguladı. Tümüyle iç içe çalıştığı genç kuşak profilini, 25-45 yaş arası, yurtdışında eğitim almış, müze gezen, ailesinde sanat ile bilinçli iletişimi olan, sosyal medyayı kullanan, profesyonelliğe inanan, hızlı servis isteyen, trendleri dünya ölçeğinde takip eden sanatseverler olarak tarif etti. Sanata ilginin gittikçe yoğunlaştığını, yeni koleksiyoner profilinin ise daha bilinçli olduğunu, önceki dönemlerde yapılan hataların tekrarlanmadığını ve bilinçli tercihler yapıldığını vurguladı. Konuşmacılar, seçkilerini, koleksiyonlarını hangi alanlarda seçtiklerini ve sebeplerini de anlattı. Sanat dünyasının en can alıcı konuları ele alındı ve sektörün önde gelen isimleri ağırlandı.