ABD'nin Seattle şehrinde 62 gün hastanede kalarak koronavirüsü yenen 70 yaşındaki Michael Flor hastane faturasıyla şok yaşadı. Flor'a verilen 181 sayfalık faturada 1 milyon 122 bin 501 dolar 4 cent istendi.
Basına konuşan Flor, "Evde dinlenme sürecindeyim fakat kaldığım hastanenin faturasını görünce kalbim duracak gibi oldu" dedi. Swedish Medical Center hastanesinin çıkardığı faturanın detayları da ortaya çıktı. Yoğun bakımda kalmanın günlük bedeli 9.736 dolar. Flor'un sadece 42 gün yoğun bakım gideri 408 bin dolar tuttu. Mekanik oksijen cihazına 29 gün bağlı kalan Flor'dan bu sebeple günlük 2.835 dolardan toplamda 82.215 dolar ödemesi istendi.
Seattle basını, iki gün boyunca kalbi duran, ciğerleri ve böbrekleri iflas eden Flor'un kendine geldiği günlerde eşi Elisa Del Rosario'ya, "Beni buradan çıkarmalısın, bunu karşılayamayız" dediğini de aktardı.
O nasıl fatura öyle? İnsan 1 dolar 4 cent küsuratı istemeye utanır yahu! Hastaneden alkışlar eşliğinde çıkan Flor'un yüz ifadesinde de ödeyeceği faturanın şoku var sanki. Doktorlar yoksa gelecek olan parayı mı alkışlıyorlar? Flor üzüntüden alkışları bile umursamamış. Şaka bir yana Flor, Türk vatandaşı olsaydı, 62 gün sonra beş kuruş para ödemeden hastaneden çıkardı.
Vatandaşına ücretsiz sağlık hizmeti sunmadıktan sonra süper güç olsan kaç yazar. Türkiye'nin kıymetini bilelim.
Altan Erkekli'nin bitmeyen ev borcu
Sokakta 'Magazin Hattı' programının muhabirine konuşan usta oyuncu Altan Erkekli, dizi olduğu sürece para kazandıklarını, vergilerinin olduğunu hatırlattı ve "Bir şeyi yapıyorsunuz ardından milyonlarca sevgisiz tweet'ler, mesajlar geliyor. Bilmiyorlar ki; 65 yaşındaki Altan Erkekli neler yaptı, nasıl çalıştı? Neyi var şu anda? Ev taksitimiz var duruyor. Çocuklar var okuyorlar, ihtiyaçlar büyüyor. Bir tane evimizin hâlâ borcu var" dedi.
Ne bitmez borçmuş be Altan Amca. Sizi bildim bileli bu borçtan bahsediyorsunuz. Altan Amca yine bir gün muhabirlere ev borcundan yakınınca Talat Bulut, "Ah canım Altan Erkekli kıyamam sana. Bu yüzden sen akbil kullanıyorsun. Her filmde oynamana rağmen 1.000.000 dolar evin borcunu ödemek de çok zor. Ömrün uzun olsun" demişti.
Erkekli'nin çalışma azmine bakınca o borcun çoktan bitmiş olması gerekirdi. 'Vizontele' döneminden beri 'usta oyuncu' dediğimiz Erkekli, hangi diziyi, hangi filmi, hangi reklamı açsak karşımıza çıkıyor. Galiba set aralarında da Youtuber'ların filmlerinde oynuyor.
Erkekli, şato ya da Boğaz'da yalı falan mı aldınız da öde öde bitmiyor. Köle gibi dizilerde, filmlerde durmadan çalışıyorsunuz. Şaka bir yana Altan Erkekli iyi ki varsınız.
Erkekli, hazır konu açılmışken, keşke devletimizin müthiş ev kredisi yardımından yararlanmak isteyen, daha önce aldıkları yüksek ev kredileri için yapılandırma bekleyen birçok vatandaşın olduğunu da hatırlatsaydınız!
Maçka Parkı
Maçka Parkı'na şimdiki gibi aşırı kalabalık olmadığı sakin günlerinde giderdim ama birkaç kavga gördükten sonra çocukları götürmekten vazgeçtim.
Halbuki burası Londra'nın Hyde Parkı gibiydi, başta gençler olmak üzere insanların rahatça takıldığı, yönetmen sandalyelerine oturup güneşlendiği, köpek gezdirdikleri, spor yaptıkları nezih bir parktı. Nişantaşı'na yakın olması burayı aynı zamanda piyasa bir park yapıyordu. Ancak her güzel yer gibi Maçka Parkı da aşırı popüler olunca çirkinleşti. Medyada haberleri okuyorsunuz; her gün biri bıçaklanıyor ya da dövülüyor.
Burası gençlerin kurtarılmış bölgesi ve öyle de kalmalı ama ruhuna dokunmadan güvenliği sağlanmalı.