Koronavirüs ile sadece tedbir alarak mücadele edemeyiz. Tedbirlerin yanı sıra bağışıklık sistemimizi artıracak gıdalara da yönelmemiz gerekiyor. Dünyanın en iyi beslenme uzmanları arasında yer alan NASA'nın eski Beslenme Danışmanı Dr. Caroline Apovian bu konuda önemli tavsiyelerde bulundu. Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için ton balığı tüketmemizi önerdi. Ben de bu vesileyle Türkiye'nin en büyük konserve ton balığı üreticisi Mehmet Önen'e ulaştım. Türkiye'yi ton balığıyla tanıştıran marka olma özelliği de taşıyan Dardanel'in başındaki isim. Öncelikle kendisine ton balığının neden bu kadar faydalı bir besin olduğunu sordum.
BAĞIŞIKLIĞA BİR 'TON' FAYDA
Dünya Sağlık Örgütü'nün konserve ton balığını bağışıklığı güçlendirecek besinlerin başında sıraladığını söyleyen Önen; ton balığının D vitamini ve Omega-3 bakımından zengin olmasının yanı sıra, selenyum, B vitamini kompleksi gibi değerli vitamin ve minerallerinin temini açısından da önemli bir gıda olduğuna dikkat çekti. Önen salgınla mücadele ettiğimiz bu dönemde, doğru beslenmenin en zengin kaynağı olan ton balığının doğal ortamda yetişmesinin de ayrıca önem taşıdığını söyledi. Dardanel olarak ton balığını Atlantik ve Hint Okyanusu'nun tertemiz denizlerinden çıkardıklarını belirterek, havuz ve çiftliklerde yetişen balıklarla, doğal ortamında, yani derin ve temiz denizlerde yetişen balıkların aynı faydayı sunmadığını, tüketicilerin bu konuda dikkatli olması gerektiğini söyledi. Dardanel olarak hedeflerinin, Türkiye'deki kişi başı yıllık ton balığı tüketimini 5 katına çıkarmak olduğunu ifade eden Önen, son zamanlarda ton balığına talebin de arttığına dikkat çekti.
Kendisine ben de 'Artan bu talep fiyatlarınıza nasıl yansıyacak?' diye sordum. Malum, bir ürüne talep artınca bazı üretici firmalar bu durumu fırsata çevirmek için fiyatlarına da zam yapıyor. Önen, kendi şirketinin asla böyle bir kriz fırsatçılığına ve fiyat artışına gitmeyeceğinin özellikle altını çizdi. Farklı gelir seviyesinden insanların bu zengin besine erişebilmeleri için ürün çeşitliliği sunduklarını ve bunu yapmalarının altında da ülke insanına özellikle bu süreçte destek olma amacı taşıdıklarını belirtti.
Son olarak, Türkiye'nin birlik ve dayanışma mücadelesine her zaman destek verdiklerini söyleyen Önen, bu amaçla Cumhurbaşkanımız tarafından başlatılan milli dayanışma kampanyasına 1 milyon TL'lik bağışla destekte bulunduklarını da açıkladı. Türkiye'nin bu zorlu süreci dayanışma ruhu içinde geride bırakacağından emin olduğunu ve bu dönem sonrasında başarı hikayelerimize kaldığımız yerden devam edeceğimize inancının tam olduğunu da sözlerine ekledi.
SOSYAL MEDYADAKİ LİNÇ KÜLTÜRÜNÜ ORTADAN KALDIRMALIYIZ
Sadece fiziksel şiddet yok gündemimizde, bir de sosyal medyada uygulanan 'psikolojik şiddet' var. Klavye üzerinden ahkam kesmeyi, düşüncelerine katılmadıklarına hakaret etmeyi adeta görev haline getirmiş bir insan topluluğu var. İster Cumhurbaşkanı olsun, ister devlet yetkilisi, isterse de sanatçı veya iş adamı fark etmiyor bu kesim için. Hoşlarına gitmeyen veya dünya görüşlerinden farklı bir açıklama yaptın mı, başlıyorlar linç etmeye. İşte en son örneğini MUDO'nun sahibi Mustafa Taviloğlu röportajında gördük. Ne demişti Taviloğlu: "Salgın belasını diğer ülkelere oranla iyi atlatıyorsak bunda Başkan Erdoğan ve kadrolarının payı çok büyük."
'Sen misin bu açıklamayı yapan?' diyerek başladılar Taviloğlu'na saldırmaya. Ayıptır ya gerçekten ayıp... Bu psikolojik şiddetle bir yere varılmayacağını görmeleri gerekiyor. Hele hele insanlığın 'en zor' sınavını verdiği bu dönemde hâlâ böyle linçlere şahitlik etmek gerçekten insanı bir kat daha üzüyor. Bunun tek çözümü var; toplum olarak bu linç kültürüyle de, koronavirüsle mücadele eder gibi topyekun mücadele etmek. Başka yolu yok çünkü...
KADINA ŞİDDET OLAYINDA BAŞROLDE YİNE MİDYAT VAR
Yine bir şiddet olayı ile gündemde Sermiyan Midyat. İki yıl önce, Amerikalı oyuncu Kristanna Loken ve Sinan Akçıl'a sözlü ve fiziksel şiddet uygulayan Midyat, bu sefer de eski sevgilisi Sevcan Yaşar'a şiddet uyguladığı iddiasıyla gündeme geldi. Midyat 'Benim kadına bir fiske vurmam söz konusu değil, erkekliğe sığmaz' diyerek iddiaları inkar ediyor ama eğer böyle bir şey olmadıysa Sevcan Yaşar neden şiddet görüyorum diye 155'i arayarak yardım istedi? Buna dair tek bir cümle yok açıklamasında Midyat'ın. Olay yargıya intikal ettiği için Yaşar şimdilik sessizliğini koruyor ama ben daha önceki 'vukatını' da bildiğim için Midyat'ın yine bir şiddet olayı içinde yer almasına hiç şaşırmadım açıkçası.