Bugünlerde sinemanın geleceği hakkında herkesin bir fikri var ama ne acı ki birçoğu çağ dışı söylemler. 'Organize İşler: Sazan Sarmalı' filmi hem vizyonda, hem de Netflix'te gösteriliyor diye ortalık anlamlandıramadığım şekilde birbirine girdi.
Ben ise 'oh be' diyorum.
Çünkü:
Hasta yatağındaki teyzem, engelli dostlarım, sinemaya gidemeyen milyonlarca insanın ayağına şahane bir film geldi.
Bu durum ülke sinemamıza büyük bir gurur yaşatıyor, 190 ülkede bir Türk filminin gösteriminin gerçekleşecek olması harika değil de ne?
Netflix, bu kadar farklı dilde alt yazıyı Oscar'da yarışan 'Roma' filmine bile yapmamış; siz düşünün.
İstanbul'u olağanüstü görüntülerle farklı dilden, ırktan, kültürden insanlara tanıtmak için müthiş bir fırsat.
İsteyen filmini beyazperdede, isteyen de evinde izleyebiliyor.
Siz neden 'Oh be' demiyorsunuz gerçekten anlamıyorum.
Milli senamaya, yılda en çok film üretimi yapan BKM'den fazla destek olan şirket yoktur.
Şirket Türk sinemasının geleceğini düşünmüyor da şimdi siz mi oturduğunuz yerden Türk sinemasını düşünüyor ve kurtarıyorsunuz? Etmeyin, buna kimse inanmaz.
SİSAY AÇIKLAMA YAPTI
Geçmişe baktığımızda yeni sinema yasasının Temmuz'da uygulanmaya başlayacağını ve merakla beklenen bazı gişe rekortmeni filmlerin Temmuz'dan sonra vizyona gireceğini öğrenmiştik.
Bu esnada SİSAY (Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği)'nin yaptığı açıklamada "Bu sezonu iple çeken yerel sinema işletmecileri, kredi ve ödemelerini yapamaz boyuttadır.
Yerli tüm sinema işletmeleri olarak sürecin mağduru durumundayız.
Bir anda tezgahda malı olmayan esnaf durumuna düştük. Gerilimin devamı Türk sinemasına büyük bir darbe olur" deniyordu.
Bu sırada açıklamayı yapan kişileri düşünen BKM, 'Organize İşler: Sazan Sarmalı'nı Temmuz sonrasına ertelemeden 1 Şubat'ta vizyona sokma kararı almıştı Şimdi aynı SİSAY, ulusal basınımıza 'Türk Sinemasında Devrim' başlığı ile yansıyan bu Netflix gelişmesi için, 'Türk sineması için devrim değil, bir darbedir' diyor. Darbe, devrim, menfaat kelimelerinin geçtiği iki açıklamayı da yapan SİSAY, hiç mi düşünmüyor, 'Organize İşler: Sazan Sarmalı'nın vizyon tarihi de Temmuz sonrasına ertelenseydi ne olacaktı... Bu mu teşekkürü?
NEREDEYDİNİZ?
Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği ve Televizyon ve Sinema Film Yapımcıları Meslek Birliği' de yaptıkları açıklamada;
"Bir filmi vizyondayken aynı anda dijital platformlarda da gösterime sokmanın sinema sektörümüze telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini düşünüyoruz" diyorlar. O zarar, bir filmin Netflix'te gösterilmesiyle değil asıl bugüne kadar sustuğunuz için verildi bile.
Mars sinemaları hem halkı, hem de sinemacıları kazıklarken, Türk sinemasının bitişinin hazırlandığı zaman neredeydiniz?
Peki ya koskoca sinema sanatını peynir, deodorant arasına koyup hediye ettikleri zaman? Hele yüksek maliyetleri en iyi bu topluluğun bilmesi gerekmiyor mu? Yapımcı; filmini nereye, nasıl, kaç paraya satacak, maliyeti çıkaracak mı, bir sonraki filmini çekebilecek mi?
Bunları unuttunuz sanırım.
Bu durumu sert eleştiren yapımcıların, "Artık yeni çağa biz de ayak uyduruyoruz" açıklamalarıyla filmlerini umarım ilerleyen yıllarda Netflix'te görmeyiz.
Özetle, Türk sinemasını bitiren Netflix değil, yeni çağa ayak uyduramamış, sabit fikirli, her şeyi çok bildiğini sanan gündem fırsatçısı sazanlar.
Netflix gerçeğini de ne kadar çabuk kabul etseler, o kadar iyi olur.
KÜÇÜK BİR HATIRLATMA
İki yıl önce gittiğim Cannes Film Festivali'ndeki Netflix filmleri krizini yazmıştım. Yazının sonunda "Festival bu yıl, Netflix'çiler ve 'Beyazperdede gösterilmeyecek bir filme saygı gösteremeyiz' diye tepki gösterenler olarak ikiye bölündü. Sonu hayır olsun" demiştim,. Umarım ülkemizde de olur.