2009'da kurulan İstanbul Arabesque Project (İAP); arabesk müzikleri rock alt yapısıyla yorumladıkları şarkılarla dikkat çekiyor. 'İhtimallerden de Uzak' isimli üçüncü albümünü çıkaran grup, 19 Ocak'ta İstanbul Live'da bir konser verecek. Grubun kurucuları Barbaros Akbulut ve Korkut Peker, bu konser öncesi GÜNAYDIN'ın sorularını yanıtladı:
ESKİ ARABESKÇİLER SUÇLU
Yaptığınız müziğe rock mı denilmeli yoksa arabesk mi?
KORKUT PEKER: Rock müzik enstrümanlarıyla arabesk çalıyoruz ama hiçbir zaman arabesk eserleri bozmuyoruz. O ruha sadık kalıyoruz. Ortaya çıkan şey, arabesk-rock gibi görünüyor ama biz kesinlikle dümdüz arabesk yapıyoruz.
BARBAROS AKBULUT: Biz arabesk müzik yapıyoruz ve bundan gurur ve mutluluk duyuyoruz.
Günümüzde arabesk yapılmamasının sebebi ne sizce?
K.P.: Aslında arabesk çok fazla yapılıyor ama adına arabesk demek istemiyorlar. Yaptıkları müziği arabesk olarak nitelendirmekten utanıyorlar. Bunda 80'li yıllardaki arabesk şarkıcılarının kabahati var.
Neden?
K.P.: Arabesk, 70'lerin sonuna doğru gayet renkli bir sentez olarak ortaya çıktı. Halka daha yakındı. 80'lerde arabeskin şımarma dönemi oldu. Üretim olarak doruğa çıkılmış ama kalite olarak düşüş yaşanan bir dönemdi. Arabeskçiler, şarkılarında sefillikten bahsediyor ama limuzinlere biniyordu.
B.A.: Şu an halen rock müzik yaptığını söyleyen gruplar, basbayağı arabesk yapıyor!
TV'YE ÇIKMAKTA ZORLANIYORUZ
Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz?
B.A.: Şekil şemal rock ama nameler, kullanılan enstrümanlar ve hatta şarkı sözleri bildiğin arabesk! Bizden daha çok arabesk müzik yapan rock grupları var! Biz övünerek, "Arabesk yapıyoruz" diyoruz, onlar ısrarla rock yaptıklarını iddia ediyor.
Medyanın arabesk müziğe bakışı nasıl?
B.A.: Hiç beklemediğimiz medya kuruluşlarından destek gördüğümüz gibi, klibimizi yayınlatamadığımız popüler klip kanalları da oldu. TRT Müzik ve Kral TV dışındaki müzik kanallarına girmekte zorlanıyoruz.
Peki, herkesin bu türde müzik yapması ne gibi sonuçlar doğurur?
B.A.: Rock gruplarının kanun, klarnet gibi enstrümanlar kullanması çok hoş. Müzisyenlerin arayış içinde olması sevindirici. Bu topraklardan beslenmeliyiz. Şimdiye kadar yurt dışına açılamayan Türk müziğinin çıkış noktası belki de bu olacak.
K.P.: Biz hazır olan arabesk malzemesini kullanmıyoruz. Kendi arabeskimizi üretiyoruz. Albümde sekiz bestemiz var ve sadece iki cover parça var. Asıl ilgi çeken şey; kendi yazdığımız arabesk şarkılar.
Sizin farkınız arabesk besteler yapıyor olmanız mı?
K.P.: Biz yeni dilde arabesk yapıyoruz. Kader, gurbet, hasret gibi duyguları yeni dille ifade ediyoruz. "Hicran yarası", "Biçare" diyen 18 yaşında genç göremezsiniz!
BU KONSERİN GELİRİ SOKAK ÇOCUKLARINA
Üç albümde 13 cover yapmışsınız. Şarkıları eser sahiplerinden alırken maddi anlamda sıkıntı yaşıyor musunuz?
B.A.: Ali Tekintüre, Burhan Bayar, Ahmet Selçuk İlkan gibi abilerimiz var. Bize düşük fiyata veriyorlar, sağolsunlar. Bizim gücümüzü biliyorlar, bize güveniyorlar. Tabii, bedavaya da almıyoruz ama bu şarkılar fazlasını hak ediyor.
Konser gelirinin sokak çocuklarına bağışlanması fikri nasıl ortaya çıktı?
K.P.: Sokak çocukları ya da sokakta çalışmak zorunda bırakılan çocuklar meselesi, yıllardır kanayan yaralarımızdan biri. Biz o çocuklara el vermek istedik. Dünyada 150 milyon sokak çocuğu olduğu söyleniyor. Bu konu, dünyanın utanç tablosu.
B.A.: Albümden kazandığımız tüm geliri ve 19 Ocak'ta İstanbul Live'da vereceğimiz lansman konserimizin bilet satışından elde edilecek gelirin tamamını sokak çocuklarına bağışlayacağız.