İstanbul Modern'le Türkiye'ye sanatsal açıdan çok önemli bir değer kazandıran Oya Eczacıbaşı, GÜNAYDIN'a konuştu. Eczacıbaşı, "Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'nin modern ve çağdaş sanat müzesi ihtiyacını görmesi, buna inanması ve hayata geçirilmesi için bize yer göstermesi pek çok kapının açılmasına vesile oldu" dedi.
Türkiye'nin ilk özel modern ve çağdaş sanat müzesi olan İstanbul Modern'i kurdunuz. Müzeciliğe olan ilginiz nasıl başladı?
Yurt dışında yaşadığım dönemde müzeleri gezdiğimde önündeki kuyruklara imrenir ve ülkemizdeki büyük sanatsal birikimi neden görünür kılamadığımızı ve kuşaklara aktaramadığımızı düşünürdüm. Vakfın kurucusu kayınpederim Dr. Nejat Eczacıbaşı, 1987 yılında ilk Uluslararası İstanbul Bienali'nde görev almamı önerdi ve bu çalışma süreci beni müzeciliğe yönlendirdi. O nedenle lisansüstü eğitimimi müze işletmeciliği üzerine İngiltere'de tamamladım.
İstanbul Modern'i kurma fikri nasıl oluştu?
İstanbul'da bir modern ve çağdaş sanat müzesi kurma fikri 30 yıl önce ortaya çıktı. Hayalimi gerçeğe dönüştürmek için elimden geleni yapmak istedim. Bu hayal, 2004 yılında gerçek olabildi. Kuruluş aşamasının 17 yıl süreceğini baştan tahmin edebilir miydim, bilmiyorum. İkna etmek, böyle bir ihtiyacın olduğunu anlatmak zaman aldı. Bunu sonlandıran ise dönemin başbakanı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan oldu. Kendisi 2003 yılındaki 8. İstanbul Bienali mekanlarından biri olan 4 no'lu antreponun müzeye dönüştürülmesine yeşil ışık yaktı ve binayı bizzat gezdikten sonra İstanbul Modern'e tahsis edilmesine onay verdi. Böylece o zamana kadar ancak dönem dönem film seti olarak kullanılan bir antreponun İstanbul Modern'e dönüşmesi sağlandı. Açıldıktan sonraysa İstanbul Modern'in varoluş mücadelesi; yerini kamu, yerel ve özel sektörün yan yana durarak destek verdiği bir modele bıraktı. Tüm bu süreç Türkiye'de farklı bir müzecilik anlayışının gelişmesine katkı sağladı. Sayın Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'nin modern ve çağdaş sanat müzesi ihtiyacını görmesi, buna inanması ve hayata geçirilmesi için bize yer göstermesi, pek çok kapının açılmasına vesile oldu.
AVRUPA'DA ÖDÜL ALDIK
İstanbul size ne ifade ediyor?
3 bin yıl öncesine uzanan geçmişi, dünyadaki eşsiz konumu ve doğasıyla, büyüleyici bir kentte yaşıyoruz. İstanbul, bir kültür başkenti. Doğu ile Batı'nın yalnızca geçmişinin değil, geleceğinin de kesişme noktası. Modern ve çağdaş sanat potansiyeli de çok güçlü. İstanbul'un eşsizliğini, geçmişten gelen birikimini uluslararası çapta ortaya çıkaran, ülkemiz ve dünyadaki sanat üretiminin bütün disiplinlere yer verecek şekilde sergilendiği bir mekanın olması beni mutlu ediyor.
Türkiye'nin uluslararası alandaki kültürel tanıtımına katkı sağladığınızı düşünüyor musunuz?
Kesinlikle. İstanbul Modern, 2009'da yenilikçi bakış açısı, kültür sanat işletmeciliğine getirdiği özgün yaklaşım ve müzecilikte uzmanlaşma yolunda yaptığı atılımlar nedeniyle 32. Avrupa Müze Forumu'nda Özel Ödül'e layık görülmüştü. Yabancı ziyaretçi oranlarımız özellikle yaz sezonunda yüzde 40'ları buluyor. Dış basında İstanbul'un modern kimliğinin önemli bir yansıması olarak nitelendiriliyoruz. O yüzden tanıtım stratejimizde modern ve çağdaş sanatın daha çok yer alması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca yurt dışına taşıyacağımız sergiler bu açıdan son derece önemli. Biz bugüne kadar Almanya'dan Çin'e, Avusturya'dan İngiltere ve Fransa'ya kadar 17 yurt dışı sergi düzenledik. Bu sergileri kaynak bulabilirsek sürdürmeyi çok istiyoruz.
Müzenizi bugüne kadar 7.5 milyonunun üzerinde kişi ziyaret etti. Böyle bir ilgi bekliyor muydunuz?
Evet, ziyaretçi sayısında 7.5 milyonu aştık. İstanbul Modern'in bu kadar ilgi göreceğini hayal etsek bile, tahmin etmek güçtü. Ancak ümit ediyorduk çünkü büyük bir potansiyelin olduğunu biliyorduk. Müzelere dair yaygınlaşmış birtakım kanıları kırmak istiyorduk ve bunu da büyük ölçüde başardığımızı düşünüyorum. Türk halkına çağdaş sanat müzelerini sevdirdik. Bütün çabamız da aslında bu ilgiye hakkıyla karşılık verebilmek için.
BAĞIŞ GECESİNE İLGİ BÜYÜKTÜ
14 Aralık'ta düzenlenen Gala Modern'den bahseder misiniz?
Gala Modern gecesini, müzemizin eğitim faaliyetlerini desteklemek amacıyla 2009'dan bu yana gerçekleştiriyoruz. Bu yıl Gala Modern'i 14 Aralık'ta gerçekleştirdik. Çok başarılı bir bağış gecesi oldu. İlgi ve katılım büyüktü.
Türkiye'nin en başarılı kadınlarından birisiniz. Yaptığınız çalışmalardan dolayı Fransa'dan devlet nişanı aldınız. Başarının altın kuralı nedir?
Çok teşekkür ederim. Farklı dinamiklerle çalışmayı iyi başaran, ülkemizin sanat üretiminin dünyada tanınması için canla başla çalışan kadromuz, uzun yıllardır bir arada ve müthiş bir birikime sahip. Başarımızdaki payları paha biçilmez. Paris'teki dünyanın en önemli sanat kurumlarından Centre Pompidou ile 2007'de yaptığımız işbirliği dünyada bir ilkti. Avrupa'daki çocukların deneyimlediği sanat programlarını Türkiye'deki çocuklarımızla Keşif Alanı adlı işbirliği projesi sayesinde buluşturduk.
CUMHURBAŞKAMIZ'IN VE EŞİNİN DESTEĞİ OLMASAYDI İSTANBUL MODERN'İ AÇAMAZDIK
Cumhurbaşkanımız'ın eşi Emine Erdoğan'ın sanata yönelik desteğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cumhurbaşkanımız ve Emine Hanım hep İstanbul Modern'e destek verdiler. Bu ilgi olmasa müzeyi açamazdık. Emine Hanım, 2011'deki 'Hayal ve Hakikat' sergimizin açılışını yaptı. Cumhurbaşkanımız, müzeyi kurduğumuz Karaköy'deki alana yapacağımız ve dünyanın en ünlü müze mimarı Renzo Piano imzasını taşıyacak yeni projemizle de yakından ilgileniyor. Kuruluşumuzdan beri verdiği destek için kendisine ne kadar teşekkür etsek az.
DÜNYANIN DÖRT BİR KÖŞESİNDEN SANATÇILARI DAVET EDECEĞİZ
Türkiye'nin kültürel zenginliğini dünyaya daha fazla gösterebilmemiz için neler yapabiliriz?
İstanbul Modern olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Örneğin İstanbul Kalkınma Ajansı'nın desteğiyle 2019'da hayata geçireceğimiz Uluslararası Misafir Sanatçı Programı ile dünyanın dört bir köşesinden sanatçıları İstanbul'a davet edeceğiz. 10 sanatçı, tasarımcı ve mimar, İstanbul'da zanaatkarlarla üretim yapacak. Bunları yapmak için kamu ve özel sektörün sanat eğitimine daha fazla bütçe ayırması gerekir.
GEÇEN YIL 580 BİN KİŞİ GEZDİ
Sizce Türk halkının müzelere ilgisi nasıl?
Ülkemiz modern ve çağdaş sanat müzesine daha 14 yıl önce kavuştu. Batı'da yüzyılı aşkın bir alışkanlık ve deneyim söz konusu. Nispeten kısa bir tarihe sahip olmamıza rağmen çağdaş müze deneyimine duyulan ihtiyacı, ziyaretçi trafiğimizdeki artıştan gözlemliyoruz. Örneğin geçen yıl İstanbul Modern'i 580 bin ziyaretçi gezdi.