Bugün, dünyanın neresine giderseniz gidin bir Türk dizisi karşınıza çıkıyor. Ortadoğu'dan Balkanlar'a, Latin Amerika'dan Avrupa'ya kadar geniş bir izleyici kitlesine sahip dizilerimiz. Yayınlandıkları kanallarda da bir çoğu reytinglerde birinci geliyor. Son örneği de 'Sıla' dizisi oldu. GÜNAYDIN'dan öğrendik;
ATV'nin iddialı yapımlarından 'Sıla' İspanya'da yayınlandığı ilk bölümüyle reytingleri alt üst etti.
Sadece 'Sıla' mı? 'Ezel', 'Karadayı', 'Kara Para Aşk' ve daha nice ATV dizisi dünya izleyicisiyle buluştu ve buluşmaya da devam ediyor. Türk dizilerini, bugün dünyada sayısı 500 milyonu geçen bir izleyici kitlesi var. Dizilerimiz öyle fenomen bir hale geldi ki, insanlar çocuklarına Türkçe isim koymaya başladı. Oyuncularımız gittikleri ülkede dünya starı gibi karşılanıyor. Kenan İmirzalıoğlu'ndan Engin Akyürek'e, dizilerdeki başrol oyuncularının en az Türkiye'deki kadar fanları var. İhraç edilen ülkelerde Türkiye'ye yönelik büyük bir ilgi ve hayranlık da oluştu.
Ülkemizin popülaritesi her geçen gün artıyor.
Çok önemli bir fırsat bu. Sadece turistik açıdan değil elbette. Bu avantajlı durum, ülkemizin kültür ve tarihini anlatma imkanı vermesinin yanı sıra Türkiye'ye yönelik oluşturulmak istenen olumsuz algıyı da yıkıyor. Hem de uluslararası belli odaklar tarafından yürütülen karalama kampanyası ile mücadele ettiğimiz böyle bir dönemde.
İhraç edilen dizilerimiz, bu açıdan Türkiye'nin elindeki en önemli yumuşak güçtür. Zaten dizilerin bu gücünün farkında olan bazı ülkeler, Türk dizilerini yasaklamaya kadar götürdü işi. Dünyada Amerika'dan sonra en büyük dizi ihracatçısı ülke olarak biz geliyoruz. Nasıl ki Amerika yıllarca yumuşak güç olarak sinemadizi sektörünü kendi politikaları çerçevesinde etkili bir güç olarak kullandı ve kullanmaya da devam ediyor; biz de bu güçten maksimum düzeyde yararlanmalıyız. Bunun yolu da dizilerdeki iddiamızı sürdürmemizden geçiyor elbette. Dizilerde yakaladığımız bu başarı çıtasını daha yukarı taşımak için de çalışma koşulları gibi mevcut sorunları bir an önce çözmek gerekiyor. Bunun için de başta yapımcılar olmak üzere dizi sektöründeki herkese büyük bir sorumluluk düşüyor.