Ukraynalı top model Daria Kyryliuk ve arkadaşları iddiaya göre, Çeşme'de Momo adlı beach club'ın güvenlik görevlileri tarafından saldırıya uğradı. Daria, maruz kaldığı şiddeti gösteren fotoğrafı ile birlikte yaşadıklarını sosyal medya hesabından paylaştı.
Şiddet gören top model olunca olay yankı uyandırdı. Mekan yönetimi ise yaptığı basın açıklamasında olayla alakalarının olmadığını söyledi.
Mekana göre olay şöyle gelişmiş: 31 Temmuz'da iki farklı grup arasında otoparkta çıkan tartışmaya mekanın güvenlik görevlileri müdahale etmiş. Daria daha sonra eve gidip komşusu ile kavga etmiş ve bu olaya polis müdahale etmiş. Olayın üzerinden bir gün geçtikten sonra Daria sosyal medyada paylaşım yapmış. Daria'nın arkadaş grubu iki gün tekrar mekana gidip eğlenmiş.
KİM DOĞRU SÖYLÜYOR?
Ee şimdi kim doğruyu söylüyor? Daria her şeyi uyduracak kadar başına ağır darbe almış olamaz herhalde! Aynı mekan geçtiğimiz yıl yine bir kavga olayıyla gündeme gelmişti.
Daira'nın arkadaşı olsanız iki gün sonra aynı mekanda eğlenir miydiniz? Yoksa mekan çalışanları kavgaya müdahale ederken orantısız güç mü uyguladı? Ya da Daria'yı sevgilisinin dövdüğü iddiası doğru mu? Bu soruların yanıtı adli soruşturma sonrası ortaya çıkar. Bizi asıl ilgilendiren, bir top modelin karıştığı kavganın Twitter'da gündem olup turizm sektörü açısından kara propagandaya dönüşmesi.
Takipçi peşinde koşan fenomenler bile yorum yapınca medyada olayla ilgili haberler çıktı. Daha önce de yazdım; bu tarz turizm sektörünü olumsuz etkileyecek olaylara Turizm ve Kültür Bakanlığı dahil olmalı ve asılsız haber ve yorumların çıkmaması adına olayın hemen açıklığa kavuşturulmasına yardımcı olmalı. Haksız suçlamalara anında cevap verilmeli. Eğer işletme suçluysa yaptırımlar devreye sokulmalı. Çünkü bazen kendi işletmelerimiz kara propaganda yapılmasına gerek kalmayacak kadar cahilce hatalar yapıyorlar!
Ne yazık ki, kendi toplumunu aşağılamaktan keyif alan ve her negatif olayı Türkiye zarar görsün diye yorum yapan sosyal medya kullanıcıları var! Örneğin bu son olayda 'Türkiye'ye gelmeyin' diye tweet attılar.
Elbette haber değeri olan olay haber yapılmalı ama bazen gereksiz yere de kara propagandaya malzeme vermemeliyiz. Yunan basını zaten pusuya yatmış, turizm sektörümüzle ilgili her türlü kötü gelişmeyi haber yapıyor. Bizim gurme ve gezi yazarları da Bodrum, Çeşme'yi kötülerken Yunan Adaları'nı parlatıyor! Yunanistan, İtalya, İspanya gibi turizm sektörünü ilgilendiren konularda milliyetçi olmalıyız.
Gürültü hasta ediyor
Bodrum Gündoğan'da evi bulunan Müjde Ar, geçtiğimiz günlerde Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras'a açık mektup yazmıştı. Sanatçı, bir otelde hizmet veren restoranın yarattığı gürültü kirliliği nedeniyle şahsı ve komşularının rahatsız olduğunu dile getirmişti. Değişen bir şey olmayınca da Müjde Ar, hem belediye başkanına, hem de ilgili işletmelere dava açtı.
Ben de Beşiktaş merkezde işlek bir cadde üzerinde yaşıyorum. Mal indirip yüklerken trafiği tıkayan iki kargo şirketi yüzünden her gün kavga çıkıyor. Her sabah 7'de alttaki markete malzeme getiren aracın sesiyle uyanıyorum. Evlere yiyecek taşıyan popüler bir servisin motosikletli sürücüleri 24 saat bağrış çağrış çalışıyorlar, sürekli kavga ediyorlar vs. Ben de Müjde Ar gibi bir yerleşim alanında gürültüde sınır tanımayan kargo şirketlerine, markete, evlere servis yapan işletmelere dava mı açsam acaba?
Müjde Ar, dünyadaki en gürültülü beş şehirden biri olan İstanbul'dan Bodrum'a kaçmış ama orada da gürültüden kurtulamamış! Nedir bizim halk olarak gürültüden çektiğimiz?
Dünya İşitme Endeksi'nin raporuna göre gürültü kirliliği yüzünden İstanbul'daki insanların bulunduğu yaştan 18.3 yaş daha büyük birinin duyma yetisine sahip olduğunu biliyor muydunuz? Gürültü kirliliği deyip geçmeyin! Uzun süre gürültü kirliliğine maruz kalmak, başta iç kulak hasarı olmak üzere, beyin sıvısındaki basıncın azalması, baş ağrıları, uyku bozukluğu, öfke, sıkıntı gibi ciddi sağlık sorunlarına neden oluyor!