Yıllardır hazırlayıp sunduğu TV programlarının yanı sıra oyunculuğuyla da adından söz ettiren Çiğdem Tunç, geçtiğimiz yıl kendi tiyatrosunu kurdu. 40 yıllık tecrübesini Çiğdem Tunç Tiyatrosu'na yatıran Tunç; bu yıl sanatseverlerin karşısına 'Şoför Nebahat' olarak çıkıyor. Tunç'la tiyatrosunu, 'Şoför Nebahat'i ve Zeytin Dalı Operasyonu'nu konuştuk...
Tiyatro kurmaya ne zaman, nasıl karar verdiniz?
Artık zamanı gelmişti. Yılardır kazanmış olduğum tecrübe beni bu noktaya getirdi. En önemli etken ise 15 Temmuz'dur. Toplumca büyük bir travma yaşadık. Travma atlatmış bir topluma kişisel olduğu kadar kurumsal olarak da ne yapabilirim diye düşündüm. Ömer Halisdemir gibi bir kahramanın yaşadığı ülkede; ben de bir kahramanlık yapayım, elimi taşın altına sokayım istedim.
Oyunları nasıl seçiyorsunuz?
Halkımıza sıcak gelebilecek konuları seçmeye özen gösteriyoruz. Onların yaralarına merhem olabilecek, onları bir nebze güldürecek oyunları tercih ediyoruz.
Turneler de yapıyorsunuz...
Evet. Oyunlarımızı hiçbir karşılık beklemeden sahnelediğimiz yerler var. Mesela gittiğimiz herhangi bir ilde hemen şehit aileleri saptanıyor, onlara gidiyoruz. Yani bu toplumsal hassasiyete biz de katkı sağlamaya çalışıyoruz. En büyük motivasyonlarımdan biri de buydu. Bize 'gel' desinler, sınır karakollarında bile oynarız. Yeter ki vatan sağ olsun.
Siz nasıl yaşadınız 15 Temmuz'u, biraz anlatır mısınız?
Yanımda kız arkadaşım vardı. Uçaklar sorti yapıyordu. Tabii çok tedirgin olduk. Sayın Cumhurbaşkanı'nın röportajı büyük bir kırılma noktasıydı. Bahçeye çıkıp ağzıma ne geliyorsa söyledim tepemde uçanlara. Yanımdaki arkadaşım anne olduğu için onu bırakıp çıkamadım ama tek başıma olsaydım çoktan çıkmıştım evden.
Şimdiki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şu an modern haçlı seferlerinin yaşandığını düşünüyorum. Devletler dünyaya egemen olabilmek için bu tür darbe ve terör girişimleriyle ülkemizi yıkmaya, yıpratmaya çalışıyorlar. Özellikle bizim coğrafyamızda, petrolün başında duran ülkeleri yıkmak için büyük bir faaliyet olduğunu biliyoruz. Ama biz o kadar güçlü duruyoruz ki... Son yıllarda edindiğimiz 'büyük Türkiye' imajıyla birçok ülkenin ayranını kabartıyor. O açıdan ülkemizin daha da çok kıskanıldığını, ele geçirilmek istendiğini ve çökertilmek için oyunların tezgahlandığını görebiliyoruz. Ben de bir sanatçı olarak devletimin, milletimin bekasına hizmet için çizdiğim yolda ilerliyorum.
BENİM İÇİN RİSKLİYDİ
Afrin operasyonuyla ilgili ne söylemek istersiniz?
Ülkemizin sınırlarında güçlendirilmeye çalışan terör koridorunu temizlemek için Afrin'e giren Türk ordusuna Allah zeval vermesin. Bölgede sürdürülen bu operasyonun fevkalade zor olduğunu görüyoruz. Keşke ben de moral takviyesi için Türk ordusunun adım attığı her yerde savaş muhabirleriyle birlikte çalışabilsem. Böyle bir görevim olsa bir saniye bile tereddüt etmem. Bu operasyon bir beka meselesidir.
'Şoför Nebahat'i sahnelemek nereden aklınıza geldi?
Bizim yaptığımız, Yeşilçam'a selam ve saygı duruşu. 'Şoför Nebahat' de sinemada efsane olmuş bir film. Sezer Sezin, Belgin Doruk, Fatma Girik gibi isimler oynamış. Onların gölgesinde kalmamak için çok çalıştım. O açıdan çok riskliydi benim için.
İÇİMDE 'ŞOFÖR NEBAHAT' GİBİ EFELİK VARDIR
Siz de 'Şoför Nebahat' gibi misiniz?
Hayatım boyunca konforu yaşayamadım. Eşlerimden biri "Çiğdem sen dur, bundan sonra ben halledeceğim" demedi. Böyle bir şey yaşamadım. Hayatımın sorumluluğu ve dizginleri hep benim elimdeydi. Ben de bu dünyada namusumla var olabilme mücadelesi verdim. Benim içimde de 'Şoför Nebahat'lik, biraz efelik vardır. Efelik yapan kadını da severim. Başka türlü olmaya kalksam kimse inanmaz bana.
Star hayatı yaşamadınız mı hiç?
Hiç yaşamadım, zaten sevmem böyle şeyleri. Ben star değilim, neferim. Hayatın içinde, hayattan kopmadan yaşamayı seviyorum.. Ben hep toplu taşıma kullanıyorum. Ayaklarımın yere bastığını hissediyorum, bir sürü gözlem yapıyorum.