Orhan Gencebay, geçtiğimiz günlerde "Şeffaf yönetim şart!" diyerek MESAM Yönetim Kurulu başkanlığından istifa etti. Önceki gün yeni bir gelişme daha yaşandı. Gencebay; Fuat Güner, Suat Suna, Ahmet Selçuk İlkan ve Recep Ergül'le beraber mevcut yönetimle yollarını ayırma kararı aldı. Dün yapılan basın toplantısında Gencebay, diğer dört yönetim kurulu üyesi adına da konuşarak ayrılığın nedenlerini anlattı:
Şahsımla ilgili son birkaç gündür pek çok asılsız ve maksatlı haber yayınlandı. Arif Sağ'ın söylediği, yazdığı veya yazdırdığı haberlerin hepsi gerçek dışı. Söylediklerimi saptırtarak yorumlayan ve yorumlatan, beni yanlış tanıtma istemiyle yapılan art niyetli ithamları ve çabaları kınıyorum ve reddediyorum. Arif Sağ yarım asırdan fazladır dostumdu fakat bu dostluk artık bitmiştir. Sağ, basına verdiği demeçlerde; şahsıma hakaret ederek, art niyetli bilgiler vererek bu dostluğu kendisi bitirmiştir. Kendisine sağlıklar diliyorum.
Yönetim kurulu başkanlığından ayrılırken istifa dilekçemi yönetim kuruluna hitaben yazmıştım. MESAM'ın mahremiyeti korunamamış; dilekçem, polemik konusu oluşturmak isteyenler tarafından MESAM dışına servis edilmiş. Dilekçemdeki gerçekleri anlatan görüşlerime tahammül edemediler. İfadelerimi saptırdılar, şahsıma hakaretlerle saldırdılar, saçma sapan görüşlerini medya yoluyla herkese sunarak MESAM'a zarar verdiler.
Orhan Gencebay MESAM Başkanlığı'ndan istifa etti!
'MEZHEP SORUNU DEĞİL'
Dilekçemde dile getirdiğim gerçeklerden dolayı bazı yönetim kurulu üyelerinin şahsımı hedef alan ifadeleri karşısında; birlikte görev yaptığımız yönetim kurulu üyeleri Recep Ergül, Ahmet Selçuk İlkan, Suat Suna ve Fuat Güner de yönetim kuruluna ortak bir dilekçe yazarak 'Gencebay'ın başkanlıktan istifa ederken uyarı mahiyetinde dile getirdiği tüm görüş ve düşüncelerinin altına bizler de imza atıyoruz' dediler. MESAM Yönetim Kurulu Üyesi Suat Suna ise yönetim kurulu sayısal dengelerini değiştirmek için Haysiyet Kurulu'na verilmiş ve ihraç edilmiş.
Ben ve benim gibi düşünen arkadaşlarım, 'Vatanımızda dil, din, ırk farklılığı vardır fakat ayrımı yoktur' diyen, ömürleri boyunca haklarında tek bir şaibe bile olmayan yurttaşlarız. Bu zengin kültür farklılıklarımız MESAM'da musiki olarak temsil edilmektedir. MESAM'da yaşanan sorun, mezhep veya etnik köken sorunu değildir. Ancak birilerinin bütün kutsal değerlerimizi seçime malzeme yapıp ve buna yaslanarak seçilmek gayretinde olduğunu düşünüyoruz. Bu şahıslar, sanatçının sorunlarını önemsemeyip kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ediyor ve sırf seçim kazanmak için değerlerimizi dahi kullanmaktan çekinmiyorlar.
'ALTIYI BULAN İSTEDİĞİNİ YAPAR'
MESAM Telif Birliği, şu anki yönetim şekli, bilgi yetersizliği, sorunların üstüne gidememesinden dolayı eser sahipleri için yararlı çalışmalar yapamıyor. Çalışmalarından çok memnun olduğumuz MESAM Genel Sekreteri Ali Güneş Ramazanoğlu da defalarca kez "Ben MESAM çalışanlarının bazılarından verim alamıyorum" dedi. Bu sözün üzerine yönetim kurulunda çoğunluğu elde ederek her istediklerini yapabileceklerini beyan eden bazı üyeler; genel sekreterimizin işine de son verdi.
Bir diğer sorun; ortada hiçbir sebep olmamasına rağmen MESAM 15. Olağan Genel Kurulu'nun tarihi değiştirilmiş. Bir yönetim kurulu üyesinin, 11 kişilik yönetim kurulunu kastederek 'Masada altıyı bulan istediğini yapar' demesi vahim bir açıklama. Genel Kurul öyle bir tarihe alınmış ki... 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin yıldönümü. O gün eser sahibi müzisyen ve sahne sanatçısı arkadaşlarımızın büyük bölümü etkinliklerde görev alıyor. Bu iyi niyetli bir karar değil.
Yönetim kurulu toplantılarında yaşananlar, en sıradan bir işletmede dahi kabul edilecek şeyler değil. Üyelerden bazıları, kendilerini MESAM'ın sahibi olarak görüyor. Fikirlerini beğenmedikleri bazı yönetim kurulu üyelerine sözlü ve fiziki saldırılarda bulunma cüretini gösterdiler. Yönetim kurulu üyelerinin iradeleri tehdit altındaydı.
'AMACIMIZ SANATÇIYI KORUMAK'
Ben, benim gibi düşünen arkadaşlarımla birlikte, MESAM'ı gelişmiş yüksek standartlara çıkartacağımıza inanarak başkanlık görevini kabul ettim. Telif haklarını gereği gibi almak için, başarılı ülkeleri örnek alarak onların neler yaptığını öğrenip bilerek sistemimizdeki eksik ve yanlışları tamamlayıp düzelteceğimize inanıyordum. Daha önce yapılan yanlışlıkları düzeltmeye çalıştığımız için bazıları bundan rahatsız oldu. Anladık ki bu ortamın değişmesini istemeyenler var.
Amacımız; sanatın ve sanatçının korunması için, maddi ve manevi haklarımızın alınması, sosyal refahımızın artmasını sağlamak. Hal böyle iken, kurumsal sorunların örtbas edilerek, işin bireysel sorunlar gibi gösterilmeye çalışılması iyi niyetli hareketler değil. MESAM'da şimdilik yönetim kurulu üyesi olarak görev yapabilmenin mümkün olamadığını gördük ve bu nedenle MESAM Yönetim Kurulu üyeliğinden istifa etmek zorunda bırakıldık.
'BÜYÜK TELİF KAYBININ OLDUĞUNU TESPİT ETTİK'
MESAM hukuk biriminde 2016 ve 2017 yıllarında yaşananlar tam bir rezalet. Avukatlardan biri zimmetine para geçirdi, bir diğeri MESAM'ın önemli bir davasına girmedi. Bir diğerinin ise erkek arkadaşı MESAM'ı basarak çalışanları tehdit ettiği için üç kişinin görevine son verildi. Bu olayların verdiği ipuçları nedeniyle detaylı bir araştırma yapılması için genel sekretere yetki verdik. Ancak bazı yönetim kurulu üyeleri bundan rahatsızlık duydu, her defasında engellere takıldık.
2009'da adını vermeyeceğimiz büyük bir kuruluş ile yapılan bir anlaşma neticesinde, binlerce üye telif beklerken, tam 10 yıldır mevcut haklarımızın dahi takip edilmediğini, hiçbir çalışma yapılmadığını, bu nedenle milyonlarca telif kaybımızın olduğunu tespit ettik. Bu haklar, binlerce eser sahibi üyemizin hakkıdır.