Ünlü oyuncu Tolgahan Sayışman, tescilli güzel Almeda Abazi ile 2017'de evlendi. Çiftin, mutlulukları Efehan ve Alina adındaki çocuklarının ailelerine katılmasıyla daha da perçinlendi. Sanat camiasındaki örnek çiftlerden olan Sayışman ve Abazi ile bayram için bir araya geldik. Mutlu yuvalarının kapılarını GÜNAYDIN'a açan çift, çocuklarıyla eğlenceli pozlar verdi. Aşklarının evlendikten ve çocuk sahibi olduktan sonra büyük bir sevgiye ve saygıya dönüştüğünü söyleyen ikili, özel açıklamalar yaptı. Abazi ve Sayışman, çocuklarıyla ilişkilerini, evliliklerini ve bayramları nasıl geçirdiklerini anlattı.
Çok mutlu ve huzurlu bir aile oldunuz. Kendi içinizde dengeleri nasıl kurdunuz?
Tolgahan SAYIŞMAN: Çok şükür diyelim. Aslında bir iş bölümü yaptık ve kendi alanlarımıza saygı çerçevesinde yaklaşmaya özen gösterdik. Fikir ayrılığımız olsa da ortak paydalarda buluşmaya önem verdik.
Nasıl bir baba oldunuz? Evlatlarınız sizi nasıl değiştirdi?
T.S.: Çok evhamlı, çocuklarına aşırı düşkün bir baba oldum diyebilirim. Onları görmeden öpmeden, koklamadan yapamaz oldum.
Kızlar babalarına, erkek çocuklar annelerine düşkün olur derler. Sizde durum nasıl?
T.S.: Şu an için belki bu soru erken. Efehan zaten duygularını dışa vurmuyor. Alina da daha çok bebek, doğal olarak önce annesi geliyor.
Almeda ABAZİ: Şu an çok küçükler ama aslında Alina babasına aşık bakıyor, Efehan da bana, bu aralar öyle.
HARÇLIKLARLA MAÇA GİTTİK
Eşinize çocuklarınızın bakımı konusunda yardımcı oluyor musunuz?
T.S.: Aslında sadece maddi yönden yardımcı olabiliyorum. (Gülüyor)
Bugün bayram. Unutamadığınız bir bayram anınız var mı?
T.S.: Aslında var. 8-9 yaşlarındayken önce babamın, sonra da annemin aile ziyaretleri o kadar kalabalık ve neşeli geçerdi ki eve çok mutlu dönerdim. Hatırlıyorum bir bayramda öylesine çok para toplamıştım ki kendime bilgisayar alacak kadar para çıkmıştı (Gülüyor). Yine 14-15 yaşlarımda bayram günü topladığımız paralarla mahalledeki yakın arkadaşlarımla biletleri günler öncesinden tükenen Fenerbahçe-Galatasaray maçına karaborsadan girme şansımız olmuştu.
AŞKI İLK GÜNKÜ DUYGULARLA SINIRLAMAK YANLIŞ
Evlendikten ve çocuklarınız olduktan sonra eşinizle nasıl bir ilişki kurdunuz? Evlilik aşkı öldürüyor sözü için ne dersiniz?
T.S.: Aşkın tarifini
ne ile yaptığınız önemli.
Öldürme bir kenara, çok
daha kutsal, bambaşka bir
yere taşıyor aslında. Aşkı
çok basite indirgeyerek
sadece ilk zamanlarda
yaşanılan duygular ile
sınırlandırırsanız, bana
göre aşkın tanımına saygısızlık
etmiş olursunuz.
A.A: Asla öyle düşünmüyorum
ve böyle
düşünenler de demek
ki doğru kişiyle evlenmemişler
diyorum. Aşk
dediğimiz zaten evlilik olsa
da olmasa da kendiliğinden
zamanla sönen bir şey. O aşkın
içinde sevgi varsa o uzun
ömürlü oluyor. Genelde aşk
bittiği zaman ayrılık meydana
gelir. Ayrılık meydana gelmediği
sürece o aşkı ayakta tutan
güçlü bir sevgi var demektir.
Evlilik aşkı daha büyük
bir sevgiye dönüştüren bir
şey. Evlilikte çocuk ise hem
sevgiyi hem saygıyı daha da
fazla büyütüyor. Bu tabii biraz
bu yolculuğa çıkmaya karar
verdiğiniz kişiyle de alakalı
ve tabii ki kısmet ve şans...
Ama genelde ilişkilerdeki
olumsuzlukları evliliğe ve çocuklara
bağlamak bana göre
çok yanlış.
RAMAZAN AYINDA SABAHA KADAR EFEHAN'A BAKTIM
Tolgahan Bey doğum sonrasında uykusuz gecelerde eşinize destek oldunuz mu?
T.S.: Evet oldum, özelikle
Efehan'da. Ramazan
ayında sabaha kadar ben
bakıyordum. Annesi dinleniyordu,
sonrasında ben
yatıp annesi devam ediyordu.
Dadıları olsa da biz
yine de başlarında olmayı
ihmal etmiyoruz.
A.A.: Destek oldu Tolga
sağ olsun ilk 2 ay, ilk doğumumda.
İkinci aydan ve
ikinci doğumdan sonra yok.
(Gülüyor) Şaka şaka. Erkekler
yardımcı olabildikleri
kadar oluyor, ellerinden
geldiği kadar. Bir de zaten
çok ufaklar, babalar çocuklarıyla
5 yaşından sonra vakit
geçirmeyi severler.
ESKİ KAFALIYIM, EVDE OTORİTE ERKEK OLMALI
Evde daha otoriter olan kim? Yoksa her şeye ortak mı karar veriliyor?
T.S.: Ortak karar versek de
son söz bana ait. Fakat demokratik
bir ortam söz konusu emin
olun.
A.A.: Bizim ikimizin de çok
baskın karakterimiz var aslında
ve ikimiz biraz inatçıyız ama ben
tabii biraz alttan almak zorunda
kaldım. Sonuçta Tolgahan'ın
hem hayat tecrübesi daha fazla
hem de gerçekten kararlarına
sonuna kadar güveniyorum. Bir
de eski kafa diye düşünebilirsiniz
benim için ama evde erkeğin
biraz otoriter olması gerektiğini
savunanlardanım, aşırıya kaçmadığı
sürece. Tabii ki asla kadın
kendini ezdirsin demiyorum ama
o dengeyi kurmak biraz bizim
kadınların elinde. O yüzden otoriterliği
Tolgahan'a bıraktım.
MESLEKLERİNE KARIŞMAYIZ
Oğlunuzla set deneyimi yaşamıştınız. Çocuklarınızın oyunculuk mesleğini seçmesini ister misiniz?
T.S.: Büyük bir anı olarak kalsın istedim.
İleride kendi mesleklerini kendileri
belirlesinler. Ne karar alırlarsa
ben arkalarında olurum. Benim için
fark etmez.
A.A.: Efehan için güzel bir hatıra.
Meslekleriyle alakalı karışmamayı tercih
ediyorum, onlar nasıl mutlu olacaklarsa
öyle olsun. Oyunculuk isterlerse
de sonuna kadar arkalarındayız.
Anne babalarını ekranda görünce, dışarıda insanlar sizinle fotoğraf çektirmek isteyince ne tepki veriyorlar?
T.S.: İnanır mısınız geçen ay Arnavutluk'ta
insanlar bizden çok Efehan ile
fotoğraf çektirmek istediler. Daha çok
küçük pek anlam veremiyor.
A.A.: Daha çok küçükler idrak
edemiyorlar. Bizi TV'de görmek onlar
için normal bir şey artık. Hatta bütün
insanlar TV'ye çıkabilir düşüncesi var
Efehan'da, o kadar normalleşti onun
için. (Gülüyor)
YEMEK İŞİNİ BANA VERMEYİN
Ev işleriyle aranız nasıl? Evde iş bölümü var mı? Mutfakla aranız nasıl?
T.S.: Ben dış işler sorumlusuyum.
Evde pek fazla işlere müdahil olmuyorum,
zaten olsam da Almeda izin
vermez, çok titiz, kavga çıkar.
A.A.: Ben inanılmaz titiz ve düzen
hastası biri olarak evde yardımcımız
olmasına rağmen temizlik yaparım,
bana gerçekten terapi gibi geliyor.
(Gülüyor) O yüzden Tolgahan'ın da
karışmasını istemem çünkü tam tersi
bozuyor. Ama mutfaktan bir o kadar
da hoşlanmam maalesef, gerçi yemek
yapmayı bilmiyorum diyemem. Çünkü
yaptığım zaman güzel oluyor genelde.
Ama hiç hoşlanmam. 4 katlı evi temizler
üstüne de ütü yaparım ama yemek
bölümünü bana vermeyin.
BAYRAM, MUTLU AILE SOFRASI DEMEK
Bayram sizin için ne ifade ediyor?
A.A.: Merhametin, yardımlaşmanın ve sevginin önemini anladığımız bir gün... Ve tabii ki mutlu bir aile sofrası.
Bayramları geleneksel bir şekilde kutluyor musunuz? Büyüklerinizi ziyaret edip telefonla arar mısınız?
T.S.: Geleneksel bir aile yapımız var. Genelde aile büyüklerini ziyaret edip birlikte yemek organizasyonu ve bayramlaşma şeklinde geçirmeye özen gösteriyoruz.
A.A.: Tabii ki, her yıl aynı şekilde annelerimizin, babalarımızın ellerini öpüp büyüklerimizi, akrabalarımızı da arıyoruz, bayramlaşıyoruz.
Çocuklarınıza bayram geleneklerini aşılıyor musunuz? Elinizi öptürüp harçlıklarını verir misiniz?
T.S.: Şu an için çok küçükler, biraz daha büyüdüklerinde bu geleneği aşılamak isterim tabii. Zamanla gördükçe, yaşadıkça aile geleneklerini devam ettirmenin önemini daha iyi anlayacaklardır.