Tiyatrolar Günü'nü yüzümde kocaman bir gülümseme ile geçirdim. Çünkü bir gün önce gördüklerim beni çok mutlu etti. "Çelik Manolyalar" oyununu izlemek üzere eski adı Hadi Çaman Tiyatrosu olan Rüştü Uzel Tiyatrosu'na gittim. O mekana en son 3 yıl önce bir ödül töreni için gitmiştim. Hadi Ağabey'in hastalandığı günlerdi. Parasızlık ve hastalık, Hadi Ağabey'in o çok sevdiği tiyatrosunu adeta harabeye çevirmişti. Vefatından sonra da bu sütunlarda "İnşallah vasiyeti yerine gelir ve burası bir tiyatro salonu olarak yaşamını sürdürür" diye yazmıştım. Zira burayı bir mücevherat firması almak üzereydi. Salonu iyice küçültüp, kalan bölümü de showroom olarak değerlendirmek istiyorlardı. Nişantaşı'nın ticari açıdan bu çok elverişli noktasında bir tiyatronun hayatını sürdürmesi tabii ki çok zordu. Ama ne oldu? Sanatseverler kolkola girdiler, devlet desteğini de arkalarına alıp, bu tiyatro mabedini ölümsüz kıldılar. Haldun Dormen, Hakan Altıner ve Nedim Saban'ın önderliğinde, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun himayesinde, Rüştü Uzel Lisesi'nin katkılarıyla virane haldeki salon, "modern imece" usulüyle yeniden oyun sahnelenebilecek bir kültür merkezine dönüştürüldü. Hakan Altıner ile konuştum. "Buradan tam 17 kamyon çöp ve hurda boşalttık" dedi. Salon henüz tam anlamıyla hazır değil. Ama eminim ki bu gönül desteğiyle kısa sürede her şeyi tamam olacak. Tiyatro Kedi, Tiyatrokare ve Talimhane Tiyatro'nun pek çok oyunu bu sahnede tiyatroseverlerle buluşacak. Rahat uyu Hadi Ağabey, tiratların sadece bir "hoş seda" olarak boşlukta aslı kalmayacak. "Çelik Manolyalar" oyununa gelince... Daha ziyade 60 yaş üstü kuşağına hitap eden bir klasik... Gençlerin "Sex and The City"nin peşine takıldığı şu günlerde, insana tatlı bir nostalji yaşatıyor. Yani nasıl desem, "meraklısına" türünden bir oyun... Ama oyunun istim tutması için biraz zamana ihtiyacı var gibi. Yine de Suna Keskin, Suzan Aksoy, Oya İnci ve Şenay Gürler gibi ustaları birarada izlemek keyifli. Saadet Işıl Aksoy'u ise tiyatro sahnesinde, dizi setinden çok daha başarılı buldum. Nedim Saban'a naçizane tavsiyem ise bu yeni salonu duyurmak ve tiyatrosundan söz ettirmek için "avangart oyun" takıntısından vazgeçmesi...