Çocukken en büyük merakım "ansiklopedi" okumaktı. Herkesin sadece "başvuru" için eline aldığı o koca koca ciltleri ben kucağıma alıp, roman okur gibi okurdum... Bu alışkanlığım bugünlere "belgesel izlemek" şeklinde taşındı. Her gün en az iki saatimi belgesel izlemeye ayırıyorum. Hem beynim süzülüyor hem günlük hayatın hayhuyundan sıyrılıyorum hem de işime yarasın ya da yaramasın, cebime bilgi kırıntıları koyuyorum. Geçen akşam History Channel'da yine son derece ilginç bir belgesele rast geldim. Belgesel, "Antik dönemin en değerli maddesi neydi, biliyor musunuz?" sorusuyla açıldı. "Altın olmalı" diye geçirdim içimden. Meğerse değilmiş. Tabiatta mor rengin elde edildiği tek madde olan "Trian"ın 25 gramı, bugünün parası ile 50 bin dolar ediyormuş... "Mor"un, asalet rengi olduğunu biliyordum. Hatta bir dönem Avrupa'da sadece kral soyundan gelenlerin kullanmasına izin verildiğini de bir yerlerde okumuştum. (Real Madrid'in formasındaki mor rengi, uzun süre başka takım kullanamamıştı...) Meğer kumaşa mor rengini veren Trian maddesi son derece pahalı olduğu için "asillere özel"miş. Ve sıkı durun: Trian, ismini bizim Tire'den alıyormuş!.. Belgeselde "Doğu Akdeniz'de bir liman kenti" olarak geçen Tire, bizim İzmir yakınlarındaki dünya şirini beldemizden başkası değil... (Antik çağlarda Efes gibi Tire de deniz kıyısındaymış...) Tire sahillerinde o dönem bolca bulunan "Moreks" adlı bir deniz kabuklusundan elde edilen çok değerli "Trian" maddesi bir dizi işlemden geçirildikten sonra kumaşlara mor rengi vermekte kullanılıyormuş. Belgeselde bu işlemden de söz edildi. Hatta bir kadın, "antik yöntemle" Moreks kabuklusundan mor renk boya elde etti. Önce kabuklunun içinden jöle kıvamındaki renksiz bölüm çıkartılıyor. Bu bölüm, oksijene ve güneşe çok duyarlı. Bu nedenle kapalı bir kabın içinde "insan dışkısıyla" birleştirilerek 50 dakika ısıda üç gün bekletiliyor. Bu süreçte maddenin gerekli kıvama gelip gelmediği ise saat başı "tadılarak" anlaşılıyor! Sırf bu nedenle asiller gururla mor renkli elbiselerini kuşanırken, aynı zamanda son derece iğrenç bir kokuya da tahammül etmek zorunda kalıyorlarmış... Zira mor renkli elbiseler, antik dönemin en tahammül edilmez 4 kokusundan birine sahipmiş. Bu formülü bilen ve uygulayanlar ise o dönemin Gucci'si ya da Prada'sı gibi muamele görüyormuş!.. Hep söylerim, Anadolu'nun zenginlikleri anlatılmakla bitmez diye... Buyrun işte bir tanesini de elin History Channel'ından öğrendim... Varsa ya da daha önceden yapıldıysa affetsinler. Ama Tire'de her yıl uluslararası "Mor Moda Festivali" düzenlesek, ilginç olmaz mı?