Dokuz günlük bayram tatilinden sonra işine gücüne, şehrin boğucu havasına, trafiğe alışamayıp bunalıma girenler bugün eskisinden çok daha güçlü bir 'pazartesi sendromu' yaşayacaklar. Peki bu travmatik dönemi az hasarla atlatmak için ne yapılmalı? Merak etmeyin, Yakından Kumanda bunun için de kafa patlattı:
Balkona küçük bir şişme havuz koyup su doldurun. Cep telefonunuza dalga ve martı sesi indirin. Başınıza hasır şapka, üzerinize Hawai gömlek ve şort geçirip ayaklarınızı suya daldırarak gözlerinizi kapatın.
Eşinizden rica edin, kahvaltıyı ve akşam yemeğini 'açık büfe' şeklinde hazırlasın. Ailece küçük bir yemek kuyruğu oluşturup tabaklarınıza hepsinden küçük küçük alın.
Sabah, okula gidecek çocuğunuzu uyandırmak için kapısını tıklatıp "Hauskiipiiiiing" diye seslenin.
Evde sürekli Akdeniz Akşamları, Bodrum Bodrum ve özellikle de Bülent Serttaş'tan Bodrum Akşamları şarkılarını çalmaya özen gösterin.
Patron ve müdürlere de önemli görevler düşüyor. Her saat başı ellerinde zille servisler arasında dolaşıp "Havuzda kano yarışı etkinliği başlıyor, katılmak isteyen var mı?" filan desinler.
Esnaf da üzerine düşeni yapmalı tabii ki. Özleyenler için bazı kebapçılarda 72 liraya lahmacun satılsın mesela. Haydi bakalım, Kurban Bayramı'na kadar sıkın dişinizi...