Dilara G.'nin babalık davası açtığı araştırmacı gazeteci Uğur Dündar, mahkemeye başvurarak kendisiyle ilgili gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayacak dosyaya önce gizlilik kararı aldırdı. Ortada böyle büyük bir mağduriyet varken kahkahalarla 'Sağlıklı bir cinsel hayatım var" diyerek savunma yapan Dündar, kendisiyle ilgili haberlere yayın yasağı koydurdu.
ANNEYE HAKARET ETTİ
Dündar, sosyal medyada Dilara G.'nin annesini hedef alarak, "Suphiye Orancı'nın dudak uçuklatan gayri ahlaki geçmişini yakından bildiğini öne süren kişilerle konuştum. Onların iddialarını dinledikçe kızları için daha da üzüldüm. Ne talihsiz çocuklarmış" iddiasında bulundu.
Öte yandan yayın yasağının, Dündar'ın talebiyle babalık davasının görüldüğü Isparta 2. Aile Mahkemesi tarafından verildiği ortaya çıktı. Mahkemenin dosyanın gizliliğini ihlal eden hiçbir haber olmamasına rağmen böyle bir karar vermesi şaşırtıcı bulundu.
RAPORDAKİ AKSAKLIKLAR GÖZ ARDI EDİLDİ
Adli Tıp Kurumu'nun verdiği raporda; bazı usulsüzlüklerin olduğu, raporun kuru kan örnekleri alınmadan hazırlandığı, aynı zamanda DNA örneklerinin iki taraftan da aynı anda alınması gerektiği kuralına uyulmadığı gibi detaylar ortaya çıkmıştı. Yönetmeliğe göre, örnek alınan kişilerin isimleri kapalı ve kodlu olmalıydı ancak bu davada iki tarafın da isimleri açık bir şekilde yazıldı. Kan örnekleri İzmir Adli Tıp Kurumu'nun yeni binasına taşınma dönemindeyken alındı. Örneklerin alındığı tarihten sonra geçen 7 aylık sürede bozulma ihtimali bulunuyordu. Ayrıca örnekler iki taraftan bir buçuk ay arayla alındı. Anneden de kan örneği alınması gerekirken, sonuca etki edebilecek bu seçenek de görmezden gelindi. Mahkemenin söz konusu DNA raporundaki aksaklıkları göz ardı edip jet hızıyla yayın yasağı kararı vermesi dikkat çekti.
HANGİ HALLERDE BASIN YAYIN YASAĞI GETİRİLEBİLİR?
Basın suçlarına bakan Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren'in 'Yayın yasağının yasal dayanağı ve yaptırımı' isimli makalesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararlarla hangi hallerde yayın yasağının getirilmesine açıklık getiriliyor...
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ESASTIR
Makalede 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 3'üncü maddesinin 1'inci fıkrasına göre, basının hür ve özgür olduğunu vurgulanıyor. Makalede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında da; ifade özgürlüğünün esas olarak belirtildiği, ancak sınırlama olarak 2'nci fıkrasında, 'Yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için sınırlamalara veya yaptırımlara tabi tutulabilir' ibarelerinin yer aldığı kaydediliyor.
DAR BİR YORUM YAPILABİLİR
Makalede, hakimin istisnai ve dar şekilde yorum yaparak yayın yasağı kararı verebileceğine, ancak bu kararın verilebilmesi için yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesinin tehlikeye girmiş olması gerektiğine dikkat çekiliyor.
ÜNLÜ-ÜNSÜZ AYRILMALI
Yayın yasağı istenilen örneklerde, talebe konu edilen kişinin sıfatı da önemli. "Normal vatandaş ile politikacı, kamuya mal olmuş, basın aracılığıyla ünlenmiş, 'meşhur' diye tabir edilen sanatçı, sporcu, gazeteci, kamu görevlisi gibi kişilerin birbirlerinden ayırılarak değerlendirilmesi gerekiyor.
Söz konusu makalede bu sıfattaki kişilerle ilgili toplumun haber alma hakkı olduğu, bunların eleştiriye tahammül etmeleri ve bu açıdan basın özgürlüğünün daha geniş olması gerektiğine dair ifadeler yer alıyor.
İSTİHBARAT SERVİSİ