Tara de Vries, erken büyümek zorunda kalmış çocuklardan… Kardeşinin hastalığı tüm hayatını değiştirmiş ama ona bir daha asla kaybetmeyeceği özellikler bahşetmiş. Türkiye İkinci Güzeli Tara de Vries, henüz 20 yaşında ama şimdiden biliyor; bu hayatta her şey mükemmel olmak zorunda değil. Yaşadığı her anın kıymetli olduğunu biliyor, sorumluluk aldığında aslında hayatın herkes için kolaylaştığını da… Neyi başardığınızdan ziyade, nerelerde vazgeçmediğinizin daha önemli olduğunu da… Çok olgun, ayakları yere basan, pırıl pırıl bir genç kız. Güldüğünde ayrı, gülmediğinde ayrı güzel; içindeki farklı farklı kimlikleri objektif karşısında ortaya çıkartmaktan korkmuyor… Şimdi yeni bir serüven için kolları sıvamış durumda. Hayali olan oyunculuğa bir adım daha yaklaştı; dersler alıyor, seçmelere katılıyor, çok çalışıyor… Bunda da başarılı olacağından şüphemiz yok…
Çok güzel bir çekim yaptık ve hepimiz pozlarınıza bayıldık… Muhteşem poz veriyorsunuz; doğal bir yeteneğiniz olduğunu düşünüyorum… Gerçekten doğuştan mı yeteneğiniz, çok çalışmanın ürünü mü?
Öncelikle çok teşekkür ederim. Annem ve babam gençlik yıllarında fotomodellik yaptı. Sanırım genetik kodlamamda bu yatkınlık var. Henüz yolun başındayım… Çalıştıkça, kendimi ve beden dilimi daha iyi tanıyınca, çok daha iyi olmayı umuyorum.
Anneniz Özlem Kaymaz'ı anmasak olmaz… Kendisi Türkiye'nin en güzel ve en fotojenik kadınlarından… Ondan neler öğrendiniz fotomodellik konusunda? Sırlarını bizimle de paylaşır mısınız?
Aile sırlarını paylaşamam (gülüyor)… Şaka bir yana, ondan en önemli öğrendiğim şey kendim olmak, kendimi olduğum gibi kabul etmek diyebilirim. Fotomodellik yaparken styling ile içimden çıkan farklı Tara'ları çok sevdim. İçimden ne geliyorsa onuyapıyorum.
Güzellik yarışması maceranıza geri dönersek… Nasıl karar verdiniz katılmaya?
Son iki yıl tekrar Hollanda'da yaşadım. Liseyi orada bitirdim. Ben iki kültürle büyüdüm. Hollanda'da 16 yaşından sonra aileler finansal anlamda destek olmaz. Harçlık tabii devam eder ama kişisel harcamalarımızı hep kendimiz karşılarız. Yani çalışmak zorundayız. Türkiye'de yaşarken benim bunu deneyimleme şansım olmadı. Son iki yıl Hollanda'da yaşarken çalışma fırsatı buldum. Garsonluk, bebek bakıcılığı yaptım. Annemi çok özledim, onun etrafında yaşamak hoşuma gidiyor. Türkiye'yi çok seviyorum. İstanbul'a hayranım diyebilirim. Burada yaşarken ve okurken şansımı denemek ve düşlerimi gerçekleştirmek için adım attım. Yazın oyunculuk, drama eğitimi aldım, hala almaya devam ediyorum. Podyumda yürümek, defilelere de çıkmak istiyorum. Umarım bir gün annemle defileye çıkma şansım olur, çok isterim. Öncelikli olarak kendi paramı kazanmak, çalışmak, ayaklarımın üzerinde durmak istiyorum. Açıkçası annemin olaylardan pek haberi yoktu. Sonra ona söyleyince çok duygulandı, destekledi ve bu beni daha da motive etti.
Anneniz Türkiye Güzeli'ydi… Dereceye giremeseydiniz nasıl hissederdiniz?
Çok üzülürdüm. Bunu deneyimlemeyi çok istemiştim. En büyük gücümüz hayal etmek, hayallerimizin peşinden gitmek, vazgeçmeden, yılmadan... Küçüklüğümden beri hep hayal ettim ve istedim. Başından beri çok inandım, zaten yolumda bu varmış.
Dereceye girip, Türkiye İkinci Güzeli olduğunuzda neler hissettiniz? İnsanın aklından neler geçiyor böyle zamanlarda?
Kamp süreci çok yoğun geçti. Annemin anlattığı gibi pek olmadı. Onun anıları daha renkli, daha az telaşlı. Çok yorulduk ve çok çalıştık. Şimdi geriye baktığımda iyi ki diyebiliyorum. Çok şey öğrendiğimi görebiliyorum. Çok keyifli bir dönemdi. Yeni insanlarla tanışmak özellikle. Tacımı aldığım an direkt anneme ve aileme bakmıştım. Kelimelerin yetmediği duygular yaşadım.
Sonrasında Miss Universe için Tayland'a gittiniz… Yanınızda kimler vardı size destek olarak? Yola çıkarken neler
hissediyordunuz?
Havalimanına o gece annem bırakmıştı. Sonrasında bu güzel yolculukta hep tektim. Tek başıma, yaklaşık bir ay boyunca ülkem için elimden gelenin en iyisini yaptım. İlk yola çıktığımda tüm bunları tek başıma nasıl yapacağım aklıma geldi, ama sonra o düşünceyi "Ben en iyisini yapacağım'' ile değiştirdim ve ülkemi en iyi şekilde temsil ettiğime inanıyorum.
Nasıl geçti Miss Universe serüveni?
Yaklaşık olarak bir ay oradaydım. 93 ülkeden birbirinden farklı, güzel kızlarla tanıştım. İyi anlaştığım birçok ülke güzeli vardı. En iyi anlaştığım, oda arkadaşım Macaristanlıydı. Gece gündüz hep birlikteydik bu yolculukta. Bu yaz başı Mısır'da 10 ülke güzeli ile bir arada tatil yapmayı planlıyoruz.
Sosyal medya paylaşımlarında an be an takipte kaldık; nasıl bir destek gördünüz?
Türkiye, bu sene Miss Universe'te ilk kez göze çarptı. En azından bana öyle dediler (gülüyor). Gerçekten kelimelerin yetmediği duyguları aynı anda yaşadım. Ülkem bana çok güzel destek verdi. Sosyal medyada da bunu fazlasıyla hissettim. Gerçekten inandılar, ben de elimden geleni yaptım ve kendimle gurur duyuyorum.
RÖPORTAJ: NAZAN ORTAÇ
FOTOĞRAF: SERHAT HAYRİ / Q4 PRODUCTION