Köşemize sürekli katkı sağlayan okurlarımızdan Haluk Zırh, bu kez de Paramparça dizisinden yola çıkarak, iş yeri tacizlerinin sıradanlaşması tehlikesine dikkat çekmiş:
"Sayın Aytuğ, Paramparça dizisini büyük beğeniyle izliyoruz. Ancak Gülseren'in iş arama sahnelerinde her defasında tacize uğraması çok abartılı işleniyor. Zaten ülkemizde 'Kadın evde otursun, ne işi var çalışmaya gidecek, okuyacak?' anlayışı çoğunlukta. Bir de böyle sevilen dizilerde bu sahneleri görünce ellerine koz vermiş gibi olmuyor muyuz? Bugüne kadar Yeşilçam bu konuyu insanların beynine zaten mıh yapmıştı, hiç olmazsa bundan sonra yetişen nesillere daha iyi mesajlar vermemiz gerekmez mi? Ayrıca daha işe müracaat ediyor; hemen nedir, kimdir anlamadan işveren tacize yelteniyor. Bu kadar da saçmalık olmaz Yüksel Bey. İnsanlarımızı ve hayatımızı bu kadar yanlış tanıtmak da doğru değil bence. Bugün merdiven altı bir iş yerine bile gitseniz, daha ilk günden böyle bir durumla karşılaşacağınızı sanmıyorum. İyi günler dilerim, kolay gelsin."
YAZAR NOTU: Okurumuzun görüşüne saygı duymakla beraber, daha geçen hafta aralarında hanım meslektaşlarımızın da bulunduğu pek çok kadının, büyük kentlerin göbeğinde tacize uğradığını anımsatmak isterim. Tabii ki her iş yeri sahibi, potansiyel sapık değil ama oran da giderek artıyor yani...
Bu arada Haluk Zırh'ın ekrandaki reklam bombardımanı hakkında da söyleyecekleri var. İşte diğer mesajı:
"Reklamlar konusunda hepimiz, her kanaldan yıllardır şikayetçiyiz. Siz de birçok uğraş verdiniz. Ama bunun Türkiye'nin diğer sorunları gibi düzeleceği yok. Çünkü herkes kendi bildiğinin en doğru olduğunu sanıyor, karşı tarafın fikirlerine önem vermiyor. Ben çözümü buldum. Reklamlar başladığında saate bakıyorum, bazı kanallar için 15, bazı kanallar için (TV 8) 25 dakika süreyle başka kanala geçiyor ve inanın hiç reklam izlemiyorum. En çok da TRT Müzik kanalına geçiyor ve çok güzel müzikler dinliyorum. Herkese tavsiye ederim. Ayrıca reklam veren firmalara da duyurulur: Reklamları kimse izlemiyor. Kolay gelsin..."