Her yıl büyük ilgi gören, sokaktaki insanın en önemli televizyon gündemi haline gelen 'Survivor' için bu yıl da hemen herkesin bir fikri var.
Köşemizin sürekli okurlarından Fuat Aydemir ise yarışmanın eleme sistemine itiraz edip kendince bir çözüm önerisinde bulunmuş:
"Sayın Yüksel Bey, okuyucularının fikirlerine sütunlarında yer veren tek köşe yazarı olduğunuz için size teşekkür ediyor, bu vesileyle bütün Türkiye'nin ilgiyle izlediği 'Survivor' programı hakkındaki fikirlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.
Her seferinde gönlümüz istiyor ki bu programda yarışmacıların performans değerlendirmesi Büyük Atatürk'ün bize işaret ettiği üç ana esasa göre, yani sporcunun zeki, çevik ve ahlaklı olanını seçmeye yönelik olsun. Ne yazık ki öyle olmuyor. Yarışmacılardan zeka eseri göstermeyen, güçlü olmayan, rakiplerine saygı göstermeyen, buna karşılık hem kendi takımındaki oyunculara, hem karşı takımdakilere hakaret eden, diğerlerini devamlı tahrik eden, kulis yaparak araya nifak sokanlar, SMS'lerde daha çok puan alıyor, elenmiyor, hatta birinci bile seçiliyorlar.
Bunun birinci sebebi, yarışmacıyı askere uğurlar gibi şölenle yarışmaya yollayan mahallenin, ona 'Senin göstereceğin performans önemli değil, ne yaparsan yap SMS'lerimizi sonuna kadar senin için göndereceğiz' demeleri.
İkinci sebep de sanal medyayı sadece bu yönde beceri ve alışkanlığı olan sınırlı bir kesimin kullanması.
Dolayısıyla seçimin, halkın çoğunluğunun tercihini aksettirmemesidir.
Sonuçta seçimler çoğu kere hakkı olanın değil, gösteriş ve kabadayının lehine gelişmektedir. Bu sonuç, belki program ve TV kanalının reyting ve kazancını artırmakta, ancak Atatürk'ün bize bıraktığı değerlerle bağdaşmamaktadır. Onun için bence SMS yoluyla elde edilen sonuçlara sizin gibi değerli insanlardan kurulacak bir jürinin nihai kararıyla son şeklinin verilmesi en doğru yol olacaktır. Saygılarımla..."