Yeni çağın gladyatör savaşı 'Survivor', tv8 ekranlarında başladı. Bu sezon durum biraz değişik. Acun, yarışmanın hamuruna 'milliyetçi' soslar ekleyip olayı reyting açısından daha cazip hale getirdi. Bu kez Türk ve Yunan takımları karşı karşıya.
Hem de ne takımlar...
Aralarında sırıkla atlama ve yüzme şampiyonu da var, karate birincisi de, milli güreşçi de... Yani takımları sür olimpiyatlara, otur madalya bekle; o kadar diyeyim.
İşi daha da cazip kılan taraf, yarışmanın aynı anda hem Türkiye, hem de Yunanistan'da yayınlanıyor olması.
Belli ki her iki ülkenin de fanatikleri ekran başına ellerine ülke bayraklarını alıp oturacak.
Bir televizyon yarışması değil de sanki 'Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni canlı izleyecekler.
Korkum, önümüzdeki haftalarda giderek artacak heyecan ve rekabetin, iki ülke ilişkilerini iyice germesi.
Beklentim ise bu yarışma sayesinde Ege'nin iki yakasının aslında görünenden çok daha yakın olduğunun, kötü niyetli bazı siyasetçiler olmasa birbirine pek benzeyen iki halkın, 'komşusunu' nasıl sevgiyle kucaklayacağının bir kez daha ortaya çıkması.
Dedim ya bu seneki yarışma çok farklı diye, bir kere şartlar çok zorlu olacak.
Baksanıza daha ilk günden eziyet başladı. İlk yarışmayı kaybeden Yunan ekibi, tam iki gün kumanyasız, aç bırakıldı. Belli ki önümüzdeki günlerde ortaya ciddi ciddi 'Nazi toplama kampı' görüntüleri çıkacak.
Bu sezon geçen senelerde olduğu gibi takım içi entrikalar, ayak kaydırmalar, kulisler, gruplaşmalar da yaşanmayabilir.
Zira ortada her şeyden önce 'milli' bir görev var. Az önce saydıklarımı yapanlar, dakikasında 'vatan haini' ilan edilecek.
Ama yine de her şeyin güllük gülistanlık geçeceğinden pek emin değilim. Ne de olsa orası Survivor...