Bir tarafım "İnsan, evladını savaş ortamından, yokluktan, zulümden, ölümden uzak tutmak için her fırsatı değerlendirir. Kendimizi onların yerine koymalıyız. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Komşusu açken tok yatan bizden değildir" derken, diğer yanım "Benim dedelerim 7 düvel üzerimize çullanırken, her türlü yokluğa, zorluğa göğüs gerip istiklalini kazanmak için savaştı. Eli silah tutan Suriyeliler de gelip burada keyif çatacaklarına ülkelerine dönüp kendi özgürlük mücadelelerini versin" diyor.
Özellikle büyük şehirlerdeki kaçak Suriyeliler için çeşitli önlemler, yeni uygulamalar, statü değişiklikleri gündemdeyken, gedikli okurumuz Haluk Zırh da 'vatandaş gözüyle' konuya yorum getirmiş:
"Yüksel Bey, dün haberlerde Melih Gökçek'in bir önerisi vardı, '35 yaşın altında eli silah tutan ne kadar Suriyeli varsa cepheye gönderilmeli' şeklinde. Zaman zaman arkadaş sohbetlerinde bu konuyu biz de dile getirmiyor değiliz. Melih Bey 'Kral Çıplak' dedi sadece. Suriyeli cıva gibi gençler, İstanbul'un her yerinde eğleniyor, hatta yeri geldiğinde taşlı-sopalı kavga ediyor. Bazen polise bile karşı geliyorlar. Yahu madem bu kadar cesaretlisiniz de, niye gidip ülkenizin kurtulmasına destek vermiyorsunuz? Bizim evlatlarımız, Mehmetçiklerimiz senin ülkeni kurtarmak için oralarda şehit oluyor, sakat kalıyor. Melih Bey ile fikir konusunda ters düşen birisiyim ancak doğru söze, düşünceye katılmamak mümkün değil. Biz vatandaşlar bunu zaten dile getiriyorduk ancak böyle bir kişiden bunun gündeme gelmesinin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Kendi ülkesi için kılını kıpırdatmayan insanlardan bizim ülkemize ne fayda gelir Allah aşkına? Hükümetimiz bu konuya en kısa sürede el atmalı. Suriyeli gençlerin bir an evvel ülkesi için savaşmaya gitmesi gerektiğini savunuyorum, iyi günler."