Geçtiğimiz aylarda Spotify, RTÜK'ün uyarısı üzerine lisans başvurusunda bulunmuştu. Ben de bu süreci ve Spotify'ın bundan sonra nasıl bir denetime tabi tutulacağını RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ile konuştum.
"Verilen lisansla birlikte bu platform, içeriklerini yasalarımıza uygun şekilde düzenlemek zorunda" diyen Şahin sözlerine şöyle devam etti:
"Artık 10 yıl süreyle ülkemizde yasal olarak faaliyet gösterebilecekler. Spotify artık 6112 sayılı kanunda açıkça belirtilen yayıncılık ilkelerine uymak zorunda. Bunun dışında yayın yaparlarsa RTÜK olarak gerekeni yaparız. Bu tarz platformların lisans almasındaki en büyük yararlardan biri de hukuki ve mali sorumluluk altına girmeleridir. Türkiye'ye vergi ödeyecekler. Lisans sahibi olmadan önce vergi ödemesinden kaçıyorlardı, şimdi bunun da önüne geçilmiş oldu. Gerekli durumlarda yasal muhatap bulunduracaklar. Ülkemizde temsilcilik açmaları yine son derece önemli bir nokta. Benzeri uluslararası markaların lisans başvuruları RTÜK'e devam ediyor. Gün geçtikçe global ölçekte yayıncılık yapan platformların sayısı artıyor."
CEZA DEĞİL UYARI!
RTÜK Başkanı Şahin'e son olarak da kendisine yöneltilen, lebalep görüntülerinin kullanılmaması için talimat verdiği iddiasını sordum. Bu iddiaları kesin bir dille yalanlayan Şahin sözlerine şöyle devam etti: "Böyle bir şey mümkün olabilir mi? RTÜK Başkanı olarak kanal yöneticilerini özel telefondan arayıp talimat verme gibi bir durum asla olamaz. RTÜK, sadece olağanüstü durumlarda, mesela terör unsuru içeren, şiddet içeren görüntülerin toplumsal psikolojiyi olumsuz etkileyeceğini göz önüne alarak kanallara uyarıda bulunabilir. Yaptığımız incelemelerde tam kapanma öncesinde çekilmiş kalabalık sokakları, caddeleri sanki yeniymiş gibi gösteren televizyonların olduğunu gördük. Bunun halkımızda yanlış algıya yol açacağı malumdur. Eskiden çekilmiş bu görüntüleri 'arşiv' diye yazarak belirtin dedik. Mevzuatımız da bunu söylüyor. Uyulmaması durumunda bu yayıncılık ilkelerinin ihlal edilmesi demektir. Bunun yasal yaptırımı da var. Ama biz ceza yerine uyarmayı tercih ettik. Ceza versek bildik eleştirileri almaz mıydık? Evlerinde kurallara uyarak oturan vatandaşlarda sanki herkes sokaklarda geziyor gibi bir algı oluşmasın istedik. Ama bizim tüm bu iyi niyetimize rağmen beni hedef alarak yıpratmak isteyenler var. Bu tarz karalama kampanyası beni asla yıldırmaz. Yolumda kararlılıkla yürümeye devam edeceğim."
SÜRMELİ GİBİ KADINLAR İŞ DÜNYASINDA ÇOĞALSIN
İş dünyasının erkek egemen ortamında başarılı kadınlarımızın sayısı ne yazık ki bir elin parmağını geçmiyor. Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli iş dünyasındaki az sayıda başarılı kadınlarımızdan biri. Çalışma yaşamındaki cinsiyet eşitsizliğini Kütahya Porselen'de kadınların lehine çeviren önemli atılımlar yaptı Sema Hanım. Bunlardan en önemlisi ise, bünyelerinde bulunan iki fabrikada sadece kadınların istihdam edilmesi. Böyle örnek fabrikalar değil Türkiye'de dünyada bile az sayıdadır diye düşünüyorum. Sema Hanım bu durumu şöyle özetlemiş: "Kadınların potansiyelini ön plana çıkartmak ve 'kadın isterse başarır'ı göstermek istedik. İyi ki de yapmışız." Unutmadan ekleyeyim, kendisi porselende kadın temalı özel üretimlere de imza atıyor. İyi ki böyle kadınlarımız var.