Kış aylarında soğuk hava, kapalı ortamlarda zaman geçirme, hasta kişilerle temas etme gibi faktörlere bağlı olarak nezle, grip, bronşit ve zatürre gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının görülme sıklığı artıyor. Ayrıca var olan hipertansiyon, kalp hastalığı gibi birçok kronik hastalık da soğuktan etkilenip alevlenebiliyor. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Edvin Murrja, kış aylarını sağlıklı geçirmeniz için kaçınmanız gereken alışkanlıkları anlattı, önemli önerilerde bulundu…
KAT KAT GİYİNİN
Soğuktan koruyacak şekilde giyinmeli ancak aşırı terlememeye de özen göstermelisiniz. Çünkü terlemeyle beraber oluşan hızlı sıcaklık değişimleri, özellikle solunum yolu hastalıklarına davetiye çıkarıyor. Ayrıca soğuktan korunmak için tek bir kalın kıyafet yerine, iki-üç kat pamuklu ince giysi tercih edin. Kat kat giyinmek; bir çeşit yalıtım görevi üstlenip fazladan bir hava tabakası oluşturuyor. Bu sayede vücut ısısının daha iyi korunması sağlanıyor. Sıcaklık durumuna göre şapka, eldiven ve atkı; en çok ısı kaybı yaşanan vücut bölgelerinin olmazsa olmaz aksesuvarları. Kış aylarında gerek ısı düzenlenmesi, gerekse gelişen soğuk algınlığı/ viral enfeksiyonlar için ek enerjiye ihtiyacımız var. Ancak geç saatlere kadar uykusuz kalmak, yeterince dinlenememek bu dengeyi bozabiliyor. Bunun sonucunda da hastalıkların gelişme riski artıyor. Günde yedi-sekiz saat uyumaya, yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterin. Kış mevsiminde sosyal hayattan kopmak da sıkça yapılan hatalardan biri. Akşam yapılan organizasyonlarla hem vücudunuz endorfin salgılayacak ve kendinizi daha iyi hissedeceksiniz, hem de bağışıklık sisteminiz uyarılarak daha sağlıklı olacaksınız. İş, güç, şehir hayatı deyip düşük bir motivasyonla gününüzü bitirmeyin.
GELİŞİGÜZEL İLAÇ KULLANMAYIN
Isı dengesini ayarlayamamak, doğru beslenmemek, kapalı ortamlarda kalmak, sigara kullanımı, direncin düşmesi gibi birçok faktör; kış aylarında nezle, grip, sinüzit, bronşit gibi enfeksiyonların hızlı yayılmasına neden oluyor. Bu hastalıkların çoğu; antibiyotik gerektirmeyen, bol sıvı, istirahat ve semptom giderici ilaçlarla geçebiliyor. Ancak semptomlar birbirine benzese de hastalıklar ve alınması gereken ilaç tedavileri çok değişken oluyor. Dolayısıyla hekim önerisi dışında ilaç kullanmamaya özen gösterin, aksi halde antibiyotik direnci ve komplike solunum yolu enfeksiyonları ile uğraşmak zorunda kalabilirsiniz. Nezle, grip, diğer solunum yolu enfeksiyonları, gastroenterit gibi hastalıklar; ortak kullanılan klavye, mouse, telefon ve kapı kolu gibi eşyalardan hızlı yayılabiliyor. Ayrıca hasta kişilerle yakın temasta olmak, tokalaşmak bile hastalığın bulaşması için yeterli olabiliyor. Hastalıklardan korunmak için ellerinizi sık sık yıkamayı ihmal etmeyin, kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmaktan mümkün olduğunca kaçının. Hava değişimiyle birlikte solunum yolu hastalıkları daha kolay alevlenebiliyor, kalp krizleri kışın daha yaygın olarak görülüyor, hipertansiyon ile diyabet gibi bazı hastalıklar kontrolsüz hale gelebiliyor. Vücudun halsizlik, öksürük, iştahsızlık, baş ağrısı, göğüs ağrısı gibi uyarılarını dikkate almadığımızda; bu hastalıklar daha komplike olarak karşımıza çıkar. Bu nedenle, vücudunuz uyarı sinyalleri verdiğinde gerekli kontrolleri yaptırın.
HAFTADA ÜÇ GÜN YÜRÜYÜŞ YAPIN
Kış aylarında yaptığımız bir başka hata da, havanın soğuması nedeniyle sporu bırakmak. Spor, vücuda hareket kazandırarak bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Ayrıca endorfin salgılatarak kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor. Bu yüzden aşırı soğuk olmayan havalarda haftanın en az üç günü 45'er dakika yürümeyi ihmal etmeyin.
'KISA MESAFE' DİYEREK İNCE GİYİNMEYİN
Vücudun ısı dengesini değiştirecek noktalara dikkat edin. Örneğin, ev ile iş ortamında ideal sıcaklığın sağlanması ve korunması çok önemli. Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği sıcaklık; oturma odasında 21, diğer odalarda 18 derecedir. Oluşan hızlı ısı değişiklikleri, farkında olmadan hastalığa davetiye çıkarabiliyor. Bu nedenle ortamlar arasındaki ısı geçişlerini önemseyin. Örneğin herhangi bir yere giderken kısa mesafe diye aldanmayın, giyiminize özen gösterin.
GÜNDE BİR BARDAK PORTAKAL SUYU İÇİN
Kışın sabit tek tip beslenme tarzı ile besin ihtiyacı karşılanamayacağı gibi, oluşabilecek vitamin ve mineral eksikliği de vücut direncini düşürerek hastalıklara yakalanma riskini önemli ölçüde artırıyor. Bu nedenle kış mevsiminde enerji, vitamin, mineral açısından zengin kış meyve ve sebzelerinden olabildiğince faydalanmanız gerekiyor. Süt ve süt ürünleri tüketmeyi, balık yemeyi, taze sıkılmış portakal suyu içmeyi unutmayın. Balık, içerdiği omega-3 nedeniyle kalp ve damar sağlığı açısından çok önemli. Ayrıca kış aylarında daha fazla ihtiyaç duyduğumuz A, B1, B2 ve D vitaminleri balıkta bolca var. C vitamininden zengin portakal suyu da günde bir bardak içilirse, özellikle viral enfeksiyonlara karşı önemli bir savunma sağlıyor.