Sosyal medya hakkında defalarca yazı yazdım, eleştirilerde bulundum. Ama nafile, her şey daha kötüye gidiyor ne yazık ki. Hakaret etmeyi, bel altı vurmayı, insanın onura, namusuna laf etmeyi adeta yaşam felsefesi haline getirmiş bir güruh var. Bunların yaptığı açıkça sosyal medya terörüdür. Terör diyorum çünkü 'toplumu korkutmaya, yıldırmaya yönelik yapılan her türlü eylem' anlamına gelen bu sözcük sosyal medyadaki ortamı anlatmak için en uygun kavram bence.
AHLAKSIZ SALDIRILAR
Bu saldırıları da çoğunlukla yumurta kafalı sahte hesaplar üzerinden yapmaları da ayrı bir konu tabi. Yani sahte hesaptan küfür ediyorlar, ahlaksız sözler de yazıyorlar. Nasıl olsa bizi kimse bulamaz diye düşünüyorlar herhalde. Gerçek hayatta kusamadıkları öfkelerini başkalarına saldırarak kusuyorlar sanal ortamda. Gözleri hiçbir değeri görmeden yapıyorlar bunu üstelik. Tam bir 'delilik' hali. Türkiye'de sosyal medya teröründen herkes muzdarip. Siyasetçisinden sanatçısına, işadamından, gazetecisine herkes sosyal medyadaki bu kirli ortamdan şikayetçi. Sonuç ne peki?
Sadece şikayet etmekle bir yere varılmıyor işte, gördük. Hep söylüyorum yine tekrar edeceğim, dünya görüşümüz ne olursa olsun ortak noktamız insani ve ahlaki değerler olmalıdır. Bizi ortak paydada buluşturan değerlerden koparsak, toplum olmaktan da çıkarız. Nasıl ailene kötü söz söylenmesi onuruna, gururuna dokunuyorsa sende bunu bir başkasına yapmamalısın. Küçüklükten itibaren bizlere öğretilen bu oldu. Ama görüyorum ki bu değerlerden çok uzak, sapkın insanlarla dolu sosyal medya.
KADINLARA DİL UZATIYORLAR
Kimsenin bir başkasına hakaret hakkı yoktur, olamaz da. Hele de ahlaksızca kadınlara dil uzatmak terbiyesizliğin dip noktasıdır. Nasıl bir ahlaksızlıktır ki başkasının namusuna, onura dil uzatabilme hakkını kendinde bulabiliyor. Bunu yapanlara 'sosyal medya teröristleri' diyorum ben. Bunlara mücadele etmenin yolu da caydırıcı önlemler almaktan geçiyor. Yani sadece kınamakla, 'çok yanlış' demekle olmuyor. En azından bugüne kadar olmadığını gördük. Sokakta yürürken selam vermeye çekineceği insanlara sosyal medyadan ahlaksızca saldıranları durdurmanın başka yolu yok çünkü. Terörün o yok edici, yakıp yıkıcı ruhunu sosyal medyada hayata geçiren bu klavye canavarlarına dur demeliyiz. Bunun önünü alamazsak toplumdaki ahlaki erozyonu da durdurmayız. Kavgada bile söylenmeyecek sözleri sırf sosyal medya üzerinden ulaşabildiği için hakaret etme, öç alma aracı haline getirenlere yasalar yoluyla müdahale edilmeli. Meclisteki tüm partiler de umarım bu konuda aynı hassasiyeti gösterir.
GÖRMEZDEN GELENLER DİKKAT
Unutmayalım ki, sosyal medya terörü bugün beni yarın da seni vurur. Yani burada hakaret eden benim ideolojime yakın aman görmezden geleyim gibi bir tavır içinde olmamak gerekiyor. Gerekli düzenlemeler yapılmazsa bumerang gibi sosyal medya terörü de dönüp dolaşıp 'görmezden gelenleri' de vuracaktır. Buna kimsenin şüphesi olmasın. O yüzden bir vatandaş ve seçmen olarak beklentim sosyal medyada ahlaki çöküntüyü durduracak, kirliliğe son verecek bir düzenleme yapılmasıdır. Umarım en kısa sürede bu düzenleme hayata geçer.
Cem Yılmaz ve Serenay ne yapacaklar?
Bir kadına şiddet haberi gündeme bomba düştü. Deniz Bulutsuz, oyuncu Ozan Güven'den şiddet gördüğü iddiasıyla şikayetçi oldu. Bu kadar ciddi iddialar karşısında yine sessizliğini koruyan bir kesim var. İşin ilginç yanı Sıla- Ahmet Kural olayında yeri göğü inleten bu kesim, konu Ozan Güven olunca adeta başına kuma gömüyor. Ben bu olay karşısında en çok Cem Yılmaz ve sevgilisi Serenay Sarıkaya'nın tepkisini merak ediyorum. Onlar da oyuncu Demet Özdemir gibi tepki gösterecek mi, yoksa olayın aktörü en yakın arkadaşları Ozan Güven olunca sessiz mi kalacaklar? Dönüp dolaşıp aynı soruyu soruyoruz, erkek güçlü ise şiddeti görmezden gelmek ahlaka ve vicdana sığar mı?