Sosyal medya, toplum üzerinde önemli bir etkiye sahip. Siyasetten spora, sanattan iş yaşamına kadar... Her alanda giderek büyüyen bu etki, bireylerin algılarını da değiştiriyor. Görünen o ki, bizim sosyal medyayı yönetmemiz gerekirken, sosyal medya bizi yönetir hale geldi. Özellikle de yeni nesiller üzerinde oldukça etkili...
Bunun en açık örneklerinden birini değişen 'güzellik' algısında görüyoruz. Nasıl mı? Sosyal medya filtreleri aracılığıyla yaratılan 'kusursuz' görüntüye sahip olma hırsı, güzelliğin ancak 'kusursuz' görünerek elde edilebileceği algısı gençleri gerçek dışı 'güzellik' algısına yöneltiyor. Son yıllarda estetik yaşının 18'in altına düştüğünü gösteren birçok habere rastlamamız tesadüf değil yani. Bu durumun eğer müdahale edilmezse ileriki yıllarda çok daha büyük bir sorun olarak karşımıza çıkacağını düşünenlerdenim. Ben de hem bu konuyu konuşmak, hem bununla nasıl mücadele etmemiz gerektiğini sormak için Dermatoloji Uzmanı Dr. Nezih Karaca ve Uzman Psikolog Esra Ezmeci'den görüş aldım.
"Sosyal medya, bugünlerde genç bir insanın hayatının her yönüne nüfuz ediyor" diyen Uzman Dr. Nezih Karaca, sosyal medyada herkesin en iyi anısını ve kendinin de olabilecek en kusursuz görünümünü koymak için uğraştığını belirtti. Sosyal medyadaki yeni uygulamalar ile gerçekliğin düzenlenmiş bir versiyonunun sunulduğuna dikkat çeken Karaca, sözlerine şöyle devam etti:
"Fotoğrafları ve videoları filtreleyen, kişinin yüzünün şeklini ve cildinin rengini değiştirerek, pürüzlerini sıfırlayarak neredeyse herkesin kusursuz görünmesini sağlayacak bu resimler ve videolar artık sosyal medyada çok yaygın paylaşılmaya başlandı. Bu nedenle de sosyal medya, gençlerin benliklerini olumsuz etkilemeye başladı. Bu filtreli resimler sahte bir benlik algısı başlatıyor. Ve gerçek hayatta da sosyal medya üzerinden başkalarında gördüğü kusursuz görünümlere, kendi görüntülerini filtreleyerek benzeme arayışına giriyorlar. Bu nedenle bizim gibi kliniklere 16-17 yaşındakiler bile başvuruyorlar. Eğer bu gençlerin talepleri yersiz ise, güzel bir şekilde anlatmaya çalışarak bu talebinden vazgeçirmeye çalışıyorum. Onları doğru yönde yönlendirmek çok önemli ve burada biz hekimlere çok iş düşüyor. Ancak bazen benim gönderdiğim bazı gençler maalesef başka bir yere gidip istediği işlemi yaptırmış oluyor. Bu nedenle bütünsel olarak bilinçlendirmek çok önemli. Esas iş, hükümetimizin bu duruma yönelik okullarda ve medyada bilgilendirici ve farkındalık yaratacak projeler geliştirmesine bağlı. Gençlerin güzellik algısının gerçeklerle uyumlu olmasının sağlanması, hastalık olmadığı sürece küçük kusurların normalin bir varyasyonu olduğunu anlamaları, kişinin vücudundaki asimetrileriyle, ergenlik sivilceleriyle kendiyle barışık yaşamayı bilmesi ve bu şekilde mutlu olması çok önemlidir."
ÖZ GÜVEN KAYBINA YOL AÇIYOR
Uzman Psikolog Esra Ezmeci ise, sosyal medyanın hem yaşama, hem de dünyaya bakışımızı değiştirdiğini belirtti. Sosyal medya yüzünden kendi gerçek kimliğimizden memnun olmamaya başladığımızı söyleyen Ezmeci, sözlerine şöyle devam etti:
"Sosyal medya üzerinden dayatılan mükemmel vücutlar, mükemmel hayatlar var. Tabii yetişkinler olarak bu noktadan çok etkilenmeden kurtulabiliriz ama daha yeni kimliğini bulmaya çalışan, bedeninin hem değişimine adapte olup hem de ondan memnun olmaya çalışan gençlerin, fotoşoplu bedenlere bu kadar maruz kalması yanlış bir kıyaslamaya girerek kendi öz değer ve öz güvenini kaybetmesine yol açabiliyor. Bu gibi durumlar da gençler ve ergenlerde estetik kaygısına, yetersizlik korkusuna ve sürekli bir estetik operasyon isteği ya da mutluluğu fiziksel özelliklerde arama eğilimine yol açabilir. Gençlere, öz değer ve öz benliğin bu sosyal medya kimliklerinin dışında kendi içinde yaratılması gerektiği anlatılmalı."