Psikiyatrist&Psikoterapist Uzm. Dr. Fatma Coşar, Z kuşağı ile ilgili ailelere önerilerde bulundu…
Çocukların istekleri, aileler tarafından hemen yapılıyor. Çocuklar artık hayal kurmuyor. Gelecek dönemde bu çocukları nasıl bir hayat bekliyor?
Özellikle son dönemlerde çocuk merkezli olmakla, çocuğun aileyi yönetmesi birbiriyle karıştırılmaktadır. Aile dinamikleri içinde çocuğa birey olarak önem vermek, ailenin alacağı kararlarda çocuğun gelişim özelliklerine göre bu kararlara katılımını sağlamak ve çocuğu desteklemek, çocuğun benlik gelişimi için paha biçilemez derecede önem arz etmektedir. Ancak bu durum çocukların hiçbir sınırının olmayacağı ve çocuğun her istediğinin olacağı anlamına gelmiyor. Aileler çocuklar zorlanmasın diye her şeyi kendileri yaptığı takdirde büyüyüp hayata atılan çocuk fanusundan çıkmış balığa dönecek, ne yapacağına, nasıl karar vereceğine karar veremez hale gelecektir. Oysa kendi sorumluluğunu alan bir birey yolda zorlansa da sahip olduklarının farkında olup elde ettiği başarıdan ayrı bir haz alır. Kendine olan güveni tam, başarısızlık karşısında öğrenilmiş çaresizliğin çarkına düşmeyen mutlu bir birey haline gelir.
Ekranlar online eğitimler ile birlikte artık hayatımızın kaçınılmaz bir parçası ama çocuklar artık başka bir şeye bakmıyor. Bu asosyalliğin ne gibi sonuçları olacak?
Çocuklara teknolojiden nasıl faydalanacakları konusunda kendi doğrularımızla rehber olmalıyız. Ekranlar ve online eğitimler çocuklar için dezavantaj olarak görülse de pandemi döneminde onların eğitimlerine devam edebilmelerini sağladı. Çocuklarımızın bizimle zaman geçirmesini istiyorsak öncelikle bizim onlarla zaman geçirmemiz ve onlara bu ailenin bir parçası olduklarını hissettirmemiz lazım. Ekran yasaklarından önce ailede oluşturulması gereken başka ritüellerin olduğunu unutmamalıyız.
Özellikle geç yaşta anne-baba olan ve çalışan aileler çocukları ile görüştükleri kısıtlı zamanlarda onlara sınır koymuyor, Bu durumun ne gibi olumsuz sonuçları olur?
Çocuklar özellikle 0-6 yaş aralığında sınırlı özgürlüklerden hoşlanır. Bu durum onları güvende hissettirir. Her çocuk sınırlarını bilmek ister. Hatta bu konuda ailesini dener. Unutmayalım ki çocuklarımız bizleri bizlerden çok daha iyi tanıyor ve neye izin verip neye izin vermeyeceğimizi biliyorlar. Buna göre kendi sınırlarını da bizim sınırlarımıza göre şekillendiriyorlar. Aslında her şey kendimizi tanımakla başlıyor.
AİLELER KENDİLERİNİ VE ÇOCUKLARINI İYİ TANIMALI
Aileler öncelikle kendilerini ve aile dinamiklerini tanımalıdır.
Çocuğunu tanımalıdır. Çocuğu neyi sever, neyi sevmez. Yetenekleri neler? Çocuğunu ne öfkelendirir? Çocuğu neyle mutlu olur? Bunları bilmelidir.
Çocuğunun gelişim özelliklerinin farkında olmalıdır.
Çocuğa söylemekten daha ziyade çocuğa yaparak örnek olmalı; yani kendisi rol model olmalıdır.
Çocuğu gelişim özellikleri bağlamında karar mekanizmalarının içine dahil etmelidir.
Çocuğu ile zaman geçirmeli ve çocuğuna ortak paylaşım alanları yaratmalıdır.
Çocuğunun ihtiyaçlarının farkında olmalı ve ona ihtiyaçları bağlamında doğru noktada yaklaşmalıdır.
Çocuğunun eleştirel düşünme becerisini geliştirmeli ve ona sorgulamayı öğretmelidir.
Çocuğun esnek düşünebilmesini desteklemelidir.
Çocuğuna değerlerini bilen ve değerlerine sahip çıkan bir birey olarak yaklaşmalıdır.